TÜİK’in açıkladığı yüzde 9,6 işsizlik oranını değerlendiren Diyarbakırlılar, söz konusu verinin hayatın içinde yaşanan gerçeklikle bağdaşmadığını ve inandırıcı bulmadıklarını belirtiyor. Vatandaşlar işsizliğin açıklanan orandan çok daha fazla olduğunu ve gerek çalışan gerekse de emeklilerin aldıkları maaşla geçinemediklerini belirtirken, işe alımlarda kayırmacılık olduğunu savundu
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TUİK) açıkladığı Ağustos ayı işgücü istatistiklerine göre işsizlik yüzde 9,6 olarak kayıtlara geçti. TÜİK’e göre, 2022 yılı Ağustos ayında bir önceki aya göre 100 bin kişi azalarak 3 milyon 312 bin kişi oldu. İşsizlik oranı ise 0,4 puanlık azalış ile %9,6 seviyesinde gerçekleşti. Sur Ajans, Diyarbakırlılara TÜİK’in işsizlik oranına ilişkin düşüncelerini sordu. Açıklanan resmi verilerin sokaktaki karşılığına dair görüşlerin ortak noktası, kağıt üzerindeki verilerin vatandaşların yaşadığı gerçeklikle örtüşmediği yönünde. TÜİK’in açıkladığı işsizlik verilerinin Diyarbakırlı vatandaşlardaki karşılığı şöyle:
‘Mülakattır, şudur budur, hepsi kendi adamlarını seçiyor’
Diyarbakırlı vatandaşlardan Mehmet Bozkurt, açıklanan işsizlik oranına işsiz kalan 3 çocuğu üzerinden şu yanıtı verdi: “Bütün millet işsizdir, kim diyor ki işsizlik bitmiştir. Benim evimde 3 çocuğum var 3’ü de boştur, evdedir. İş yok, güç yok. Dışarıya gidiyor iş yok. Batıya gidiyor iş yok. Çalışan da asgari ücrete çalışıyor. Hangi kapıya gitseler Yüksek Lisans istiyorlar. Mülakattır, şudur budur, hepsi kendi adamlarını seçiyor. Garibanların da hepsi boşta kalıyor. Hak eden de gene dışarıda kalıyor.” Emekli olduğunu ve geçinemediğini ifade eden Bozkurt: “Hangi emekli geçimini sağlıyor ki ben de sağlayayım? Aldığım para 3 bin 700 lira, bu para nereyi kapatır ki? Derdimiz çoktur, anlatmakla bitmez. Hepsi dümendir, oyalamaktan başka hiçbir şey yok” dedi.
‘Açıklanan rakama kimse inanmaz’
Hasan Ortaç adlı vatandaş ise emekli olduğunu ve 4 kişilik ailesinde çalışan olmadığını belirterek şöyle konuştu: “İşsizlik düşer mi, her taraf işsizdir, insanlar aç perişan. İşsizlik düşmüş, nerede düşmüş, kendi kendilerine hesap yapıyorlar. Emekliyim, açım! Evde 4 nüfusuz. Ben, hanım, kızım, oğlum, hepimiz işsiziz. Kendi kendilerine oturup ahkam kesiyorlar ama öyle değil. Boştur, gitsinler milletin durumuna baksınlar. Millet aç, perişandır. Peynir 135 TL, eti bile geçmiş. Ekmek 7 lira. Yumurta 60-70 lira. Serbest piyasa. Serbest piyasa Türkiye’ye gitmez. Kontrol olacak, belediye bakacak. Açıklanan rakama kimse inanmaz.”
