DOGÜNSİFED Yönetim Kurulu Başkanı A. Aziz Özkılıç, yüksek enflasyon, faiz ve kur sarmalının iç piyasadaki alışverişi ve dış ticareti durma noktasına getirdiğine vurgu yaparak, “Finansmana erişim yoksa üretim, yatırım, istihdam ve ihracat gücümüz durabilir” dedi. Ticari işletmelere uygulanan kredi faizi iki kat arttığını belirten Özkılıç, kredi faizlerinin düşürülmesi ve KGF destekli mekanizmalar devreye alınması çağrısı yaptı.
YENİGÜN HABER - Doğu ve Güneydoğu Sanayici İş İnsanları Federasyonu (DOGÜNSİFED) Yönetim Kurulu Başkanı A.Aziz Özkılıç, hızla yükselen ticari kredi faizlerinin işletmeleri zora soktuğuna dikkat çeken yazılı bir açıklama yaptı. Açıklamasında; Türkiye’nin, büyümenin sürdürülebilirliği ve kalitesi için yüksek enflasyon-faiz-kur sarmalından bir an önce kurtulması gerektiği ve öngörülebilirliği sağlaması gerektiğine vurgu yapan Özkılıç, “İçinde bulunduğumuz bu sarmal, pandeminin yol açtığı küresel kriz ve yapısal sorunlarımızın da etkisiyle iç piyasadaki alışverişi ve dış ticareti durma noktasına getirdi” dedi.
‘Ticari işletmelere uygulanan kredi faizi iki kat arttı’
Firmaların işletme sermayesi ihtiyacında son bir yılda dört kata yakın artış görülen sektörler olduğunu belirten DOGÜNSİFED Başkanı Özkılıç, politika faizine kıyasla bankaların ticari işletmelere uyguladığı kredi faizlerinin iki kat arttığı ifade ederek, “Sanayicilerimizin ve reel sektörün yatırım iştahının devam etmesi, ekonomimizin bel kemiğini oluşturan 3,2 milyonu aşkın KOBİ'mizin ayakta kalması için gerek devlet gerekse de finansa sektörü tarafında finansmana erişim kanallarının bir an önce açılması gerekiyor” dedi.
[caption id="attachment_42351" align="alignnone" width="600"]
‘Kredi faizleri düşmeli’
Özellikle kurdaki oynaklık nedeniyle banka ve piyasa oyuncularının izlediği ‘bekle-gör' politikası, iş dünyasını zor durumda bıraktığını anlatan Özkılıç, “Ticari kredi faizlerinde son yılların en sert artışları yaşanmış, özel bankaların faiz oranları yüzde 35'leri bulmuştur. Kamu bankalarındaki oranlar yüzde 15-17 arasında seyretse de onlar da kredi verme konusunda limitli ve iştahsız davranmaktadır. Diğer taraftan bazı bankalar, yalnızca kendi bankalarında hesabı olan tedarikçilere ödeme yapılması koşulunu öne sürmekte, bankadan bankaya transfere veya başka bankadaki kredinin kapatılmasına izin vermemektedir. Bu koşullarda bankaların tek taraflı oran artışına maruz kalan işletmeler herhangi bir pazarlık şansına da sahip olmadıklarından finansmana erişememektedir” diye konuştu.
‘KGF destekli mekanizmalar devreye alınmalı’
“Özellikle yatırım ve ihracat odaklı şirketlerde KGF'nin yeniden, daha ucuz maliyetli kredi kanalını açmasına yönelik çok büyük bir beklenti oluştu” diyen Başkan Özkılıç, “Bu kapsamda TÜRKONFED olarak, 2021 yılı Ağustos ayında açıklanan KGF destekli mekanizmaların bir an önce hayata geçirilmesini önemsiyoruz. Talep edilen miktarın yüzde 30'unun işletme sermayesi olarak, nakit hesaba aktarılmasını, kalan yüzde 70'lik kısmın bankaların kredilendirme şeklindeki gibi fatura karşılığı alışveriş yapılan firmaya bankanın ödemesi olarak gerçekleşmesini, tıpkı kredi kartı gibi yüzde 70'lik kısmın KGF Kartı şeklinde olmasını, firmanın mal aldığı yere kartla ödeme yapmasının sağlanmasını öneriyoruz” şeklinde konuştu.
‘Doğrudan teminat mektupsuz ihracat desteği’
Eximbank’ın doğrudan teminat mektupsuz ihracat desteğine geçmesinin de yararlı olacağını kaydeden Başkan Özkılıç, “İhracatın geliştirilmesi, uluslararası piyasalarda rekabet gücünün artırılması hedefiyle faaliyet gösteren Eximbank’ın verdiği kredilerin bankalardan teminat mektubu alınarak ve ancak firmaların ticari banka limitlerinden harcanmak suretiyle erişilebilmesinin yanı sıra banka kredileri ile yarışacak düzeye gelmesi de ihracatçı firmalarımızı zor durumda bırakmaktadır. İhracatı desteklemek için Eximbank kredilerinin uygun koşullarda verilmesi sağlanmalıdır. Eximbank'ın doğrudan teminat mektupsuz ihracat desteğine geçmesi de yararlı olacaktır. Ekonomi yönetiminin kısa vadeli önlemler yerine yapısal sorunları çözecek politikalar geliştirmesi ve finans sektörünün üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesi durumunda, 2022 yılında işletme sermayesi ihtiyacı giderilirken, reel sektörün finansmana erişim kanallarının açılması da sağlanabilir. Aksi durumun üretim, yatırım ve istihdamı durma noktasına götürecek bir sürece yol açabileceğine dair ciddi endişelerimiz olduğu belirtmek isteriz” şeklinde konuştu.