Kenti ikiye bölecek duvar inşaatına ilişkin konuşan TMMOB İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Doğan Hatun, projenin hayat bulması halinde yine Bağlar ilçesi ile Yenişehir ilçesinin birbirinden tamamen koparılacağını dile getirdi. Bu uygulamanın dünyanın hiçbir yerinde örneğinin olmadığını savunan Hatun, kentin 50 yıllık master planı dikkate alınarak, demiryolunun kentin dışına taşınması gerektiğini vurguladı. Hatun, bu konuda hiçbir ücret talebinde bulunmadan Devlet Demiryolları'na mühendislik desteği sunmaya hazır olduklarını
DİYARBAKRI YENİGÜN - Diyarbakır kent merkezini ikiye bölecek 10 kilometre uzunluğundaki çift taraflı duvarın yapımı oluşan tepkiler üzerine askıya kalındı. Devlet Demiryolları'nın, olası kazaların önüne geçme gerekçesiyle inşa etmek istediği kenti boydan boya ikiye ayıracak olan duvar, 70 santimetresi beton, 170 santimetresi kafes panel çit, 50 santimetresi de jiletli tel olmak üzere 2 metre 90 santimetre yüksekliğinde ve 10 kilometre uzunluğunda olacak. Gösterilen tepkiler üzerine bu proje şimdilik askıya alınmış olsa da, iptal edilmiş değil. Duvarın yapımı için gerekçe olarak yaşanan “kazalar” gerekçe gösterilse de sözkonusu tren yolunda yaşanan kaza oranı oldukça düşük. Devlet Demiryolları Malatya 5. Bölge Müdürlüğü'nün verilerine göre, etrafına duvar örülmek istenen raylarda son 5 yılda 15'i araç, 6'sı yaya olmak üzere yaşanan 21 kazada sadece 1 kişi öldü, 9 kişi de yaralandı.
Demiryollarındaki kazaların oranı
Demiryollarındaki kazaların oranı Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerinde ayrı bir başlık altında ele alınmayacak kadar düşük bir seyirde. TÜİK’in kazaya karışan taşıt dağılımında "diğer kazalar" başlığı altında ele aldığı demiryolu kazalarının toplam kaza oranındaki yeri 2019'da yüzde 5,2 olarak görülüyor. TÜİK verilerine göre, 2019 yılında 1 milyon 168 bin 144 kaza meydana geldi. Bu kazalardan 174 bin 896'sı ölümlü ya da yaralanmalı kazalar oldu. Ölümlü kazalarda ise 5 bin 473 kişi yaşamını yitirdi. Verilere göre; meydana gelen kazaların yüzde 53,1'i otomobil, yüzde 16,3'ü motosiklet, yüzde 14,9'u kamyonet, yüzde 5,2'i diğer, yüzde 3'ü minibüs, yüzde 2,3'ü kamyon, yüzde 2,2'si otobüs, yüzde 2,1'i çekici, yüzde 1'i traktörle gerçekleşti. Demiryolları'nın, traktör kazalarından bile daha düşük olup, TÜİK’in binde oranlara tekabül etmesi nedeniyle ayrı bir başlık altında göstermeye kayda değer bulmadığı bu kazaları öne sürerek Diyarbakır'ı baştan başa ikiye bölecek duvar inşa etmek istemesine kent dinamikleri karşı.
[caption id="attachment_55442" align="alignnone" width="600"]
Doğan: Tek ölümlü kazada demiryoları hatalı
Projeyi sorduğumuz TMMOB Diyarbakır İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Doğan Hatun, Demiryolları'nın öne sürdüğü "kaza” gerekçesini gerçekçi bulmadıklarını dile getirdi. Devlet Demiryolları yetkilileriyle yaptıkları görüşmelerde kendileriyle kaza oranlarına ilişkin paylaşılan verilen oldukça düşük olduğunu söyleyen Hatun, "Kent içinde sadece 3 kaza olmuş. Bu kazalardan 3 yaralama ve 1 ölüm var. Kazalardan bir tanesi istasyonun içerisinde olmuş, diğeri de Leylek İstasyonu'nda yaşanmış bir kaza. Bir de 75 Metrelik Yol üzerinde kendi bariyerlerinin sinyalizasyon sistemleri çalışmadığı için oluşan bir kaza var. Oluşan kazalar Devlet Demiryolları'nın hatasından kaynaklı" bilgilerini paylaştı.
Ofis'te hiç kaza olmadı
Yaya geçişlerin en yoğun olduğu merkez Yenişehir ilçesindeki Ofis Semti'nde, demiryolu tarihi boyunca hiç kaza meydana gelmediğini kaydeden Hatun, "1994, 1995'te Batıkent'te bir kaza var. Trenin transite çarpması sonucu gerçeklemiş. O tarihten buyana bu noktada bir kaza yok. Bahsettiğin bu kazaların verileri Devlet Demiryolları'nın kendisi bizimle paylaştı" dediç Almanların 1935'te inşa ettiği hattın 65 yıldır hiçbir yenileme çalışmasının yapılmadığını ve günümüz koşullarına göre modernize edilmediğini ifade eden Hatun, oluşan tepkiler sonucu duvar yapımının durdurulması sonrası Devlet Demiryolları yetkilileri ile yaptıkları görüşmede söz konusu hattın revize edilmesini istediklerini aktardı. Doğan, "Sadece projeyi geçici olarak durdurduklarını deklare ettiler. Bu da hala bu projenin devam edeceğinin riskini taşıyor. Halkın refleksi biraz sönümlendikten sonra tekrardan başlayacak kaygısı taşıyoruz. Öyle değilse Bakanlık konuyla ilgili açıklama yapmalı. Bizim talebimiz bu" dedi.
