Kurdaki artış ve belirsizlikten kaynaklı kağıt sektöründe işler durma noktasına geldi. Tamamıyla dışa bağımlı olan kağıt sektörü dünyadaki hammadde krizi ve kurdaki yükselişle birlikte zor günler geçiriyor. Diyarbakır’da kağıt sektöründe iş yapan esnaflar; ürün temini konusunda sorun yaşadıklarını ifade ederek, peşin parayla bile alamadıkları bazı malzemelerin olduğunu savundu. Ticaretin tekrardan devam etmesi için kurun sabitlenmesi gerektiğine dikkat çeken esnaf, “Yoksa birçok işyeri kapatmaya kadar gidecek ciddi sorunlarla karşı karşıya kalacak” dedi
Yılmaz Yiğitler / YENİGÜN ÖZEL / Türkiye’de üretim alanı kısıtlı olan birçok ürün yurt dışında ithal ediliyor. Bu ürünlerden biride kağıt. Hem dünyada yaşanan hammadde kriz hem de ülkedeki sürekli artan kur, kağıt sektöründe ticareti durdurdu. Yenigün Haber’e konuşan; Öz Diyarbakır Gazete ve Matbaa Sorumlusu İhsan Özdemir, Ege Kâğıt satış temsilcisi Malik Lunkaya, Payiz Yayınevi sahibi Zeyhat Rojhılat ve Tigris Ambalaj Matbaa sahibi Zülküf Altındağ, fiyatlardaki artıştan kaynaklı sorunların giderek arttığını ve ürün alımı ile satımının yapılmadığını ifade ettiler.
‘Artık dayanacak gücümüz kalmadı’
Öz Diyarbakır Gazete ve Matbaa Sorumlusu İhsan Özdemir, geçen yıl Mart ayından itibaren başlayan pandemi kısıtlamalarından kaynaklı yük henüz hafiflemeden, son dönemde döviz artışlarından kaynaklı zamların sektörü zora soktuğunu söyledi. Matbaa ile ilgili her kaleme büyük oranlarda zam geldiğini dile getiren Özdemir, “Kâğıda, kalıba ve kullandığımız kimyasallara gelen zamlar yüzünden artık fiyat veremez hale geldik. Yılın başında yaptığımız baskı sözleşmelerinin birçoğunda değişikliğe gitme gereği duyduk ve bunu müşterilerimize bildirdiğimizde farklı tepkiler aldık. Geçen yıldan beri maliyetlere etki eden küçük zamları bir şekilde sineye çekebiliyorduk. Ancak son dönemdeki artışlar sonrası artık dayanacak gücümüz kalmadı” dedi.
“Peşin paraya alamadığımız malzemeler var”
Dövizdeki yükseliş ve bununla birlikte ortaya çıkan büyük zamların yarattığı mali yük ortadayken bunu müşterilerine izah etmekte bile zorlandıklarını belirten Özdemir, şunları söyledi: “Düşünün kilosunu 5-6 liraya aldığımız paçavra bez fiyatları bile 15 lira oldu. Yılbaşında 100-110 liraya aldığımız 1. Hamur kâğıt fiyatı 280-300 lira, 20 lira olan A4 karbonlu otokopi kâğıdı ise 70 lira sınırına ulaştı. Burada yüzde 300’lere varan bir maliyet artışı söz konusuyken bizim de aynı şekilde fiyat artışına gitmemiz lazım ama kârdan kısarak bunu müşterilerimize en az şekilde yansıtmamaya çalışıyoruz. Bu dönemde mecbur olanlar dışında iş almamaya gayret gösteriyoruz. Özellikle kâğıda peşin para ile ulaşamadığımız bir durum söz konusu. Kâğıt firmaları piyasadaki belirsizlikten dolayı satışları kısıtladı. Firma sattığı malı yerine koyamadığını belirtiyor ve satış yapmıyor. Geçtiğimiz günlerde bir devlet kurumu ihalesi gerçekleşti mesela. Bir tek firma bile malzeme fiyatı alamadığı için ihaleye katılmadı. Hani girdiniz ihaleye aldınız diyelim, sözleşmesiydi, prosedürüydü en az bir ay sonra işe başlayacaksınız. Bir ay sonra kağıdı aynı fiyata alabilecek misiniz? Meslek hayatım boyunca böyle bir artışla karşılaşmadım. Devletin bir an önce bu duruma ciddi bir şekilde müdahale etmesi lazım yoksa birçok işyeri kapatmaya kadar gidecek ciddi sorunlarla karşı karşıya kalacak.”
“Kimse ticaret yapmıyor”
Kur’daki belirsizlikten kaynaklı ürün alımlarının durdurulduğunu ifade eden Malik Lunkaya ise ticarettin tekrardan başlaması için kurun sabitlenmesi gerektiğini vurguladı. Lunkaya; “Kâğıt sektörü tamamen dışa bağımlı, Dolara ve nakliye ücretlerine gelen artış bizlere yansıdı. Sadece kur farkı olarak birde de Dolar olarak da zam yaptılar. Dışardaki hammadde azlığı, dış Dolar artışı ve iç piyasadaki Dolar artışı bizi doğrudan etkiledi. 45 liraya matbaacılara sattığımız bir otokopi kâğıdı şuan 67 lira civarında. Gazete kâğıtlarına da yüzde 35-40 civarında zam geldi. Dışardan hiçbir şekilde ay sonuna kadar ne mal veriyorlar ne de satış yapıyorlar. Doların tamamen durmasında emin olduktan sonra satışlara başlayacaklar. Kurdaki değişimden kaynaklı büyük ithalatçılar ve toptancılar iç piyasaya mal satmıyor. Her ne kadar üretim devam etse de mal satımı şuan durmuş. Biran önce artık kurun bir yerde durması gerekiyor, tekrardan ticaret devam etsin. Bu şekilde kimse ticaret yapmıyor. Herkes kendini idame edecek kadar ürün alıyor, Örneğin; 10 top kâğıt alan biri 1 top kâğıt alıyor, günlük döngüsü oluşsun diye az ürün alıyor. Toplu sipariş alınmıyor, fiyat veremiyoruz bundan kaynaklıda iş yapılmıyor.”
