Asgari ücretle geçinen yaklaşık 40 milyon kişinin açlık sınırı altında yaşamaya çalıştığını belirten Gıda Mühendisi Onur Aydın, vatandaşın mevcut geliriyle yeterli beslenecek temel gıdaya erişemediğini söyledi
Gıda enflasyonunun bir yıl içinde TÜİK'e göre yüzde 70, farklı bağımsız araştırma şirketlerine göre ise ortalama yüzde 150'yi aştığını belirten Gıda mühendisi Onur Aydın, asgari ücretle geçinen yaklaşık 40 milyon kişinin açlık sınırı altında yaşamaya çalıştığını bildirdi. Bu durumun Türkiye'nin gıda egemenliği ile ilgili risklerini katlanamaz düzeylere getirdiğini ifade eden Aydın, "Pandemi başlangıcı ile tüm dünyada artan gıda enflasyonu pandemi etkileri azaldığı süreçte tüm dünyada düşerken Türkiye'de yükselmesinin tek bir açıklaması var. Yanlış tarım, gıda ve hayvancılık politikalarıdır” dedi.
‘Memleket ahalisine bir müjde yok’
Son 10 yılda Türkiye'de gıda fiyatlarının ciddi oranda arttığına dikkat çeken Aydın, "Sivil toplum örgütleri, odalar, çiftçiler ve tüketiciler tarım ve gıdada tüketiciyi rahatlatacak; tarım ve gıda fiyatlarını sübvanse edecek uygulamalar beklerken, hükümet önce kur korumalı vadeli hesap müjdesiyle altın ve döviz sahiplerini sonra da düşük konut kredisi ve müteahhit kredisi ile bir avuç müteahhidi destekleyecek paketleri yayınladı. Finans uzmanları tarafından uzun yıllar boyunca telafi edilemeyecek mali yük oluşturacağı söylenen bu iki pakette asgari ücretliye, çiftçiye, öğrenciye ve bir cümle memleket ahalisine bir müjde yok. Her iki paket de şimdiye kadar yapılan yanlışları, oluşturulan çatlakları derinleştiren; günü kurtarmak için geleceğimizi ipotek altına alan uygulamalar olarak değerlendiriyoruz” ifadelerini kullandı.
‘Tüketici geliriyle yeterli beslenecek gıdaya erişemiyor’
Çiftçi ve üreticilerin artan maliyetlerin altında ezildiğini ifade eden Aydın, "Tüketiciler yeterli beslenecek gıdaya mevcut gelirleri ile erişemiyor. Yerli üreticiden 1 ton buğday 2 bin 250 TL'ye alınırken yurt dışı üreticilerden 1 ton buğday 6 bin 300 TL'ye alınıyor. Yerli üretici küresel rekabet altında ezilirken tarlalara gübre atılamıyor, mazot her gün artarak çiftçinin yükü daha da ağırlaşıyor. Toprakların imara değil tarıma teşvik edilmesini, müteahhitlerin değil çiftçilerin ve üreticilerin desteklenmesini ve popülist politikalarda toplumcu politikalara geçişin artık çok acil olduğunu bir kere daha duyurmak istiyoruz” şeklinde konuştu.
‘Vatandaş son zamlarla birlikte açlıkla boğuşuyor’
TÜRK-İŞ tarafından yapılan Nisan 2022 araştırmasında açlık sınırının 5 bin 323 TL olduğunu anımsatan Aydın, "Asgari ücretin 1000 TL üstünde olan bu sonuç 4 kişilik bir aile için yalnızca beslenme gideri. Et, süt, sebze-meyve ve yumurtadaki artış asgari ücret ve memur zamlarının çok üstünde. Zaten bıçak sırtı geçinen vatandaş son zamlarla birlikte açlıkla boğuşuyor” diye konuştu.
‘Gelir dağılımı adaletsizliği daha da derinleşti’
Gelir dağılımındaki adaletsizliğin sermaye politikalarıyla daha da derinleştiğini belirten Aydın, şunları söyledi:
“TÜİK verilerine göre Türkiye'de yüzde 20 toplam gelirin yarısını alırken geri kalan yarısı toplumun yüzde 80'i tarafından paylaşılmak zorunda kalıyor. En alt gelir grubunu oluşturan yüzde 20 vatandaş toplam gelirin sadece yüzde 5 ile yaşamak durumunda kalıyor. Toplumcu ve halk yararından uzak; neo liberal politikalar Türkiye'de ve tüm dünyada bir yoksulluk sarmalı oluşturdu. Artan döviz, gayrimenkul ve taşıt fiyatları genç mühendisleri ümitsizliğe sürüklüyor. Yeni mezun bir mühendis 6-7 bin TL maaşla bırak ev araç sahibi olmayı insanca yaşamakta bile zorlanıyor. Hekimlerden sonra mühendis ve teknik elemanların da yurt dışında yaşama isteği üretme potansiyeli yüksek olan ülkemiz için başka bir kriz olarak kapıda. Bu ülkenin genç, nitelikli ve yurtsever mühendisleri adına gıda egemenliğinin, gıda güvencesinin ve gıdaya erişim hakkının geldiği noktadan endişe ve üzüntü duyuyoruz." (İLKHA)