Pandeminin katmerlediği kadın-erkek istihdam oranındaki eşitsizlik her gün daha artıyor. Dünya çapında erkekler pandemi öncesi istihdam oranına ulaşırken, kadın işsizliği daha fazla büyüyor
Gerek Covid-19 salgınının olumsuz etkileri gerekse Türkiye’nin içinden geçtiği ekonomik açmazlar toplumun birçok kesimini etkilerken, bu kırılganlığı en fazla hissedenler arasında, emek piyasasında ve toplumda halen dezavantajlı konumda olan kadınlar geliyor.
Gazeteduvar’dan Menekşe Tokerin’ haberinede Uluslararası Çalışma Örgütü’nün son verilerine göre 2021 yılında 2019 yılına göre çalışma hayatındaki kadın sayısı 13 milyon kadar eksilirken, erkek istihdamındaki kayıplar hızlı bir şekilde toparlanarak iki yıl önceki rakamlara ulaşmış durumda. Türkiye de son yayımlanan istatistikler ışığında bu trendin istisnası değil. Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi (BETAM) tarafından hazırlanan “Kadın İşsizliğinde Alarm Zilleri Çalıyor” başlıklı İşgücü Piyasası Görünümü: Ocak 2022 araştırma notu pazartesi günü yayımlandı.
Rapor, kadın işsiz sayısında ciddi bir artışa işaret ederken, istihdamda erkeklerin daha çok tercih edildiğini de verilerle ortaya koyuyor.
İstihdamda 228 binlik artışa rağmen işsiz sayısında 39 binlik artış olduğu tespit edilen raporda, mevsim etkilerinden arındırılmış kadın işsizlik oranı Ekim ayından Kasım ayına yüzde 14,5’e yükselirken, erkek işsizlik oranı yüzde 9,6’ya geriledi.
Söz konusu dönemde kadınlarda işgücü artışı istihdama kıyasla çok daha güçlü olurken, kadın işsiz sayısında bir önceki aya göre 80 binlik artış tespit edildi. Oysa, erkek işsiz sayısı bir önceki aya göre 43 bin azaldı.
Dolayısıyla, BETAM, işsizlik oranlarındaki toplumsal cinsiyet farkının 0,9 puanlık ciddi bir artışla yüzde 4,9’a yükseldiğine dikkat çekiyor.
Bu tespit, aynı gün Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) Kasım 2021 dönemine ilişkin açıkladığı işgücü istatistikleriyle de bir ölçüde örtüşüyor. TÜİK’e göre, üç kadından ikisi işsizken, üç erkekten biri işsiz durumda. Kadınlarda işsizlik oranı bir önceki aya göre 0,6 oranında artarken, 32 milyon 280 bin kişilik kadın nüfusunun sadece 11 milyonu işgücüne dahil. Kadınların 1 milyon 597 bin kadarı işsiz.
Yıllara göre bakıldığında ise durum oldukça vahim. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Strateji Geliştirme Başkanlığı’nın Aralık 2021’de paylaştığı verilere göre, kadın nüfusundaki yaklaşık yüzde 25’lik artışa rağmen, “çalışma çağı nüfusu” olarak kabul edilen 15 ve üzeri yaş grubunda kadınların işgücüne katılma oranı 18 yılda yalnızca yüzde 3 oranında artış gösterdi. 2002 yılında kadınların işgücüne katılım oranı yüzde 27,9 iken, 2020 yılı itibariyle bu oran yüzde 30,9.
Süren: Kadın, ataerkil yapı sebebiyle gözden çıkarılıyor
[caption id="attachment_103614" align="alignleft" width="300"]
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu ve Kadın Meclisleri’nin hukukçusu, İstanbul Kadın Hakları Merkezi üyesi, feminist-aktivist Av. Rukiye Leyla Süren’e göre; son istatistiksel rakamlar kadınlar için daha zor bir dünya ve gelecek anlamına geliyor.
Gazete Duvar’a konuşan Süren, “Ülkemizdeki toplumsal cinsiyet eşitsizliği ve ataerkil bakış açısının sonucu ekonomik kriz ve pandemi yine kadınları vurdu. Eğitimden ve ülke kaynaklarından hak ettiği payı alamayan, maalesef ülkemizde bulunan kadınlardan milyonlarcası ekonomi ve işsizlikle ilgili raporlarda denkleme bile dahil edilmiyorlar,” diyor ve ekliyor:
“Bir ülke nüfusu kadar kadınlar evlerde ev işi, hasta ve yaşlı bakımı gibi ekonomik değer atfedilmeyen, bununla birlikte aslında karşılığı büyük bir ekonomik değer olan işleri yapmaktalar.”
Uzmanlar kadın işsizliğinde hem pandeminin hem de ekonomik krizlerin etkisine işaret ediyor. Av. Süren bu durumu şöyle açıklıyor:
“Ülkemizde 'ailenin geçimini sağlayan erkektir' görüşü hakim. İşten ilk çıkarılacak kesim olarak kadınlar özellikle işe yeni giren, işten çıkarılması halinde maliyeti fazla tutmayacak olan kesimlerdir. Toplumsal cinsiyet eşitsizliği nedeniyle kadınlar özellikle eğitime ulaşmada ve dijital iş dünyasını takip etmekte zorluk yaşıyorlar. Erken yaşta anne olma, işe ara verme gibi nedenlerle bilgi ve kariyer kaybı yaşıyorlar. Piyasalarda 'ikincil işgücü' olarak görülüyorlar.”