‘Yüzde 9,6 yalandır’
TÜİK’in açıkladığı yüzde 9,6’lık işsizlik oranına Mehmet Ek adlı vatandaşın verdiği yanıt şöyle: “Benim düşünceme göre yalandır. Yalan söylüyorlar. Yüzde 9,6 yalandır, yüzde 30 da var. Millet geçimin derdinde kalmış, bir ekmek olmuş 7 lira. Benim evimde 15 nüfus var, günde 15 ekmek alsam ne eder? Geçinebiliyoruz ama şatu patla, ne geçimidir? İşsizlik yüzde 9’a düşmüş yalandır, yoksa doğru diyelim, doğru değildir. Cenabı Allah sonumuzu hayırlı getirsin.” Hollanda’da 30 yıldır çalışmadan devletten maaş aldığını söyleyen ve geçim derdi olmadığını belirten Tahsin adlı vatandaş ise Avrupa’daki Türklerin genelinin sol partilere oy verdiğine dikkat çekerek, “Ekmek 15 lira olsun. Ne yapsa bu millet hak ediyor. Bu millet ne zaman kafasını kumdan kaldıracak? İşsizlik rakamı: ‘Alo düşük göster’, bitti. Bunu kim bilmiyor? Gerçeğini açıklayabilir mi? Gerçeğini açıklasın. Açıklasın biz de arkasından gidelim. Ben Hollanda’da kalıyorum, orada Domates 1 lira 2 lira değil. Yalan atmasınlar, ben 1986’dan beri oradayım. Türkiye’deki televizyonlar Avrupa’da marketler boş diyorlar, öyle bir şey yok. Marketler doldur ama insan yok içinde. Bu millet yalanı seviyor, doğruluğu sevmiyor. Doğru adamlar içeride yatıyor, kelekler dışarıda kalıyor. Avrupa’da bir sıkıntı yok. Devlet zaten seni aç bırakmıyor ki. Ben 86’dan beri devletten aylık alıyorum. Ben çalışmamışım ve şuana kadar da aylık alıyorum. Peki Avrupa dedikleri gibiyse, niye yalvarıyorlar bizi alın diye. Oradaki Türklere tartışıyoruz; burada sola oy veriyorlar Türkiye’de sağa oy veriyorlar. Orada hepimiz sosyal demokratlara oy veriyoruz. Yüzde 99,9 sola oy veriyor, bir tanesi faşist bir partiye oy vermiyor ki. Sağ partilere değil, hep sola oy veriyorlar. Ben 60 yaşına gelmişim burada da Avrupa’da da sola oy veriyorum” ifadelerini kullandı.
‘Mevsimlik işçilerden dolayı işsizlik düşük görünüyor’
Mevsimlik işçilerden dolayı işsizlik oranının düşük gözüktüğü değerlendirmesinde bulunan Mehmet Akif Ersoy adlı işveren ise şöyle konuştu: “Haziran, Temmuz ve Ağustos aylarında belediyelerin park bahçelerinde veya Fen İşlerinde mevsimlik 5-6 aylık işçiler var. O yüzden işsizlik düştü görünüyor. Bu oran aralık ayında yine aynı duruma gelecek. Yani işsizlik düşmedi. Ben bir işverenim ve buraya da bir iş için geldim. Yanımda çalışan 12-13 kişi var. Kanalizasyon temizliği yapıyoruz ve bazı illerde işlerimiz var. Buraya da bu iş için geldim. İşçilerime yemek ve yolla birlikte 7 bin 800 lira maaş veriliyor. Çünkü alım gücü o kadar düştü ki. Geçen yıl 7-8 lira olan mazot bu yıl 28 lira.”
‘İşsizlik had safhada, gençler kahvelerde’
Fahrettin adlı emekli bir vatandaş ise şunları söyledi: “Memlekette bir yatırım mı var, fabrika mı açılıyor ki işsizlik düşsün? İşsizlik had safhada, gençler kahvelerde. Diyarbakır’a bakın, mesai saatinde caddeler dolu insan. Dolu genç, işsizliğin düşmesi mümkün mü? Devletin işsizlikle ilgili ne yatırımı var? Diyarbakır’ın ilçelerinin yüzde 80’inde fabrika diye bir şey yok. Fabrika olmayan yerde, inşaat sektöründe çalışan insanlar var. TÜİK’in rakamları doğru değildir. Kiranın 5 bin lira olduğu bir yerde ki İstanbul hariç. Orada kira 12 bin lira. Memurlar İstanbul’a tayin istemiyor. Kiranın 5 bin lira olduğu bir yerde 5 bin 500 lira emekli maaşı alan bir insan kirayı mı, elektriği mi, doğalgazı mı ödeyecek? Biz torunlarımızdan kaçıyoruz, para veremiyoruz diye.”
‘Mazot düştüğü zaman her şey düşecek’
Asgari ücretle çalıştığını söyleyen ve ismini vermek istemeyen bir vatandaş ise şunları söyledi: “Mazot 10 liranın altına düşse asgari ücretin 3 bin lira olmasına razıyız. Kimse bu milleti kandırmasın, dava mazottur. Her şeyin başı mazottur. Mazot düştüğü zaman asgari ücret de düşer, enflasyon da düşer. Ben 100 liraya aracımı dolduruyordum, şimdi 2 bin lira olmuş. 20 litre mazot bin 500 liradır. Mazot düştüğü zaman her şey düşecek; yağ düşecek, şeker düşecek, un düşecek. Bir ton gübre 15 bin lira. Bir ton buğday 10 bin lira. Mazot 28 lira. Bir hafta önce de 23 liraydı. Mevcut hükümeti de destekliyorum. Başkanlık için yine destekleyeceğim ama milletvekilliğinde HÜDA PAR’a vereceğim. Ekmek olmuş 7 lira, denetleme yok. Belediye, zabıta oturmuş kimse denetleme yapmıyor. Fırınları denetlesinler, ekmek gerçekten 400 gram mı değil mi?”