“Fiyatlar sürekli güncelleniyor”
Payiz yayınevi sahibi Zeyhat Rojhılat da yayınevi sektörlerinin de tamamıyla Dolar kuruna bağlı olduğunu ifade ederek; “Hemen hemen bütün sektörler Dolar kuruna bağlı, bizim sektörümüzde tamamıyla Dolar’a bağlı. Hem yayıncı hem de satıcı olduğumuz için. Daha önce aldığımız bir ürünü kesinlikle aynı fiyatta alamıyoruz. Örneğin; 5 bin liraya basılan bir kitap şuan 8 bin lira basılıyor. Yayınevlerinde kitap alıyoruz daha önce yılda bir değişen fiyatlar şimdi Dolar kurundaki yükselişten kaynaklı sürekli güncelleniyor. Bu durum hem okuyucuyu hem de satıcıyı etkiliyor. Okuyucunun 25 liraya alabileceği Dolar’ın yükselişiyle birlikte 50 liraya kadar yükselmiş. Bizim sektörümüzdeki işler durdu. Satışlarımızdaki oranlar düşüş görülüyor” dedi.
“Geri dönüşümsüz destekler verilsin”
Yayınevleri, gazete vb. gibi işyerlerinin ayakta kalabilmesi için desteklenmesi gerektiğine dikkat çeken Rojhılat; “Pandemiyle birlikte bu krizin ayak sesleri geliyorum diyordu. Şaşırmadık. Direk “pandeminin etkisiyle kriz yaşanıyor” diyemeyiz. Biz buna “hiper krizde” diyebiliriz. Analistler, ekonomistler bu krizin geleceğini söylüyorlardı. “Kriz olacak” diyenler suçlu ilan ediliyordu neticede bu güne gelindi. Pandeminin de bizim sektöre etkisi var. Halen de devam ediyor. “Pandemiden çıktık” diyelim yine de kitapla ilgili, gazeteyle ilgili ve bunlara benzer gibi işyerlerin desteklenmesi gerekiyor. Devlet kurumları tarafında özelliklede KOSGEB ’ten geri dönüşümsüz desteklerin verilmesi lazım. Ayrıca çalışan desteği de olmalı çünkü işyerleri kendilerini finanse edebilsin” diye konuştu.
“Fiyatlar yükseliyor”
Tigris Ambalaj Matbaa sahibi Zülküf Altındağ ise Kâğıt satışlarındaki fiyat artışına dikkat çekerek şöyle konuştu; “Kâğıt sektörü satış konusunda durma noktasına geldi. Türkiye’de iki tane krome karton üreten fabrika var, verilen siparişlere 3 ya da 4 aylık terminler veriyorlar. Bu terminlerin 3-4 aya uzaması insanları iş yapamaz duruma getirmiş. Yılbaşından bu yana yaklaşık olarak krome kartonda yüzde 350’ye yakın bir farkı var. Krome karton dışındaki kâğıtlar yurtdışından ithal ediliyor. Matbaa sektörünün bütün girdileri dövize endeksli, girdi maliyetleri hem kurdan hem de Dünya genelinde yaşanan hammadde sıkıntısından dolayı yükseliyor. Fiyatlar yükselince elinde malzeme olan tüccar mal satımında biraz tereddüt yaşıyor. Kâğıt ithalatçıları da kâğıt satışlarını kısmaya başlıyor. Kâğıtlarda vade oranları kalktı artık kimse vadeli bir şekilde kâğıt satmıyor. Kuşe kâğıtların bazı gramajları Türkiye’de bulunamaz duruma geldi. Bu tür durumlardan kaynaklı sektör ciddi sıkıntı yaşıyor.”
“Hammadde krizi yaşanıyor”
Dünya genelinde yaşanan hammadde sorunu ve kurdaki artışla birlikte mal satımının durma noktasına geldiğini kaydeden Altındağ; “Pandemi koşullarından kaynaklı Dünyada hammadde krizi var. Türkiye’ye de yansıması oluyor. Türkiye kâğıt ve karton konusunda büyük oranda dışa bağımlı bir ülke. Türkiye’ye gelen ve işlenen krome kartonun yüzde 50-60’ı Çin’den geliyor. Çin’de şu an navlun ücretleri yüksek ondan dolayı sıkıntılı bir durum yaşanıyor. Avrupa’daki üretimler Avrupa’ya Türkiye’deki üretimler de Türkiye’ ye yetmiyor. Süreç 8 ya da 10 ay sonra yavaş yavaş rayına oturabilir. Türkiye’nin özel bir durumu da kurdaki artıştan kaynaklı. Satıcılar ellerindeki mallı çıkarmaktan imtina ediyor. Satıcılar sattığı malı yerine koyamıyor.” İfadelerini kullandı.