Bu kentte insanların yakın olduğunu biliyordum ancak bu kadar yakın olduğunu fark etmemiştim daha önce. İçimden, tokalaşmayı geçtim, bari öpmeyin diyorum. Hadi öptünüz bu hunharca sarılma ne? Birkaç gün öncesine kadar güzel olan bu görüntüler şua üzücü ve korkutucu..
Şehriban ELEFTOZ /Yenigün Özel
DİYARBAKIR YENİGÜN - Türkiye’de ilk Corona Virüs ( COVİD-19) vakasını Sağlık Bakanı Fahrettin Koca 11 Mart’ta açıkladı. COVİD-19 vakalarının ardından, İçişleri Bakanlığı tarafından tedbir amacıyla 16 Mart’ta cafe, kıraathane gibi toplu buluşma alanlarının kapatılması bir genelge ile bildirildi. Alınan bu karara Diyarbakır‘da ki esnaflar da uyarak kepenk açmadı. Ancak kentte cafe ve kıraathanelerin kapanmasına karşın manzara aynı. Vatandaşların çoğu sosyal mesafeyle ilgili önlem almıyor.
Diyarbakır’dan manzaralar
Uzaktan, iki yaşlı biri de orta yaşta üç kişinin bir bankta oturup koyu sohbete daldıkları fark ettim. Yanlarına gidip bu kadar yakın oturmanız tehlikeli değil mi diye sordum. Virüsle ilgili görüşlerini almak istediğimi belirttim. Orta yaşlardaki ısrarla bana yer vermeye çalıştı. Teşekkür edip virüsten dolayı sosyal mesafeye dikkat etmeye çalıştığımı söyledim. Bu sırada Mehmet Dayı, “Ne yapalım kızım. Mecbur oturmuşuz. Şimdi kahve açılsa yine kahveye gideceğiz. Sohbet etmek hoşumuza gidiyor. Aslında oturmamız gerekiyor” dedi gülerek.
Herkes Sarmaş Dolaş
Şu kente en sevdiğim şeylerden biri de yürümek. Diyarbakır da yürürken günü kurtarmak için güzel şeylerle rastlaşma oranı yüksek. Bu kentte insanların yakın olduğunu biliyordum ancak bu kadar yakın olduğunu fark etmemiştim daha önce. İçimden, tokalaşmayı geçtim, bari öpmeyin diyorum. Hadi öptünüz bu hunharca sarılma ne? Birkaç gün öncesine kadar güzel olan bu görüntüler şua üzücü ve korkutucu. Bu görüntülerin sadece birkaç kişiden oluştuğunu umarak yoluma devam ediyorum. Sanat Sokağına vardığımda, bütün kafelerin kapalı olması beni oldukça şaşırtsa da sevindirdi. Dünyayı saran bu virüs hepimiz için tehlikeli çünkü. Sanat Sokağından çıkıp, yürümeye devam ediyorum. Anıt Park’a vardığımda, dokuz kişilik bir arkadaş grubunun uzun bir banka oturup sohbet ettiklerini görüyorum. İçimden, biri gelip şunları ayırsın, bu umarsızlıkda ne? diyorum. Ancak sadece 'Gençler bu şekilde oturarak kendinize ve çevrenize tehlike saçıyorsunuz' diyebildim.
Ciddiye alanlara rastlamak sevindirici
Neyse ki az ötede maske takıp önlem alanlarla da rastladım. Korona Virüse karşı ne gibi önlemler aldığını sorduğumda öncelikle Diyarbakır’da hayatın normal göründüğünü ama öyle olmaması gerektiğini söyleyen Geylani Süver, “Virüse karşı, sosyal mesafeyi korumaya çalışıyorum, hijyen kurallarına uyuyorum ve toplu taşıma araçlarını kullanmamaya çalışıyorum. Bizim kendi önlemimizi alıp kendimi korumamız gerekir” diyor. Kendine iyi bak diyerek yanından ayrıldım. Dağkapı’ya doğru ilerlediğimde yağmur çiselemeye başlamıştı. Biraz yağmurun kimseye zararı olmaz diyerek yürümeye devam ettim. Dağkapı’ya vardığımda burada da manzara aynıydı. Sosyal mesafe buraya da yansımamıştı. Beş dakika sonra yağmur oldukça şiddetlendi. Ve virüsün yaratamadığı sosyal mesafeyi yağmur yarattı.