Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Merkezi, katledilen üyeleri avukat Müzeyyen Boylu için açıklama yaparak, hazırlanan iddianameye ilişkin değerlendirmelerini paylaştı. Açıklamada ayrıca pazartesi günü saat 09.30’da Diyarbakır 7’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek ilk duruşmaya katılım çağrısı yapıldı
DİYARBAKIR YENİGÜN - Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Merkezi boşanma aşamasında olduğu erkek tarafından katledilen üyeleri avukat Müzeyyen Boylu’nun 9 Eylül’de görülecek duruşmasına ilişkin Diyarbakır Barosu Adli Yardım binasında basın toplantısı düzenledi. Kadın Hakları Merkezi üyelerinin katıldığı basın toplantısında, Avukat Hatice Demir duruşmaya ilişkin bilgilendirme yaptı. Demir, Müzeyyen Boylu’yu ve Boylu’nun ardından katledilen kadınları hatırlatarak, Türkiye’de devlet politikasının ne pahasına olursa olsun “kutsanan ailenin bekasını sürdürmeye yönelik” olduğuna dikkat çekti.
“Kadın cinayetlerinin politik olduğunu vurguluyoruz”
Devletin bu önceliği kadınları maruz kaldıkları şiddet karşısında korumasız ve saldırıya açık hale getirdiğine dikkat çeken Demir, “Bizler işte tam da bu sebeple kadın cinayetlerinin politik olduğunu vurguluyoruz. Türkiye İstanbul Sözleşmesi ile ‘şiddete sıfır tolerans’ taahhüdü verdi. Türkiye verdiği bu söz ile kadına yönelik şiddet konusunda bir seferberlik halinde hareket etmenin bir devlet politikası olacağını teminat altına aldı. Sözleşme şiddet eylemlerinin gerçekleştirilmesinden sonra başlatılan ceza davalarında; kültür, töre, din, gelenek veya sözde namusun gerekçe olarak öne sürülemeyeceğini, bunun haksız tahrik sebebi sayılamayacağını ve ceza indirimi yapılamayacağını düzenlemiştir. Ancak yargı makamları bu sözleşmeye rağmen halen kadın cinayeti davalarında şiddeti meşrulaştıran argümanları kabul ederek indirim yoluna gitmektedir” dedi.
“Önlemler alınmıyor”
Adli makamların kadınların şiddete maruz kaldığı yönündeki şikâyetlerinin inandırıcılığını sorguladığına dikkat çeken Demir, acil önlemlerin alınmadığının altını çizdi. Avukat Hatice Demir, “Hatta ilgili makamların şiddet karşısında ayrımcı, pasif ve özensiz davranışları kadınları korumasız bırakmaktadır. Tıpkı Müzeyyen Boylu cinayeti gibi” diye vurguladı. Müzeyyen’in iddianamesine ilişkin detaylar paylaşan Demir, şunları kaydetti:
“* Müzeyyen Boylu 19 Mayıs 2019 tarihinde, müşterek çocuklarının yılsonu gösterisi çıkışında, güpegündüz sokak ortasında ve çocuklarının gözü önünde, fail Mesut Issı tarafından tasarlanarak, canavarca hisle katledilmiştir.
* Soruşturma dosyasındaki kamera görüntülerine göre, fail cinayeti işlediği gün okula Müzeyyen ve çocuklarından önce gidip onları beklemiştir. Gösteri sonrası okuldan birlikte çıkmışlardır. Fail çocukları kendi arabasına bindirmiş, Müzeyyen de onlardan ayrılıp aracına doğru gittiği esnada, fail Müzeyyen’in arkasından silahla koşarak gitmiş ve elinde tabanca ile aynı istikametten dönerken tespit edilmiştir.
* Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca fail hakkında; “Eşe karşı, tasarlayarak, canavarca hisle veya eziyet çektirerek insan öldürme” ile “Ruhsatsız silah ve mermi temin etme” suçlarından iddianame hazırlanmıştır.
* İddianamede dikkat çekici iki önemli tespit vardır: Failin maktulü kendisine hakaret ettiğini beyan ederek haksız tahrikten yararlanma ve olayı tasarlamadığı yönünde kanı oluşturmaya çalıştığına dikkat çekilmiştir. Olayın oluş şekli, olay öncesi taraflar arasında tartışma olmadığı yönündeki tanık beyanları, failin olaydan önce silah ve mermi temini ve olay sonrası davranışları iddianamede belirtildiği gibi haksız tahrik olmaksızın tasarlayarak ve canavarca hisle insan öldürdüğünün kanıtıdır.” Demir, Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Merkezi olarak Türkiye’nin birçok kentinden bu davayı takip eden kadın hakları savunucuları ile birlikte bu davanın ve kadınlara yönelik şiddet davalarının takipçisi olmaya devam edeceklerinin altını çizdi. (Haber Merkezi)