Yaklaşık 6 yıldır kendi alanlarında atamalarının yapılmadığını dile getiren optisyenler, görevlendirilmeleri gereken pozisyonlara diğer bölüm mezunların yerleştirildiğini, diplomalarının hiçe sayıldığını belirterek mağdur edildiklerini ifade etti
Yüksek Öğretim Kurulu'nun 1989'da optisyenlik programlarının açılması yönündeki karar doğrultusunda Cumhuriyet Üniversitesinde ilk Optisyenlik programı 1992 yılında başladı. 2004 yılına kadar Optisyenlik programından mezun olan 700 kişi kanunda bir değişiklik yapılmadığı için mesleklerini icra edemedi. Son verilere göre 2020 yılında 4 bin 884 mezun veren Optisyenlik programından şu ana kadar tek bir görevlendirme gerçekleştirilemedi. Konuya ilişkin yaşanan mağduriyetleri aktaran 19'uncu Bölge Güneydoğu Optisyenler Gözlükçüler Odası Başkanı Abdurrahim Erdoğan, on binlerin ümit bağladığı Sağlık Bakanlığının, söz konusu soruna çözüm bulmasını beklediklerini söyledi. Erdoğan, "Öncelikle şunu ifade etmeliyim ki sağlık sisteminin önemli bir parçası olan optisyenler 1994 yılından itibaren üniversitelerin Optisyenlik bölümünden mezun olmaya devam ediyorlar. Bu yıl da ortalama 5 bin genç arkadaşımız Optisyenlik bölümlerinden mezun oldu. Ancak günümüzde mezun olan ve sayıları on binlerden fazla olan optisyenlerimiz kamuda kadro ve istihdam alamamaktadır. Bu durum binlerce genç optisyenimizi çaresizlik içerisinde bırakmaktadır." dedi.
‘Optisyenler; mesleki yeterliliğe sahiptirler’
Optisyenlerin uzmanlık alanlarını sıralayan Erdoğan, "Optisyenler aslında göz fizyolojisi, göz hastalıkları, görme optiği, optik ölçüm araçları, göz anatomisi ve genel anatomiyle beraber göz muayenesinde refraksiyon kusurları ölçümleri, kontak lens ve ilk acil yardım gibi dersleri bizzat üniversitelerin hekimlerinden alarak bu konuda yeteli donanıma sahipler. Optisyenlerimizin hastanelerde göz polikliniklerinde yer bulamaması bir bakıma nitelikli göz muayenesi ve bununla beraber görme sağlığı adına büyük bir kayıp teşkil etmektedir. Çünkü işin ehli olan bir optisyenin hastayı göz muayenesine hazırlamaması ciddi bir problem." ifadelerini kullandı. 2016'da Sağlık Bakanlığı tarafından yönetmelik yayımlandığını ve bu yönetmelikte optisyenlerin de sağlık teknikeri olarak kabul edildiği belirtildiğinin altını çizen Erdoğan, optisyenlerin aldıkları eğitim neticesinde göz polikliniği bulunan tüm devlet, üniversite ve özel hastanelerde görev alabilecek mesleki yeterliliğe sahip olduğunu söyledi. Optisyenlerin göz doktorlarının yanında asistan, polikliniklerde personel, göz ölçümü ve tetkik odalarında sağlık teknikerleri olarak unvanlarını kullanmaları gerektiğini belirten Erdoğan şunları söyledi: “Hastanelerin bu alanlarında farklı sağlık personelleri ve sertifika programlarıyla görevlendirilenler yer almaktadır. Hastanelerin göz polikliniklerinde hekim muayenesi öncesi göz tetkik ve ölçümü yapılan odalarda optisyenlerin yerine hemşire ve asistan sekreter gibi farklı pozisyonlardaki sağlık çalışanları görev alıyor. Bu alanlarda işin ehli olan optisyenlerin görev yapması lazım. Çünkü bu optisyenlerin uzmanlık alanı.”
