Diyarbakır’da tüm kadınların başvuru adresi olmak amacıyla oluşturulan Şiddet Mücadele Ağı’ndan kadınlar, “Bu ağın işlevselliğini belirleyecek olan toplumun desteği, kurumların hızla katılım sağlaması ve çözüm üretme mekanizmasının işlemesidir” dedi
DİYARBAKIR YENİGÜN - Şiddet Mücadele Ağı, Diyarbakır’da çalışma yürüten emek örgütleri ve meslek odalarıyla birlikte kadına yönelik şiddetle mücadele etmek amacıyla kurulan bir platform. Rosa Kadın Derneği, Baro Kadın Hakları Merkezi, Baro Çocuk Hakları Merkezi, İnsan Hakları Derneği (İHD) Kadın Komisyonu, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Kadın Politikaları Daire Başkanlığı, Özgürlükçü Hukukçular Derneği (ÖHD), Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen), Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası’nın (SES imzasıyla oluşturulan Ağ, 7 Mart’ta kuruluşunu kamuoyuna deklere ettikten sonra çalışmalarına başladı. Rosa Kadın Derneği Yöneticisi Ruken Ergüneş ile Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) üyesi Arin Zümrüt, Şiddet Mücadele Ağı’nın kurulma amacı, işleyiş ve hedeflerine dair Jinnes’e konuştu.
‘Şiddet hepimizin sorunu’
Olağanüstü Hal (OHAL) ile birlikte kadın kurumlarının kapatılmasıyla, şiddetle mücadele alanında ciddi bir boşluğun oluştuğunu belirten Ruken Ergüneş, bu boşluğu doldurmak adına Rosa Kadın Derneği’ni kurduklarını aktardı. Daha organize ve kolektif çalışma yürütme adına da bir protokol imzalayarak Şiddet Mücadele Ağı’nı kurduklarını ifade eden Ergüneş, “Tek başına kurumların derdi olan şey aslında hepimizin derdi. Şiddete hepimiz maruz kalıyoruz. Daha güçlü ses çıkarabilme adına bir araya geldik. Kuruluşumuzdan bu yana birçok başvuru geldi. Her bir başvuruda ortak kurumlarımızla birlikte hareket ettik. Gitgide de büyüyoruz. Gelen başvurulara ilişkin bir şey yapmanın yanında şiddetle mücadeleye ilişkin yoğunlaşmalarımız da var” dedi.
‘Organize olup çözüm üretebiliyoruz’
Şiddet Mücadele Ağı’na ulaşmak isteyen kadınların dahil olan kurumlar üzerinden başvuru yapabileceğini ve ilgili alanlara yönlendirmelerin yapıldığını kaydeden Ergüneş, “Şiddet Mücadele Ağı’na gelen her bir başvuruda bünyesinde psikolog barındıran kurumlardan psikolog desteği, avukat barındıran kurumlardan avukat desteği, fiziksel bir şiddetse sağlık alanından arkadaşlarımızın desteğine başvurarak çok daha çabuk organize olarak sonuç alabiliyoruz. Başvuru alındığı gibi yapılması gerekenler ne ise hemen organize olup kurumlara yönlendiriyoruz ve çözüm üretebiliyoruz” diye belirtti.
‘Çok daha örgütlü olmamız gerektiği bir süreçteyiz’
Önlerine koydukları planlamalardan birinin de veri tabanı olduğunu aktaran Ruken Ergüneş, Diyarbakır’da tüm kurumlara yapılan başvurularla aylık, haftalık ve günlük olarak, kaç kadının hangi şiddet türüne maruz kaldığı, eğitim durumu, medeni durumu, kim tarafından şiddete maruz kaldığı gibi verilere ulaşmalarını sağlayacak bir veri tabanı oluşturmayı amaçladıklarını söyledi. Ergüneş, “Bu sayede ilerisi için öngörüde bulunabileceğiz, şiddetle mücadelede bize çok daha fazla güç verecektir. Sistemin kendisi şiddet üreten bir sisteme dönüştü. Çok daha örgütlü ve güçlü olmamız gerektiği bir süreçteyiz. Her şeye rağmen bir aradayız. İtiraz edeceğiz ve refleks göstereceğiz. Kadınlar olarak yalnız olmadığımızı bilmemiz ve susmamamız gerekiyor. Her zaman nerede olursak olalım şiddete karşı sesimizi yükselterek mücadele etmeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
‘Bir şeylerin değişmesi için bir araya geldik’
Arin Zümrüt ise, coğrafya gereği tüm yaşananların bir çatışmaya tanıklık etmekle geçtiğini belirterek, her türlü şiddetin mağduru olduklarını vurguladı. “Bir şeylerin değişmesi için her kurumun örgütlü bir şekilde ses çıkarması gerektiğine inandığımız için bir araya geldik” diyen Zümrüt, şunları kaydetti:
“Toplum içerisinde herkes şiddeti gizleme yönünde bir eğilim gösteriyor. Şiddetle mücadele etmek için kimse nereye başvuracağı hakkında bir fikre sahip değil. Şiddet Mücadele Ağı’nı oluştururken tek kapı olma fikriyle yola çıktık. Artık Diyarbakır’da olan tüm kadınların birbirlerinden haberi olacak. Herhangi bir açıdan şiddete uğrayan bir kadın varsa gideceği adresi biliyor. Kuruluşumuz kayyım sürecine geldi ve bu süreçte kadın kurumlarının hemen hemen hepsi kapatıldı. Kadınlar çaresizliğe itilmeye çalışıldı. Bu ağın çok hızla yayılacağını biliyoruz. Tüm kadın kurumlarının Şiddet Mücadele Ağı’nın bir parçası olacağını ve bunu güçlendireceğine inanıyoruz. Tüm kadınların duyarlılık göstermesini bekliyoruz.”
‘Ağın işlevselliğini belirleyecek olan toplum desteğidir’
Öncelikli amaçlarının bu ağı herkese tanıtmak olduğunu dile getiren Zümrüt, “Hangi kadın hangi saatte neye ihtiyaç duyuyorsa o an yönlenebileceği bir yer göstermek ilk hedefimiz. Kadın eğer kalabileceği bir yer arıyorsa bir yer ayarlamak, hukuksal yardım talep ediyorsa bununla ilgili avukat arkadaşlara yönlendirmek, sağlık alanında bir destek talep ediyorsa sağlıkçı arkadaşlarımıza yönlendirmek, çok kapsamlı ve her kurumla bir protokol oluşturacak şekilde yapmayı planlıyoruz. Bu konuda bize başvuran çok fazla kadın var. Bu ağın işlevselliğini belirleyecek olan toplumun desteği, kurumların hızla katılım sağlaması ve çözüm üretme mekanizmasının işlemesidir” diye belirtti.