Dolayısıyla Süren’e göre, gerek kamu gerekse özel sektörde erkek yönetici veya erkek işveren, ataerkil toplumsal yapı nedeniyle kadın çalışanı daha kolay gözden çıkarıyor.
Kadınların evlere gelir sağlayan, ikincil gelir getiren olarak kodlanması sonucu günlük, geçici işlerde, güvencesiz ve yarı zamanlı olarak daha fazla istihdam edildiklerine dikkat çeken avukat Süren, pandemi sürecinde bu kişilerin işsiz kaldığını kaydediyor.
Çınar'dan öneriler
2015 yılında kurulduğundan beri kadın istihdamının desteklenmesi amacıyla projeler yürüten İşte Kadın Derneği, kadının çalışma hayatında daha fazla yer almasının bireysel bir kazanım olmasının yanı sıra toplumsal bir dönüşümü de beraberinde getirmesini hedefliyor.
Kimisi Avrupa Birliği kimisi Türkiye’deki kamu kuruluşları tarafından finanse edilen İşte Kadın Derneği’nin projelerine katılan dezavantajlı işsiz kadınlara özgüven, farkındalık, etkili iletişim teknikleri eğitimleri ve temel bilgisayar, e-ticaret, çocuk gelişimi, temel muhasebe gibi sertifikalı eğitimler veriliyor; dijital becerileri ölçümleniyor. Proje sonucunda birçok işsiz kadın işe yerleştirilirken, bazılarının da kendi işlerini kurmalarına destek olunuyor.
İşte Kadın Derneği başkan vekili Fatma Çınar, Gazete Duvar’a yaptığı açıklamada, kadın işsizliği konusunda şunları kaydetti:
“Kadınların çalışma hayatında daha çok yer almaları ve kariyer açısından desteklenmeleri Türkiye'nin ekonomik gelişimi açısından büyük önem taşıyor. Kadın istihdamı konusunda yetkili olsaydım, ilk önce işe alımlarda kadın-erkek eşitliğini iş yerlerine, uyulması gereken ilk kural olarak şart koşardım. Kadınların evlerinde yaptığı el emeği ürünleri kazanca dönüştürmeleri için satış yeri fırsatı yaratırdım. Eşinden boşanmış veya eşi vefat eden kadınlarımıza iş yeri açmaları için destek verir, vergiden muaf tutardım. Ayrıca bu sistemin doğru ve adaletli yürütülmesi adına denetim mekanizması da oluştururdum.”
Çınar, kadın işsizliğinin önlenmesinde yerel yönetimlere büyük sorumluluk düştüğünün de altını çiziyor.
“Her şeyden önce kadın girişiminin önündeki en büyük engellerden olan sermayeye erişim sorununu çözmek kritik önem taşıyor. Bunun için hibe desteklerini artırmak ve adaletli dağılımını sağlamak gerekiyor” diyen Çınar, “Kadınların ekonomik ve sosyal yaşama etkin bireyler olarak katıldığı ülkelerin tümü, refah seviyesinin, eğitim düzeyinin ve kişi başına gelirin yüksek olduğu ülkelerdir. Umarım bu refah bizler de bir gün ulaşırız” diye ekliyor.
İşte Kadın Derneği koordinatörlüğünde Macaristan JOL-LET Vakfı ve Adıyaman Genç Kuşak Kadın Girişimciler ve İstihdam Derneği (AKİD) ortaklığıyla Sivil Toplum Diyaloğu VI. Dönem Hibe Programı kapsamında Avrupa Birliği tarafından finanse edilen “Kadınların Karşılıksız Emeğinin Farkına Varalım” projesi, bu sene 30 Haziran’a kadar yürütülecek.
Kadın işsizliğinin “görünmeyen yüzü” olan kadınların ev-içinde emeklerinin karşılığı ödenmeksizin çalıştırılmasına odaklanan projede kadınların emeklerinin farkına varmaları ve onların ev ortamında dijital iş fırsatları hakkında bilgilendirilmesi hedefleniyor. Yani evlerde ücretsiz işçi olarak çalıştırılan, ancak artık kendi ayakları üzerinde durmak isteyen kadınlar emek piyasasına kazandırılacak. Böylelikle kadınların ücretli işgücüne dahil edilmesi ve kayıtlı kadın istihdamının artmasına katkı sağlanacak.
Geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kabine toplantısı sonrası yaptığı açıklamaya göre, KOSGEB (Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı) kadınların ve gençlerin istihdama katılmalarına yönelik bir destek paketini yakın bir tarihte uygulamaya geçirecek.
75 bin kişinin yararlanması öngörülen pakete göre, hizmet ve ticaret sektörlerinde faaliyet gösteren mikro ve küçük işletmeler, 12 ay boyunca çalıştırma taahhüdü verdikleri personelin kadın olması durumunda her bir personel için destek üst limiti olarak 110 bin lira geri ödemeli destek alacak. Mikro işletmeler 2, küçük işletmeler ise 5 personele kadar bu paketten yararlanabilecek. Desteği alan işletme, 24 ay boyunca ödeme yapmazken, sonraki 24 ayda eşit taksitlerle ve faizsiz olarak KOSGEB’e ödeme yapacak.
Raporun ayrıntıları için:
Foto: Arşiv