Amerika'nın dünyanın en büyük konsolosluk kompleksini Irak Bölgesel Kürt Yönetimi'nin başkenti Erbil’de inşa etme kararının ardından benzer bir adım da Çin’den geldi. Çin de Erbil’de büyük bir konsolosluk açmak için kolları sıvadı. Gelişmeler ABD-Çin geriliminde yeni adresin Erbil olacağına işaret ediyor
Mahmut BOZARSLAN/Yenigün Özel
DİYARBAKIR YENİGÜN - 2007 yılında Erbil’de ilk defa temsilcilik açan ABD, 2011 yılında ise başkonsolosluk açtı. Bu adımdan yaklaşık 7 yıl sonra Amerika, Erbil’de yeni bir konsolosluk binası açmaya karar verdi. Temeli 2018’in Temmuz ayında atılan bina tamamlandığında, Amerika’nın dünyadaki en büyük konsolosluk binası olacak. Amerika’dan 3 yıl sonra bu kez Çin, Erbil’de başkonsolosluk açtı. 2014 yılında Erbil Başkonsolosluğu’nu açan Çin, 2019’da yeni bir bina inşa etmek için harekete geçti. Çin’in bir süre önce inşaatına başladığı bina da tıpkı Amerika’nınki gibi, dünyanın en büyükleri arasında olması planlanıyor. İki ülke arasındaki konsolosluk yarışı, son aylarda yaşanan gerilimleri akla getiriyor. Acaba ABD-Çin geriliminde yeni cephe Erbil mi? Yenigün, bu sorunun yanıtını bölgedeki uzmanlara sordu.
“Kürt bölgesi Çin için büyük bir pazar”
2009-2013 yıllara arasında yerel parlamentoda milletvekilliği yapan Siyasetçi Aso Kerim, Çin’in dünyanın beş büyük ekonomisinden biri olmasına rağmen, Ortadoğu’da pasif bir konuma sahip olduğunu söyledi. Kerim, “Kürdistan Bölgesi Çin endüstrileri için büyük bir pazar ve bu konuda Türkiye’yi geçer. Ama buna rağmen Çin’in Kürdistan hükümetiyle siyasi ve askeri ilişkileri yok. Yani Çin çabasız olarak kendine bir pazar bulmakta” dedi. Çin’in İpek Yolu Projesi’ne dikkat çeken Kerim, bir kısmı Kürt bölgesinden geçen proje nedeniyle, Washington ve Pekin’in çıkarlarının kesiştiğini söyledi. Kerim, “Çin bu stratejik projeyi gerçekleştirmek için çalışıyor. Bu proje Çin’den başlıyor, bir yolu İran’a ve sonrada Doğu Kürdistan, Güney Kürdistan (Irak) ve Rojava’ya (Suriye) geliyor. Bu yollar Kürtlerin hakimiyetinde. Bu projeyi gerçekleştirmek için hem para hem de güvenlik gerekir. Güvenlik açısından Kürdistan toprağında radikal İslami gruplar bulunmamaktadır ya da yok edildiler. Ama hem Güney Kürdistan hem de Rojava, ABD’nin denetiminde. Yani ABD’nin izni olmadan bu nasıl gerçekleşir? Bu proje bittiğinde Çin, tüm Dünya’yı ele geçirir. Özellikle Çin ürünleri ucuz olduğu için dünyanın ortası ve güneyi, Çin ürünleri kullanıyor. Bunun için sadece ticaret ve ekonomik ilişkilere değil, siyasi rolü de büyütmek gerekir. Burada Çin çıkarları ABD’nin çıkarları ile çakışmaktadır” diye konuştu.
“ABD-Çin rekabetinden tüm bölge etkilenir”
Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nin başkenti Erbil’de bulunan Selahattin Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Kamuran Mantık da ABD ve Çin arasındaki gerilimin bütün Ortadoğu’yu etkileyeceği görüşünde. Kürt bölgesinin, iki ülke rekabetinin tam ortasında yer aldığını savunan Mantık, “Bu rekabetten yalnızca Kürdistan değil tüm bölge etkilenir. Yani hem Kürdistan bölgesi, hem de tüm Kürdistan etkilenir. Çin’in kendi projesini uygulaması için iki yolu var. Çin bu proje ile Asya, Avrupa ve Latin Amerika’yı birleştirmek istiyor. Bunun bir yolu deniz. Çin Denizi’nden başlıyor, Körfezi dolaşıyor ve Mısır’da Süveyş Kanalı’na uzanıyor sonra da Avrupa’ya gidiyor. Diğer bir yol da karayoludur. Çin’de Moğolistan üzerinden orta Asya’ya sonra da Rusya’ya gider. Pakistan ve Hindistan’a gider ve sonra da Kürdistan’a gelir özelikle Erbil ve Süleymaniye’den geçer. Kürdistan bölgesinde iki yola ayrılır. Birisi Kuzey Kürdistan ve Türkiye’ye gider. Diğeri de Rojava’ya Suriye’ye gider. Rojava’daki çatışmanın bir nedeni buna bağlıdır. Kürdistan bölgesi orta bir bölgedir. Örneğin jeopolitik anlamda Almanya, Avrupa’nın ortası sayılır. Rusya aynı şekilde Asya ve Avrupa’nın arasında orta bölgedir. Kürdistan da Ortadoğu’nun göbeğinde, ortasındadır. Kürdistan bu uluslararası çatışmalarda tehlikeli bir yere sahiptir. Dünya’ya kim egemen olursa Kürdistan bundan etkilenecektir” değerlendirmesini yaptı.