Salgın sürecinde ertelenen duruşmalar nedeniyle, yargıda biriken çok sayıda hukuki uyuşmazlığa çözüm bulmak amacıyla Diyarbakır’da kurulan Arabuluculuk Tahkim Eğitim ve Uyuşmazlık Çözüm Merkezi’nin Yönetim Kurulu Üyesi Av. Arb. Sadık Başar Gür, arabuluculukta dava harcı, gider avansı, keşif, bilirkişi, tanık ve posta giderleri gibi masrafların olmadığını söyledi. Arabuluculuk sürecinin gizli olduğunun altını çizen Gür, “Arabuluculuk bir yargılama süreci olmadığı için taraflar, gizlilik ilkesinin verdiği rahatlıkla her şeyi konuşup müzakere edebilirler, mahkemede hakimin vermeyeceği bir karara imza atabilirler” dedi
DİYARBAKIR YENİGÜN - Koronavirüs (Covid-19) ile mücadele sürecinde ertelenen duruşmalar nedeniyle, yargıda biriken çok sayıda hukuki uyuşmazlığa çözüm üretmek mamacıyla bir araya gelen avukatlar, Diyarbakır’da Arabuluculuk Tahkim Eğitim ve Uyuşmazlık Çözüm Merkezini kurdu. Kurumlarının amaçlarına ilişkin açıklamalarda bulunan Dicle Arabuluculuk Tahkim Eğitim ve Uyuşmazlık Çözüm Merkezî adına Yönetim Kurulu Üyesi Av. Arb. Sadık Başar Gür, aylardır mücadelesi verilen Covid-19 salgınından dolayı birçok kişi ve kurum olumsuz yönde etkilendiğini söyledi.
‘Yargının yükünü hafifletmek için arabuluculuk önemli’
Yargının yükünün hafiflemesi için arabuluculuk çözüm uygulamasının önemli olduğunu belirten Gür, Diyarbakır’ın en büyük arabuluculuk çözüm merkezi olarak hizmet edeceklerini söyledi. Gür, “30.04.2020 tarihli Cumhurbaşkanı kararı ile yargıda süreler 15.06.2020 tarihine kadar durdurulmuştu. Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK) da sürelerin durmasına paralel olarak, ülke çapında salgın riskine karşı alınan tedbirler kapsamında duruşmaların ertelenmesine karar verildi. Salgın dönemi, halihazırda yoğun ve ağır işleyen yargılama süreçlerini daha da işleyemez hale getirmiş salgın ile ilgili belirsizlik devam etmek olup 15 Haziran 2020 tarihi sonrasına ertelenmiş olan duruşmaların dahi görülüp görülmeyeceği belirsizliği içinde olduğunu gördük. Dünyayı etkisi altına alan bu olumsuz durum karşısında adalete erişim bütün dünyada alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemleri ile sağlanmaya çalışılmaktadır. Ülkemizde yasal mevzuat da arabuluculuk kurumu ile taraflar için alternatif bir çözüm imkanı sunmaktadır. 01.01.2018 tarihinden itibaren iş uyuşmazlıklarında, 01.01.2019 tarihinden itibaren ise ticari uyuşmazlıklarda arabuluculuk dava şartı olarak kabul edilmiştir” dedi.
[caption id="attachment_49524" align="alignnone" width="476"]
‘Arabuluculuk dava sürecini de kısaltıyor ’
Pandemi sürecinde birçok konuda yaşanan uyuşmazlıkların artığını vurgulayan Av. Gür şunları söyledi;
“Geldiğimiz noktada özellikle pandemi sürecinde artan kira uyuşmazlıkları, inşaat uyuşmazlıkları, özel eğitim sözleşmelerinden kaynaklı uyuşmazlıklar, tüketici uyuşmazlıkları gibi uyuşmazlıklarda büyük bir artış olmuştur. Bunlar, tarafların müzakere eğitimi almış arabulucularla kendi çözümlerine ulaşabilecekleri uyuşmazlıklardır. Bu uyuşmazlıklarla ilgili ilgililer bugün dava açmaya kalksalar bile, ilk duruşmanın 2021 yılından önce görülmesi mevcut durumda mümkün görülmemektedir. Bir de üstüne ülkemizdeki uzun ve masraflı yargılama sürecinin eklendiğini düşünürsek davanın taraflarını yüksek yargılama giderleri ve uzun yargılama süreci sonunda belirsiz bir sonuç beklemektedir.
‘Arabulucuya başvurmak herkesin menfaatine’
Örneğin İçişleri Bakanlığı’nın 16 Mart 2020 tarihli Koronavirüs Tedbirleri konulu Ek Genelgesi ile (umuma açık istirahat ve eğlence yerleri olarak faaliyet gösteren) birçok işletmenin faaliyetlerinin geçici süreyle durdurulması üzerine, kapalı olan bir iş yeri kirasının dönem koşullarına uyarlanması için kiracının açacağı “kira uyarlama davası” için “öngörülen süre” 361 gündür ancak yargının pandemi nedeniyle artan iş yükü düşünüldüğünde en iyi ihtimalle 2 yıldan önce sonuçlanmayacağı için bu dava beklenen faydayı vermeyecektir. Yine benzer nedenlerle kira geliri elde eden mülk sahiplerinin kiralarını alamamasından kaynaklı uyuşmazlıklar da söz konusu. Mülk sahipleri de hali hazırda dava veya icra kanalı ile alacaklarına kavuşamaz durumdalar. Burada taraflar bir arabulucuya başvurarak herkesin menfaatine olacak bir anlaşmaya varabilirler.”
‘Arabuluculukta birçok masraf yok’
Arabuluculukta dava harcı, gider avansı, keşif, bilirkişi, tanık ve posta giderleri gibi masrafların olmadığını anlatan Av. Arb. Sadık Başar Gür sözlerini şu şekilde tamamladı;
“Arabuluculuk süreci gizlidir ve bu gizlilik yasal güvence altındadır. Arabuluculuk bir yargılama süreci olmadığı için taraflar, gizlilik ilkesinin verdiği rahatlıkla her şeyi konuşup müzakere edebilirler, mahkemede hakimin vermeyeceği bir karara imza atabilirler. En önemlisi de tarafların arabulucu ile birlikte imzaladığı anlaşma belgesi mahkeme kararı hükmündedir. Tarafların özgür iradesi ile başvurabileceği arabuluculuk yolunda uyuşmazlığa dair dava açılmış olsa dahi daha fazla masraf yapıp zaman kaybetmek istemeyen taraflar yine arabuluculuk yoluna başvurarak kendi menfaat dengelerine uygun bir anlaşma ile devam eden davalarını arabuluculuk yolu ile sonuçlandırabilirler.” (Haber Merkezi)