Uzman Klinik Psikolog Enise Öziç, aşkın kişiye karşı bağımlı olunması gibi bir sonuç da doğurabileceğine dikkat çekerek, "Bireylerin hayatlarının merkezine partnerleri ile beraber diğer sevdiği insanları, hobilerini, işlerini, ailelerini de almaları yaşamlarının daha doyurucu ve sağlıklı olmasına yardımcı olacaktır" dedi
DİYARBAKIR YENİGÜN - ‘Aşk’ konusunun son yıllarda psikolojinin çalışma alanı içinde yer alan ana temalardan biri olduğunu belirten Uzman Klinik Psikolog Enise Öziç, aşık olma duygusu hakkında bilgilendirmede bulundu. Dopamin hormonunu aşık olmayı etkilediğine dikkat çeken Psikolog Enise Öziç, “Aşkın tanımının kültürden kültüre ve kişiden kişiye farklılık gösteriyor. Aşk; yakınlık, bağlanma, güven, saygı ve sevgi gibi duyguları beraberinde getiriyor. Aşk duygusunun bireyde duygusal değişimlerin yanı sıra hormonal değişimler de oluşturuyor. Örneğin aşık birinin karşısındaki insanı aklından çıkaramaması ve ona büyük bir tutkuyla bağlı olması, dopamin hormonu aracılığı ile meydana gelmektedir. Beyindeki bazı biyokimyasalların aşkla ilişkili olduğu ve insan beyninin sevdiği kişinin acısını algılayabildiği söylenebilir. Bu bakış açısına göre, aşk sürecinin genetik, hormonlar ve psikolojik deneyimlerle oluştuğu söylenebilir” diye konuştu.
“Sağlıklı ilişkinin formülü bağımlı olmamak”
Aşkın insanlarda birçok süreçte etkili olurken bireyin davranışlarına da yön verebildiğinin altını çizen Uzman Klinik Psikolog Enise Öziç, “Aşkın mutluluğu, bir yandan bireye yaşama hazzı verirken öte yandan bireyin duygu hissettiği kişiye karşı bağımlı olması gibi bir sonuç da doğurabilmektedir. Bu durumun yoğunluğu elbette kişiden kişiye değişiklik gösterebilir. Ancak sağlıklı olmaması sebebiyle bağımlı bir ilişki yaşanmaması adına bireylerin hayatlarının merkezine partnerleri ile beraber diğer sevdiği insanları, hobilerini, işlerini, ailelerini de almaları yaşamlarının daha doyurucu ve sağlıklı olmasına yardımcı olacaktır. Sevginin, aşkın bireyin yaşamında her daim var olabileceği, yılın birkaç gününe sığmayacağı ve hediyenin büyüklüğü ile ölçülemeyeceği de gözden kaçmaması gereken bir gerçektir” şeklinde konuştu. (İHA)