ZMO Diyarbakır Şubesi Başkanı Samet Ucaman, girdi maliyetlerindeki artıştan kaynaklı 1 milyon dekar arazinin ekilmediğini, ekili alanlarda da gübre kullanılmadığı için sadece buğdayda yüzde 93 kayıp olduğunu kaydetti
Birleşmiş Milletler (BM) Gıda ve Tarım Örgütü'nün (FAO) Haziran ayı başında yayımladığı Gıda Görünümü raporuna göre, 2020-2022 ortalamasıyla Türkiye en çok buğday üreten ülkelerden biri. Türkiye’nin 2022 yılında üreteceği buğday miktarı ise 19 milyon ton olarak öngörülüyor. FAO’nun verilerinin yanı sıra Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) da buğday üretiminin 2020 yılında 20,5 ton; 2021 yılında ise 17,6 ton olarak açıklamıştı.
Yüzde 93 kayıp
Uzmanlar, ekonomik sıkıntılar ve mazot, gübre gibi tarımda girdi maliyetlerindeki fahiş artışların, buğday üretimini bu yıl daha da düşeceğini belirtiyor. Buğday üretiminde önemli bir yere sahip olan Diyarbakır'daki durumu anlatan Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Şubesi Başkanı Samet Ucaman, kentin 5 milyon dekar tarımsal araziye sahip olduğunu ancak bu yıl 4 milyon dekar alanın ekildiğini kaydetti. Girdi maliyetlerinden kaynaklı birçok çiftçinin gübresiz ekim yaptığına dikkati çeken Ucaman, normalde bir dekarlık alanda 300 kilogram buğday alınırken, bunun yüzde 93 kayıpla 20 kilograma düştüğünü söyledi.
İklim değişikliğin sonucu
Krizin 20 yıllık AK Parti iktidarı dönemindeki tarımsal politikalarıyla ilişkili olduğunu savunan Ucaman, yanlış politika, uygulama yanı sıra kuraklık gibi iklimsel değişimlerin sonucu ciddi sorunlar ortaya çıktığını dile getirdi. Ucaman, “Makro çapta kapitalist sistemin oluşturduğu tohum, gübre, ilaç şirketlerinin Türkiye üzerindeki politikaları, Dünya Ticaret Odası üzerinden Türkiye’ye uyguladıkları politikaları da değişken olarak değerlendirmek gerekiyor. Türkiye’de ise ‘girdi’ maliyeti dediğimiz gübre, ilaç fiyatlarının yüksek orana ulaşmasına sebep verdi. Bununla birlikte ekonomik kriz de mevcut durumu katmerleştirdi” dedi.
‘Ürün çeşidi sınırlı’
Kentte ekilebilen farklı ürünlerdeki değişme de değinen Ucaman, “Arpa, buğday, mercimek, susam, ayçiçeği ile ilgili bir teşvik verilmiyor. Yani genel anlamda politikaların oluşturulmaması, ürün deseninde işbirliğinin oluşturulamaması gibi durumlar, çiftçiyi mecburi olarak birkaç ürüne yönlendiriyor. Diyarbakır’da şu anda pamuk, mısır, buğday gibi 7 üründen fazla ürün ekilmiyor. Yine çiftçi, farklı ürünü yetiştirmekle ilgili bilinçlendirilmiyor” diye konuştu.
‘Verimde ciddi düşüş’
Verimdeki düşüşleri de karşılaştıran Ucaman, özellikle bu yıl Bismil Ovası, Terkan Ovası ile Silvan bölgelerinde arpa, buğday ve mercimekte yüzde 45 verim kaybının yaşandığını vurguladı. Ucaman, tarımdaki kayıp oranlarını şöyle özetledi: “Türkiye’de maksimum 16 milyon ton buğday üretiminin olacağını düşünüyoruz. Özellikle bizim tahıl ambarı olarak değerlendirdiğimiz Diyarbakır, Urfa, Adana, Konya Ovası’nda 16 milyon ton buğday üretimi olabilecek. Dolayısıyla Türkiye bu yıl yaklaşık 9 milyon ton buğdaya halen ihtiyaç duyacak. Rusya ve Ukrayna’dan yüzde 70’ini aldığımız buğdayın bu yıl verilmeyeceğini düşünürsek; mevcut buğdayın fiyatının özellikle Ekim ayında ciddi bir yükselişe geçeceğini öngörüyoruz.” (MA)