Belediye başkanı olarak seçildiği Ovacık’ta startını verdiği ‘Ovacık Doğal Ürünler Kooperatifi’nin 21’nci şubesi Diyarbakır’da açıldı. ‘Ovacık Doğal Ürünler Kooperatifi’nin 21’nci şubesinin açılış için Diyarbakır’a gelen Tunceli Belediyesi Başkanı Fatih Mehmet Maçoğlu, üreten emekçilere sahip çıkılması gerektiğini belirterek, “Emeğe değer vermemiz lazım. Bizim için en yüce değer; emektir. Yani alın teridir” dedi
“‘Ovacık Doğal olarak, üreticiden tüketiciye direkt ulaştırarak insanları sağlıklı gıda hakkını savunuyoruz’, ‘Toprağı, suyu, havayı, tohumu ve canlıları koruyan ekolojik tarım uygulamalarını destekliyoruz’, ‘Ekolojik tarım yapan üretici gruparı ve kooperatifleri destekliyor, dayanışmada bulunuyoruz’, ‘Kadın kooperatiflerini destekleyerek üretimde görünmeyen kadın emeğini görünür kılmaya çalışıyoruz’, ‘Aracıyı ve tefeciyi aradan kaldırarak, gelen gelirlerle üreticilere tohum ve mazot desteği vererek üretimi teşvik ediyor, öğrencilerimize burs veriyoruz’” ilkeleriyle vatandaşlara sağlıklı gıdayı hedef edinen Ovacık Doğal Ürünler Kooperatifi 21’inci şubesini Diyarbakır’da açtı.
Üretimde dayanışmanın etkisi
Kentteki bazı sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, siyasi parti temsilcileri ve vatandaşların katıldığı açılışta konuşan Maçoğlu, ‘Ovacık Doğal’ın amacını ve üretim dayanışmasına etkisine dikkat çekti. Maçoğlu, Diyarbakır’da şubeden dolayı duydukları mutluluğu ifade eden Maçoğlu, üreten emekçilere sahip çıkılması gerektiğine vurgu yaptı. ‘Ovacık Doğal Ürünler Kooperatifi’nin mevcut şube sayısının 23 olduğunu ancak Diyarbakır’a özel olması nedeniyle açılan şubenin 21’inci şube olarak ilan edildiği bilgisini aktardı. Emekçinin elinden üretilen doğal ürünler ‘Ovacık Doğal’, ‘Yaşanabilir Çevre ve Sağlıklı Gıda Herkesin Hakkı” sloganı tüketicilere ulaştırıyor. Açılış için Diyarbakır’a gelen Kooperatifi’n Kurucusu Maçoğlu, Sur Ajans’a konuştu. Maçoğlu, “Emeğe değer vermemiz lazım. Bizim için en yüce değer; emektir. Yani alın teridir. Bu süreç içinde herkesin kendi ürettiklerine sahip çıkması lazım. Hiç kimse bizi yönetemez. Biz, ancak kendimiz yönetiriz. Son 50 yıl sadece tatlı su, son 500 yıldan daha fazla yok oluyor. Bu kadar kötü bir yönetim biçimi aslında hepimizi büyük tekellere bağlama politikalardır” ifadelerini kullandı.
‘Bireye değil topluma kazandırma anlayışını örgütlüyoruz’
23 tane satış kooperatifinin bazı belediyelerle yapılan işbirliği sayesinde 30 yaklaştığının belirten Maçoğlu, “Doğayı, suyu, toprağı ve iklimi koruyan anlayışları geliştiren ve bireye değil topluma kazandırma anlayışını örgütlüyoruz. Biz Ovacık’ta başladığımızda heyecan kalbimizi durduracak şekildeydi. Şimdi heyecan artık bizden çıktı 10 binlerce üreticiyi bu heyecanın içinde. 25 üreticiyle başlayıp bugün 15 bine yakın üreticisinin olması çok değerli bir şey. Bu, ülkeye, ile, ilçeye, köye ve tüm topluma kazandırıyor. Esas mesele birlikte üretip, birlikte karar verme durumudur. Sosyalistler biliyorsunuz; ‘biz üretiyoruz, biz yönetiyoruz’ diyorlar ya tam da burası böyle bir şey” şeklinde konuştu.
Gıda krizi
Dünya genelinde giderek büyüyen gıda krizine de değinen Tunceli Belediyesi Başkanı Fatih Mehmet Maçoğlu şunları söyledi;
“Aslında 1970’lerden beri biz işi biliyorduk. Bu tahlilleri yapabildik. Denizler, Mahirler, Mazlumlar ve İbrahimler o süreçte aslında ülkenin gidişatını biliyordu. Doğanın tahribatını, suyun yok oluşunu ve dağların madenlere yok edilişini biliyordu. Bütün bunları azınlığın yönettiği bir dünyanın tekeline sokmaya çalışılıyordu. Biz bunları biliyorduk aslında. Müdahale ve mücadele etmemizin temel sebebi de bu. Yani yeni başladığımız bir şey değil. Amaç bu kötü kapitalist yönetim biçiminde büyük tekellerin elinden alıp herkesin kendi üretim alanlarını geliştirmesi, birlikte yönetebilmesi ve birlikte örgütlenmesidir. Kooperatiflerle şirketleri arasındaki fark da budur işte. Şirket 2-3 kişinin yönettiği ve 2-3 kişide toplanan bir kapitalin karşısında kooperatifler milyonlarca üreticinin kendisiyle birlikte örgütlediği ve birlikte kazanımların olduğu bir anlayışı örüyor. Kapitalizm kötü gidiyor. Kapitalizme sadece gıda üzerinden bakmayın. Doğayı, suyu, toprağı ve iklimi tahrip ediyor. Bakın son 50 yıl sadece tatlı su, son 500 yıldan daha fazla yok oluyor. Bu kadar kötü bir yönetim biçimi aslında hepimizi büyük tekellere bağlama politikalardır. Ama biz biliyoruz ki bu halk kendi üretim alanlarında sahip çıkarak kendisi üretim kendisi yönetecektir.”
‘Emeğe değer vermemiz lazım’