“Kenti açık cezaevine dönüştürüyorlar”
Kent dinamiklerinin görüşü alınmadan, Diyarbakır'ın sosyo-ekonomik yapısı dikkate alınmadan, Malatya 5. Bölge Müdürlüğü'nün projeyi masa başında hazırladığının altını çizen Hatun, şunları söyledi: "Bu duvarı kazaları ve mal kaybını önleme gerekçesiyle yaptıklarını söylüyorlar. Ama kentin içerisinde herhangi bir fizibilite çalışması yapılmadan, kentin içerisinde yaşayan halkın ekonomik, sosyal, psikolojik anlamda nasıl bir tahribat yaşayacağı düşünülmeden yapılan talihsiz bir proje. Devlet Demiryolları daha önceki açıklamamıza ilişkin bizi yalanlayıp, 'Biz duvar örmüyoruz' demişti. Peki, bu duvar değil de nedir? Sanki biz kamuoyunu yanıltan bilgiler paylaşıyormuşuz gibi bir bölge müdürüne yakışmayan tarzda bir açıklama yapıldı. Duvarın üzerinde 170 santimetrelik panel gelecek, onun üzerine 50 santimetrelik jiletli tel gelecek. Jiletli telin bölgede uygulandığı yer, askeri bölgeler ve cezaevleri. Bu da doğalında şu tanımı getirir: Bu kenti açık cezaevine dönüştürüyorlar."
“Kenti bölecek bir proje”
Yapılacak duvarın “güvenlik” amacıyla yapıldığını vurgulayan Hatun, nedenini ise "Bu proje aslında güvenlik odaklı, bu kentin halkının birbirinden koparacak şekilde planlandığı ve profesyonelce düşünülen üzerinde düşünülüp uygulatılan bir çalışmadır. Aslında bu proje karanlık odanın, bir arka karanlık odasında çizilmiştir. Ofis gibi günlük 300 bin insanın gelip gittiği bir yerde ne amaçlıyorsun? Bunun politik arka planı bence siyasilerin konuşması gerekiyor. Bu kentin siyasi partileri bu konu üzerinde ciddi yorumlar yapabilir. Bu kente nasıl güvenlik politikaları uygulandığını siyasilerin dillendirmesi daha doğru olur" sözleriyle açıkladı. Hatun, kentin yapısı dikkate alınmadan yapılan projelerle kentin ekonomik kaynaklarının tüketildiği üzerinde de durdu. Buna örnek olarak ise, kayyım tarafından Ofis Semti'ndeki trafiği rahatlatmak amacıyla 4 katlı apartmanın kamulaştırılmasıyla yapılan ve 5 milyon TL'ye mal olan yolun kullanılmasına Devlet Demiryolları'nın izin vermemesi ile kent kaynaklarının heba edilmesini gösterdi. Demiryolu'nun duvar projesiyle yine kent kaynaklarını heba edeceğini vurgulayan Hatun, 10 kilometre boyunca burada okullar bölgesi var. Öğrencilere sadece yapılan ucube köprünün üzerinden bir yol veriliyor. Bu da nasıl bir kazayla öğrencileri bir trafik içine sürüklediklerinin gerekçesi olarak karşımızda duruyor. Bunlar hiçbir şekilde fizibilite çalışması yürütülmeden yapılan uygulamalardır" diye konuştu.
“Dünyada örneği yok”
Projenin hayat bulması halinde yine Bağlar ilçesi ile Yenişehir ilçesinin birbirinden tamamen koparılacağını dile getiren Hatun, iki ilçe arasındaki insan sirkülasyonun durması ile esnaf ve kent halkının ekonomik olarak zarara uğrayacağını kaydetti. Hatun, bu konudaki sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu uygulamanın dünyanın hiçbir yerinde örneği yoktur. Devlet Demiryolları akıl tutulması yaşıyor. İlla bir şey yapmak istiyorsa bu tren hattını Diyarbakır'dan çeksin. Biz proje çizmeye hazırız. Ulaştırma Bakanı Devlet Demiryolları Bölge Müdür ve Genel Müdürlüğü eğer gerçekten iyi niyetliyse, bir yatırım yapmak istiyorsa biz uygun yeri de gösteririz. Batman hattı ve Mardin Mazıdağı'ndaki hattında boşa düşmemesi içinde alternatif projede çizeriz. Alternatif yol ve yöntemler geliştiririz. Ama bu şekilde bir uygulamayı biz kabul etmiyoruz. Yaptırmayacağız." Küçük Sanayi Sitesi'nde 600 metrelik bir alanda çalışma yapılması yönünde talepleri olduğunu, bu alandan geçen demiryolunda çalışma yapılmasının kendi talepleri olduğunu belirten Hatun, halkın yararına olan her projeyi destekleyeceklerini ifade etti. Kentin 50 yıllık master planı dikkate alınarak, demiryolunun kentin dışına taşınması gerektiğine işaret eden Hatun, bu konuda hiçbir ücret talebinde bulunmadan Devlet Demiryolları'na mühendislik desteği sunmaya hazır olduklarını da sözlerine ekledi.