‘Allah hepimize yardımcı olsun’
İşsiz vatandaş Enver Ala ise şunları söyledi: “İşsizliğin düşeceğini hiç düşünmüyorum, Türkiye’nin gidişatı iyi değil. Allah hepimize yardımcı olsun. Çalışıyordum ama sigorta çıkışım verildi, şimdi işsizlik maaşı alıyorum. Geçim derdi zor.” Diyarbakır’da işçilere çok düşük maaş verildiğini ifade eden Fatih Güzek adlı genç ise şunları söyledi: “Ben bir genç olarak Diyarbakır’da iş bulamıyorsam, şehir dışına gidiyorsam demek ki iş miş yoktur. Bura 3 bin lira veriyorlar, 3 bin lira para mı? Biz de gidiyoruz gurbete, ailemizden, her şeyden uzakta çalışıyoruz. Sonra yaşlılar toplanıyor yok AK Partidir gibi. Bu tarz şeyler hiç hoş değil. Gençliği bitiriyorlar.”
‘TÜİK’e inanmıyorum’
Arif Ören ise siyasi partilere güven duymadığını belirterek şöyle konuştu: “TÜİK bence yalan atıyor. Çünkü mevcut hükümetin çıkarlarına çalışıyor. AK Partiye çalışıyor, doğruları hiçbir zaman söylemedi, söylemiyor. Ona inanmıyorum. Ak partiden önce insan ihtiyaçları çok ucuzdu. Şimdi tüm ihtiyaçlara çok zam gelmiş. AK Partiden önce en kral daire 15 bin liraydı, şimdi ise en kötü daire bir milyon. AK Partiden önce insanlar buzdolaplarını et ve süt ürünleriyle, sebze meyveyle dolduruyorlardı. Şimdi herkes bayat ekmek bulmaya çalışıyor. Ben işsizim, asgari ücret bile elime geçmiyor. 20 senedir sene seneden kötü geçiyor. Millet diyor AK Partinin birinci ikinci dönemi iyiydi. Bana göre o zaman da iyi değildi ama milletin gözüne girmek için iyi şeyler yapıyordu. Kaldı ki bana göre iyi şeyler yapmıyordu, olması gereken şeyleri yapıyordu, kendi temeline atmak için. Gençler işsizlikten evlenemiyorlar, evde kalmışlar. Ben hiçbir siyasete de inanmıyorum. Siyasete kökten karşıyım. Geçenlerde bir din adamı dedi ki, ‘hangi partiye oy verirseniz onun işlediği günaha siz de ortak olursunuz’. O yüzden ben bütün partilere karşıyım. Devlet ayrı siyaset kurumu ayrı. Siyaset kurumu olmazsa devlet bilmiyor mu kim açtır, kim toktur? Siyasete ne gerek var? Bence hiç kimse hiçbir partiye oy kullanmasın, hiçbirine güvenmesin. Biri gidiyor Lodra2da icazet alıyor. Biri gidiyor Amerika’dan icazet alıyor. Demek ki, ülkenin hiçbir yöneticisi kendi ülkesini yönetmiyor. Madem öyle biz niye oy kullanıyoruz, hangi lidere güveneceğiz.”
‘Memleketin çoğu işsizdir’
Ömer adlı vatandaş da çalışanların haklarının verilmediğine işaret ederek şunları söyledi: “İşsizlik almış başını gitmiş. Memleketin çoğu işsizdir. Yüzde 20 çalışan işçinin de hakkı verilmiyor. Memleket sahipsizdir. Kimse kimseye kol kanat germiyor.” Asgari ücretin altında çalıştırıldığını söyleyen Yusuf Şenol, “İş diye bir şey kalmamış, ayda alıyoruz 4 bin 500 TL. Sabah 7’den akşam 8’e kadar çalışıyorum. Buna da para mı diyorlar? Önceden neydi şimdi ne olmuş? Ekmek olmuş 7 lira. 4 bin 500 liraya rezillik içinde çalışıyoruz, yapacak bir şey yok” ifadelerini kullandı.
