Sokak sokak yayılan zincir marketlere karşı direnç gösteremeyen mahalle bakkalları bir bir kapanıyor. Nakit paranın büyük marketlere gittiğini, kendilerinin ise borç defteriyle çalıştığına dikkati çeken küçük esnaflar, çare arıyor
Sokak sokak şube açan zincir marketler, ekonomik sıkıntılarının etkisi altında ezilen küçük esnafı iflasa sürüklüyor. Mezopotamya Ajans’ta yer alan habere göre nakit paranın büyük marketlere gittiğini, kendilerinin ise borç defteriyle çalıştığına dikkati çeken Diyarbakırlı küçük esnaflar, geçmişte hakim olan dayanışma kültürünün artık kalmadığını ifade etti.
‘Her sabah yeni zamlarla uyanıyoruz’
Bağlar ilçesinde yaklaşık sekiz yıldır bakkal işleten Hüseyin Muhammet, geçmişe oranla işlerin yolunda gitmediğini belirterek, “Artık her sabah yeni zamlarla uyanıyoruz. Bir gün önce sattığımız ürünü, bir sonraki sabah farklı bir fiyatla satmak zorunda kalıyoruz. Fiyatlar yüksek olunca, mahalle sakinleri de alışveriş yapmıyor” dedi. Nakit paranın zincir marketlerde harcandığını, kendilerinin ise borçla çalıştığına vurgu yapan Muhammet, “Esnaflık, toplumsal ilişkilerin en büyük bağıdır. Fakat ekonomik kriz kaynaklı esnafların iş yapamaz hale gelmesi ve sonrasında iş yerini kapatması, bu durumu ortadan kaldırıyor” dedi.
‘Küçük esnaf yok oluyor’
600 TL olan iş yeri kirasının bin 200 TL’ye çıkarıldığını kaydeden Muhammet, üç aydır kira ve faturaları ödeyemediğini söyledi. Muhammet, şöyle devam etti: “Dükkanın masrafları evin masrafları derken cebimde hiçbir şey kalmıyor. Dükkânın yüzlerce eksiği var ve hiçbirini tamamlayamıyorum. Her şey gün geçtikçe daha da zamlanıyor. Her gün büyüyen market zincirlerine karşı; küçük esnaf yok oluyor. Ne iş var ne para var. Sadece her gün büyüyen bir kriz ve her gün gelen zamlar var.”
‘Bu gidişata dur denmesi lazım’
Gidişata devletin dur demesi gerektiğini belirten Hakan Elaltun da, “kira, faturaları elimizde bir şey bırakmıyor. Ne bir şey alabiliyor ne de satabiliyoruz. Büyük esnaf parayı kaldırırken, küçük esnaf her geçen gün daha da dibe batıyor. Fiyat artışlarından dolayı her sabah farklı bir etiket bırakıyoruz. Eskiden 100 TL ile pazara gider, bir aylık erzak alırdık, şimdi aynı parayla pazara çıktığımızda 1 kilo domates, bir kilo salatalık ancak alabiliyoruz. Paranın bir değeri kalmadı” diye konuştu.
‘Toplumla iç içe olan küçük esnaftır’
Yoksulluktan kaynaklı borçla çalıştıklarını anlatan Elaltun, “Toplumla iç içe olan sadece küçük esnaftır. Bu anlamda bizlere destek verilmeli. İnsanlar marketlere gittiklerinde 50 kuruş dahi eksik olursa, aldıkları her şeyi tekrar bırakmak zorunda kalıyorlar. Fakat küçük esnaf küçük paranın hesabını yapmıyor” diye belirtti.
‘Esnafın ölüden farkı yok’
Bir başka esnaf Ramazan Ateş da şunları ifade etti: “İnsanlar sırf kirada kalmasın diye tüm varlıklarını satıp, ev alıyor. Alamayanlar ise, yüksek fiyatla kirada kalıyor. Yani küçük esnafın ölüden farkı kalmadı. Kira fiyatları bizi zorluyor. Yine eskiden sütü 7-8 TL’ye satıyorduk şimdi fiyatı 12-13 TL oldu. Bu sadece küçük bir örnek. Bu kriz devletin rantıdır. Devlet, fabrikatörlerine ‘fiyatları yükselt’ diye komut veriyor onlar da yükseltiyor.” Zincir marketlerin her geçen gün daha da büyüdüğüne dikkati çeken Ateş, devamla şunları söyledi: “Bu durum küçük esnafı batırıp yok ediyor. Büyük marketler halktan, toplumdan kopuk yaşarken; bizler halkımız mağdur olmasın diye hala veresiye defteri kullanıyoruz. Benim dükkânımda eksik yoktu. Depo gibi her şey vardı ama şimdi bomboş. Çünkü artık hiçbir şey alamıyorum. Çünkü bugün aldığımız bir şeyi yarın alamıyoruz. Bugün 1TL’yesattığım bir şeyi, bir gün sonra 2 TL oluyor. Artık Türkiye’de ok yaydan çıkmış.”
‘Küçük esnaf bitik’
Sur’da çocukluğundan bu yana bakkal işlettiğini anlatan Azad Yılmaz (25), büyük marketlerle yarışacak güçlerinin olmadığını, mahalleli nakit olduğunda zincir marketlere gittiğini, kendileriyle borç çalıştığını söyledi. Yılmaz, “Ucuzu satıyorlar diye büyük marketlere gidiyorlar. Büyük marketlerle rekabet edemiyoruz. Zincir marketler satışlarımızı düşürdü. Küçük esnaf yoruldu ve bitik durumda” olduklarını ifade etti. Yılmaz ayrıca, her dakika gelen zamların milleti perişan ettiğini vurgulayarak, şunları söyledi: “Küçük esnafın tek kazancı veresiye defterinden geliyor. Veresiyeyi kullanmazsak dükkanı kapatıp gideriz. Küçük esnaflar toplumla iç içe olan esnaflardır. Ben ve diğer esnafların durumları aynı hepimiz her geçe gün daha da yok oluyoruz. Yarın olunca bugünü arar oluyoruz.”
‘Büyük marketlerin stok yapma gücü var’
Yaklaşık 40 yıldır bu işi yaptığını anlatan Sur esnafı Kazım Karaşin ise, en kötü şartlardaki evlerin kirası dahi bin 500- 2 bin civarı olduğuna işaret ederek, şunları dile getirdi: “Büyük marketler depolarını dolduruyorlar. Şimdi depolarına baksak 1000 teneke yağ stoklamışlardır. Yurttaşlar büyük marketler daha ucuz satıyorlar diye marketlere gidiyorlar. Ama öyle değil, biz toplumu düşünerek vicdanımız rahat olsun diye fiyatları düşük veriyoruz. İnsanlar kalkıp bu duruma dur demeli. Her şey pahalı ülkede yaşamak pahalı.”
‘Satın alma gücü kalmadı’
Karaşin, sözlerini şöyle tamamladı: “Biz bugün 500 TL’lik bir malzeme satışı yapıyorsak, büyük marketler 1 trilyonluk satış yapıyor. Sadece bunlar bile düşünecek olursanız aradaki uçurumu görmüş olursunuz. Büyük marketler stok yapıyor, bizim öyle bir şansımız yok. Her şeyin gramajını azaltarak alıyoruz. Toz deterjanı kiloluk poşetlerden alıyorum. Ne alım gücü kaldı ne de satış kaldı. Böyle giderse, küçük esnaflar olarak dükkânlarımızı kapatıp gideceğiz. Gücümüz kalmadı. Gün geçtikçe büyüyen market zincirlerine karşı küçük esnaf eriyip gidiyor.”