Bitlis'in Ahlat ilçesinde yürütülen kazı çalışmalarında 5 bin yıllık seramikler bulundu
DİYARBAKIR YENİGÜN - Ahlat'ın Harabeşehir Mahallesi’nde mağara yerleşimlerinin olduğu alanın üst kısmında yer alan kaya bloklarının üzerine kurulu iç kalede Kültür ve Turizm Bakanlığının izniyle ilk defa yapılan kazı çalışmalarında, ortaya çıkarılan yapılarda Karaz kültürüne ait 5 bin yıllık seramikler bulundu. Eski Ahlat Şehri Kazıları Bilimsel Koordinatörü ve Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Mehmet Kulaz, Ahlat Müze Müdürlüğü başkanlığında mağara yerleşimlerinin bulunduğu alanın üst kısmında yer alan iç kalede ilk defa kazı yaptıklarını belirtti. Kazılarda 3 ayrı açma gerçekleştirdiklerini ve yapılan çalışmalarda önemli bulgulara rastladıklarını ifade eden Kulaz, “Buraya başlamadan önce yüzeyde bir araştırma gerçekleştirdik. Kalkolitik dönem sonundan günümüze kadar gelebilen birçok kültürün varlığını tespit ettik, o da buranın milattan önce 3200’lerden günümüze kadar iskana sahip olduğunu gösteriyor. Bu bulguda özellikle Ahlat’ın Ortaçağ öncesi dönemini aydınlatması bakımından önemli çalışmalarımız devam ediyor” dedi.
“KARAZ KÜLTÜRÜNE AİT 5 BİN YILLIK SERAMİKLER BULUNDU”
Kazılarda Karaz kültürüne ait 5 bin yıllık seramikler bulduklarını belirten Kulaz, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ortaçağ öncesine ait mimari yapı, sadece devşirme olarak şu an elimizde veriler var. Ortaçağ öncesi mimari dokuyu da bizzat bularak bunu ispat etmeye çalışacağız. Öyle umut ediyoruz, çünkü özellikle seramik buluntular onu gösteriyor. En çok burada ilginç olan, Karaz kültürüne ait seramiklerin bulunmasıydı. Çünkü bu seramik, çok geniş bir bölgede çıkan çok kaliteli bir seramik. Seramikleri burada bulmamızda oldukça önemli, bunu çok fazla önemsiyoruz. Yine Tunç Çağı dönemine ait gerek erken, gerek orta ve gerekse geç tunç çağı dönemine ait, erken demir çağ dönemine ait seramiklerin bulunması önemli, sonrası da var bu da buranın yaklaşık 5 bin yıldır iskana sahip olduğunu gösteriyor. Erken dönemde muhtemelen höyük olarak başlayan iskan, daha sonra savunma yapısı, yani kale olarak devam etmiş diye düşünüyoruz.”