‘İŞKUR’a başvuruyoruz kapı dışarı ediyor’
Sur’da simit satan Rıdvan Tarhan, Diyarbakır’a yeterli yatırım yapılmadığını belirterek şöyle konuştu: “Devlet burayı unutmuş durumda. Ne bir fabrika var ne bir şey, gençlerimiz hep boşta, çalışmıyorlar. Her bir ailenin 6-7 nüfusu var. Burada iş imkanı yok. Geçinmek çok zor. Benim nüfusum 8 kişiden oluşuyor, gel de geçin. 3 kız evladı okutuyorum, gel de okut. Burada en ufak kira 3 bin 500 liradan başlıyor. Nasıl ödeyeceksin? Mutfak masrafı, yemesi içmesi, giyimi kuşamı, geçim çok zor, haddinden fazlası ama maalesef buraya kimse el atmıyor. İŞKUR’a başvuruyoruz kapı dışarı ediyor. Bir imkan tanınmıyor. Neymiş efendim ‘babam yaşındasın, seni ne yapacak devlet’. Yaş sınırı 30 diyorlar. Peki 30 yaş üstü ne yapacak, ölüme mahkum mu olacak? Oy günü gelince de vatandaş gel oy ver diyorlar, ya sonuç: Kimse bakmıyor bize.” Gıyasettin Kılınç ise tek başına kendini dahi geçindirmediğine vurgu yaparak şöyle konuştu: “TÜİK tarafından yapılan açıklamaların gerçeği yansıtmadığı herkes tarafından bilinen bir gerçek. Başka durumlar için de söyledikleri gerçeklikle bağdaşmıyor. Yalan üzerinden bir iktidar inşa edenlerin bu insanlara verebileceği bir şey yok. İşsizlik yüzde 9 diyorlar ama gençlerin çoğu Avrupa’ya kaçıyor. Sonra da gençlere hakaret ediliyor. Eğer gençler geleceğe dair bir umut göremiyorsa gençlik de gider, bilim adamı da gider, doktoru da gider ki zaten gidiyorlar da. Yüksek oranda bir işsizliğin olduğu söyleniyor. Neredeyse 10 milyon işsizden bahsediliyor. İnsanlar çaresiz, ne yapacağını bilmiyor. Kültürün getirdiği bir dayanışma var. Komşu komşuya, arkadaş arkadaşa bakar ama bu da nereye kadar? Türkiye şuan ciddi anlamda bir iktidarsızlık yaşıyor. Geleceğe dair de umut vaat etmiyor. Sadece işsizlik değil, her şey başını almış gidiyor. Allah sonumuzu hayır etsin. Ben tek başına yaşıyorum ve aylık gelirim asgari ücretin üzerinde ancak ben ay başını iple çekiyorum. Ev benim, kira da ödemiyorum ama ay başını zor getiriyorum. Günlük harcamam 150-200 liradan aşağı düşmüyor. Bir de 4-5 nüfuslu bir aileyi hesap edin, bunlar ne yapacak? Bugünkü koşullarda, krizde, kaosta ne yapabilir ki?”
‘İşsizlik değil de TÜİK’in seviyesi düşmüş’
TÜİK’in açıkladığı 9,6’lık işsizlik oranına Mehmet Nuri Arslan ise şunları söyledi: “İşsizlik değil de TÜİK’in seviyesi düşmüş. Böyle bir veri yok. Reelde hissettiğim veri önemli. TÜİK’in orada sihirli ellerin değdiği bir veriyi açıklamasıyla halkın hissettiği aynı olur mu, mümkün değil. TÜİK her 10 kişiden birinin işsiz olduğunu açıklamış. Şimdi yoldan rastgele 10 kişi çevirsek inanın çok daha fazla bir işsizlikle karşılaşırız. Bölgeden bölgeye, semtten semte değişir fakat her 10 kişiden 2’si, 3’ü, 4’ü ve daha da dip verilere gider işsizlik. Ama kesinlikle her 10 kişiden bir işsiz değildir. TÜİK gerçekten itibarını da bu şekilde zedelemiş oluyor. Halkın hissettiğini bile bile bu veriyi açıklaması da komik oluyor. Nasıl olsa halk bilmez ve açıkladığımız verilerle tatmin olur, geçinirler ama öyle bir şey yok. Halkın hissettiği en gerçek olandır, doğrusu da odur.”
‘Tıpkı enflasyon gibi işsizlik oranını da doğru yansıtmıyorlar’
Türkiye’de kurumlara yönelik güveninin kalmadığını ifade eden İbrahim Erdoğmuş’un açıklanan verilere ilişkin görüşü de şöyle: “Kurumlarda liyakat olmadığı için hiçbir şekilde doğru veri sunmuyorlar. Birçok veri doğru sunulmadığı gibi işsizlik oranı da yalan. Yüzde 9 diyorlar ama kesinlikle bunun doğru olduğunu düşünmüyorum. Etrafımıza baktığımızda 10 kişiden 8’i işsizdir ki, bunların da çoğu genç. Bir ülkede genç nüfus işsiz ise o ülke kalkınmaz. Bunu önlemenin yolu halkçı bir devlet ve imkan sağlaması gerekiyor. Kimse gidip asgari ücrete çalışmak zorunda değil. Bir üniversite mezunu asgari ücrete çalışıyorsa orada problem vardır. Açık söylüyorum yalan ve inanmak zorunda da değiliz. Tıpkı enflasyon gibi işsizlik oranını da doğru yansıtmıyorlar. Buna inananlar sadece kendi yandaşlarıdır. Bu ülkede kafası çalışan ve gerçekleri gören kimse buna inanmaz. İnanana da geçmiş olsun.”