Diyarbakır’ın Sur İlçesinde yolları baraj suları altında kalan köylüler, büyük gemilerin tehlike anında kullandığı bir filika satın alıp Pamukçay Barajı’na indirdi. Köylülerin Denizaltı olarak adlandırdığı filika, Baraj gölü üzerinde kıyıdan kıyıya yolcu taşımaya başladı. 6 köy arasında ulaşım sağlamaya başlayan filikayı, kış mevsiminde kullanmak ise pek de kolay olmuyor. “Denizi olmayan Diyarbakır’ımıza Harmanlar Köyü’ndeki Pamukçay Barajına denizaltını getirdik” diyen Harmanlar Köyü Muhtarı Zeki Alakuş, eğitim almadıkları için suyun altın inemediklerini söyledi
Nurullah Ergün / YENİGÜN ÖZEL -Diyarbakır’ın Sur İlçesi’nde 2010 yılında yapılan Pamukçay Barajı, Harmanlar köyüne bağlı mezraları ikiye böldü. Barajın yapılmasıyla birlikte karayolları baraj suları altında kalan köylüler, ulaşım sıkıntısı yaşamaya başladı. Suyun diğer kıyısında kalan tarlalarına ve akrabalarına gitmek isteyen köylüler, karayoluyla 500 metreolan mesafe için 30 kilometre yol kat etmek zorunda.Kapılarını çaldıkları yetkililerden umduklarını bulamayan köy sakinleri, kendi dertlerine kendileri derman oldu.Harmanlar Köyü ileri gelenlerinden Recep Kırmızı, bu duruma son vermek için Köy Muhtarıyla birlikte arayışa girdi. İzmir’de buldukları 68 kişi kapasiteli filikayıkendi imkanlarıylasatın alan 70 yaşındaki Kırmızı, baraj gölüne indirtti.
Filikanın kaptanı 14 yaşında
Baraj gölü üzerinde ilginç bir görüntüye neden olan Can Filikası, yaklaşık 6 köy arasında ulaşımı sağlamaya başladı.14 yaşında bir kaptanı olan filika,4 yıldır Pamukçay Barajı üzerinde kıyıdan kıyıya yolcutaşıyor. Bütün masrafları Recep Kırmızı tarafından karşılanan filika, köylülerden hiçbir ücret almadan hizmet veriyor. Köylülerin Deniz Altı olarak adlandırdığı Filika köylünün tarlasına, öğrencilerin okula ulaşmasını sağlayan tek araç.
‘Denizi olmayan Diyarbakır’ımıza denizaltı getirdik’
Pamukçay Barajı’nın yapımına 2010 yılında başlandığını belirten Harmanlar Köyü Muhtarı Zeki Alakuş, barajın yapımının ise 2012 yılında tamamlandığını söyledi. Daha önce bölgenin grup yollarınınsu altında kalan bölgeden geçtiğini vurgulayanAlakuş, “Yol suyun altında kalınca millet mağdur oldu, perişan oldu. Arabayla geçiş şansı kalmadı, bizde farklı arayışlara girdik. İnternetten bu denizaltını, filikayı İzmir Aliağa’da bulduk, gidip bu deniz altını oradan getirdik, milleti karşıya taşımak için; bir faydamız dokunsun diye. Sorunumuzu Devlet Su işlerine söyledik. Köprü yapılmasını talep ettik. Ancak çok fazla maliyetli olduğu için yanaşılmadı. Bizde çaresiz kaldık ve kendimiz düşünerek sorunumuza bir çare bulmaya çalıştık. Neticesinde böyle bir yola başvurduk. Kendimize alternatif yol olarak bunu seçtik. Başka çaremiz olmayınca İzmir Aliağa’ya gittik bu filikayı, denizaltını oradan alıp buraya getirdik; mağdur olan halkı karşıdan karşıya taşımak için. Anlayacağınız aslında biz imkansızı başardık. Denizi olmayan Diyarbakır’ımıza Harmanlar Köyü’ndeki Pamukçay Barajına denizaltını getirdik, bunu başardık. 2014 yılından bu yana da bu denizaltıyla halkı ücretsiz olarak taşıyoruz” dedi.
‘Eğitim almadığımız için suyun altına inmedik’
Almış oldukları filikanın aslında suyun altına inen bir deniz altı olduğunu savunan Alakuş, “Suyun altına inmesi için bir kolu var filikanın ancak eğitim almadığımız için suyun altına daha inmedik. Bunun için eğitim almamız gerekiyor. Normalde bu filika denizaltıdır. Suyun altına inebiliyor. Aldığımız zaman suyun altına inmesi için kullanılan bir kol vardı, onu bize gösterdiler ancak bu konuda profesyonel olmadığımız için bunu daha denemedik. Köylüler bu filikaya birçok isimle hitap ediyor. Buna denizaltı diyen var, gemi diyen var, feribot diyen var herkes bir şey söylüyor ama deniz altına inebildiği için çoğu köylü buna denizaltı diyor. Bu filika aslında uluslararası gemilerde kullanılıyor, gemilerin üzerinde ikişer tane şeklinde bulunuyor. Bu denizaltını gemilerin mürettebatı acil durumlarda kıyıya çıkmak için kullanıyor” diye konuştu.
“Deniz altını suyun üstünde kullanıyoruz”
Harmanlar Köyü ileri gelenlerinden Recep Kırmızı ise barajın yapılması ile birlikte bazı mezraların suyun diğer kıyısında kaldığını söyledi. Köprü yapılması için DSİ’ye başvurduklarını ancak herhangi bir olumlu sonuç alamadıklarını vurgulayan Kırmızı, bunun üzerine kendi imkanları ile denizaltını aldıklarını söyledi. Kırmızı, “Filikayı kendi imkanımla kendi paramla İzmir Aliağa’da aldım. Bir TIR tutarak ona yükletip Diyarbakır’a getirdim. Vinç yardımı ile almış olduğum filikayı baraj gölüne indirdik. Bu şekilde köylülerin yaşamış olduğu mağduriyeti gidermeye çalıştık. Biz bunu aldığımızda bize bunun bir deniz altı olduğu söylendi. Ama biz suyun altına inmekten korkuyoruz. Çünkü o şekilde kullanmayı bilmiyoruz. Şimdi suyun altına insen bir şey olsa ne yaparız. Onun için suyun altına inmeyi hiç denemedik, sadece suyun üstünde kullanıyoruz” ifadelerini kullandı.
‘Kaptanlık hayalimi gerçekleştirdim’
Filikanın 14 yaşındaki kaptanı Berzan Kırmızı da hayalini kurduğu kaptanlığı bu filika ile gerçekleştirdiğini söylüyor. Kırmızı, “Küçükken kaptan olma hayalim vardı. Sonra köyü bu denizaltını getirdiler. Bende bunu kullanmayı abimden öğrendim. Günün her zatinde köylüleri karşıdan karşıya götürerek onların işini kolaylaştırmaya çalışıyorum. Denizaltını kullanırken hiç zorlanmıyorum. Sadece kış mevsiminde özellikle sisli havalarda biraz zorluk çekiyorum. Yön bulma konusunda onun dışında herhangi bir zorluğu yok” şeklinde konuştu.