"Optisyenlerimizi denetleyenlerden tek bir optisyen yok"
Optisyenlerin yaşadığı sıkıntının Sağlık Bakanı'na aktarıldığını hatırlatan Erdoğan, "Bu durum Sakarya Üniversitesinde bir programa katılan Sağlık Bakanımız Sayın Fahrettin Koca'ya optisyen arkadaşımız tarafından aktarıldığında Bakanımız, 'Göz hekimlerinin yanında tıbbi sekreterlerden daha faydalı ve doğru bir yaklaşım içerisinde optisyenlerin olması gerekir.' diyerek bununla ilgili gerekli çalışmaları yapabileceklerini ifade etti ve konferansta hazır bulunan Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Sabahattin Aydın'a gerekli notları aldırdı." diye belirtti. Erdoğan, "Şunu da ifade etmem gerekir ki Optisyenlik müesseselerimiz il sağlık müdürlükleri ve ilçe sağlık grup başkanlıkları tarafından mesleğe uygun olup olmadıkları periyodik olarak denetlenmektedir. Bu denetlemede de optisyenler bulunmuyor. Sosyal Güvenlik Kurumu il ve ilçe müdürlüklerinde gözlük reçetelerinin incelenmesinde müesseselerin denetlenmesi komisyonunda optisyen kişi yine bulunmuyor. Bu uygulamadaki bir optisyenin bulunmaması aksaklıklara sebebiyet veriyor. Optisyenlerimizin atanmasıyla bu kurum ve kuruluşlardaki uygulama eksikliklerinin ve hataların önüne geçebileceğini ümit ediyoruz." şeklinde konuştu. Taleplerini dilek ve temennilerini ileten Erdoğan, "Özellikle Sayın Fahrettin Koca'dan rica ediyoruz. Bu genç optisyenlerimizin kahramanı olun ve hak ettikleri atama ve istihdamları sağlayın. Şimdiden önümüzdeki dönemde gerçekleştirilecek sağlık atamalarında optisyenlerimize de yer verilmesini kendilerinden talep ve temenni ediyoruz." dedi.
‘Meslektaşım ya pazarda tezgahçı ya da inşaatlarda kalıpçılık yapıyor’
2011 yılında Sivas Cumhuriyet Üniversitesi optisyenlik programında eğitim aldığını söyleyen optik esnaflığını yapan Mehmet Uçucu, "2013 yılında mezun olduğumda başka bir hayalle mezunluğu düşündük. Sağlık Meslek Yüksekokulu mezunu olduğumuzdan dolayı kamu istihdamında bir yer alacağız hayaliyle yaşadık kendimizi başka bir işte bulduk. Mecburiyetten tarlada sulamacılık ve çobanlık yaptım. Mezun olduğum dönemde Sağlık Bakanlığı tarafından bize sağlık teknikeri unvanı verildi. Bu da bizim için bir umut oldu, kamuda yer alacağız diye sevindik, o da olmadı. Baktım bu işin sonu yok, 2017 yılında iş yeri açmaya karar verdim. Esnaflık yapmak için bu bölümü okumadığımı anlamış olsam bile halkıma şu an bir esnaf olarak hizmet veriyorum. Okumak güzel bir şeydir, okumayı eleştirmiyorum, herkesin okumasını da öneriyorum ama bir şeyi okuduğun zaman hayal kırıklığına uğradığın için o işten pek bir tat alamıyorsun, şu an aynısını yaşıyorum." şeklinde konuştu. Yılda yaklaşık 5 bin optisyenin mezun olduğunu belirten Uçucu, "Bu 5 bin optisyen optik dükkânı açacak değildir, bunların içerisinde imkânı olan ve olmayan var. Göz doktorlarının yanında yardımcı olarak bulunmamız gerekir. SGKK'da reçete kontrol ve kayıt takibi, ruhsat yenileme veya yeni ruhsat verme durumlarında optisyen olarak bulunmamız gerekir. Sağlık hizmeti adı altında bu eğitimi vermişler ise biz de bu hizmeti bu alanlarda vermek istiyoruz. Bu programda mezun olup binlerce meslektaşım başka alanlara yönelmişler. Kimisi pazarda tezgahçı, kimisi ise inşaatlarda kalıpçıdır, gerçekten de üzücü bir durumdur." dedi. (İLKHA)