Bir taraftan gübre, mazot ve ilaca gelen yüksek zamlar, diğer taraftan yaşanan kuraklık nedeniyle çiftçi gelecek dönemden umutsuz. Girdi maliyetlerinin düşülmesi gerektiğine dikkat çeken Çiftçiler, “Gübre kullanamazsak verim düşer” dedi. “Bu tablo devam ederse yoksulun yemeği çorba, ejder meyvesi gibi bir şey olacak” uyarısında bulunan ZMO Diyarbakır Şube Eşbaşkanı Abdulsamet Ucaman ise stokların tükenmek üzere olduğunu kaydetti. Ucaman, “Oluşacak bu tabloda bir kuraklık olursa ve topraktan istenen verim alınamazsa mesela 3 milyon dekarlık arazi geçen yıl gibi olursa artık kıtlıktır” diye konuştu
Güneydoğu illerinde yaşanan kuraklık ve döviz kurundaki artış ile yükselen maliyetler çiftçiyi bir hayli zorluyor. Döviz endeksli gübre, mazot ve ilaca gelen zamlar nedeniyle birçok çiftçi arazisini nadasa bırakırken, birçoğu da tarlasını gübresiz ekmek zorunda kaldı. Daha önce 3 lira olan gübre fiyatının yüzde 230 artışla 14 liraya yükselen gübre fiyatı ve yaşanan kuraklık nedeniyle risk almak istemeyen çiftçi gübre almakta tereddüt ediyor. Uzmanlar, bir taraftan gübrenin kullanılmaması, diğer taraftan yaşanan kuraklık nedeniyle önümüzdeki dönem üretimin düşme ihtimalinin olduğunu ve önceki dönemin de altına düşeceğini söylüyor.
‘Girdi maliyetleri düşürülmeli’
Yaşanan durumdan kaynaklı çiftçilerden ve Ziraat Odaları’ndan peş peşe açıklamalar geliyor. Geçtiğimiz gün Diyarbakır Ziraat Odaları İl Koordinasyon Kurulu Başkanı Cevat Delil, oda başkanları ve çiftçilerle düzenlediği toplantıda gübre, mazot ve enerji maliyetlerindeki artışların, tarımsal üretimi ve çiftçileri ciddi anlamda olumsuz etkilediğini söyledi. Delil, tarım ve hayvancılıkta büyük potansiyele sahip Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi çiftçisini olumsuz etkileyen gider maliyetlerinin düşürülmesi gerektiğini belirterek, “Yüksek fiyat artışlarından dolayı çiftçilerimiz ihtiyaç duyulan gübreyi kullanamazsa tarımsal üretim ve verimlilik düşecektir. Tarımsal üretim ve verimliliğin düşmesi, hem gıda fiyatlarının artmasına neden olacak hem de gıda ihtiyacını karşılamada tamamıyla dışa bağımlı hale gelmemize sebep olacaktır. Tarımsal üretim ve verimlilik, ülkenin ekonomik durumu, bir bütün olarak ülkemiz ve toplumsal kesim olumsuz etkilenecektir” şeklinde konuştu.
[caption id="attachment_100906" align="alignnone" width="738"]
‘Çiftçinin arazisine su götürememesi akla zarardır’
Yaşanan durumu Sputnik’ten Sertaç Kayara değerlendiren Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Diyarbakır Şube Eşbaşkanı Abdulsamet Ucaman, artan maliyetlere dikkat çekerek, çiftçinin gübre alarak risk almak istemediğini söyledi. “Gübre fiyatı zaten çok yüksek, diğer taraftan da kuraklık var, dolayısıyla çiftçi gübre alarak risk almak istemiyor” diyen Ucaman çiftçinin sulamada da sıkıntı yaşadığını söyledi. Ucaman, “Sadece gübre değil, malum yakın zamanda enerjiye yüzde 124’e varan bir artış oldu. Bu da köydeki çiftçilerin arazisine su götürmek için ihtiyaç duyduğu enerjiyi de alamama bir durumu var. Köylünün, çiftçinin suya en çok ihtiyaç duyduğu bir süreçte, kuraklığın yavaş yavaş kıtlığa dönüşeceği bir pozisyondayken böylesi bir şey akla zarardır” şeklinde konuştu.
‘Çiftçi, artan maliyetler ve kuraklık nedeniyle risk almak istemiyor’
Sadece gübre değil yabancı ot ve zararlı böceklere karşı kullanılan ilaç fiyatlarında da ciddi artış olduğunu söyleyen Ucaman, “Çiftçi risk alamdan ‘ben nasıl bu dönemi atlatabilirim’ diyor. Nadasa bırakılmış yerler var. Diyarbakır’da, mevcut tarımsal arazinin 4te 1’i sulu tarım yapıyor, 4te 3’ü de kuru tarım yapıyor. Şuanda oluşacak kuraklıklarda çiftçi endişeli ve tohumun yeşermeme olasılığı şuan yüksek, çünkü şuana kadar ciddi bir yağmur yağmadı. Böylesi bir riskte çiftçi kalkıp gübreye de ekstradan para vererek risk almak istemiyor. Çünkü şuanda vereceği gübreyle çıkış yapma ihtimali düşük. Çiftçi de böyle bir riskin altına girmek istemiyor. Zaten bir kısım çiftçi tarlasını nadasa bırakmış, bir kısım gübresiz ekim yapıyor, bir kısım da risk alıyor resmen bir kumar yani” dedi.
‘İstenen verim alınamazsa artık kıtlıktır’
Stokların tükenmek üzere olduğunu ve Toprak Mahsulleri Ofisi’nin önlem için bazı girişimlerde bulunduğunu söyleyen Ucaman şunları söyledi:
“Bu önlemler sadece mevcut krizin nasıl aşılacağı ile ilgilidir. Geçen dönemde en azından stoklar doluydu, bu dönem stoklar zaten yok, oluşacak bu tabloda bir kuraklık olursa ve topraktan istenen verim alınamazsa mesela 3 milyon dekarlık arazi geçen yıl gibi olursa artık kıtlıktır. Bölgede üretim yok çünkü. Türkiye’de 21 milyon ton buğdayın 11 milyonu bölgede üretiliyor. 3’te 1’ini Doğu ve Güneydoğu’da üretiyor. Hububatın, özellikle kırmızı mercimeğin yüzde 99’unu buralar üretiyor. Kırmızı mercimek bölgede endemiktir, dünyada çok nadir lokasyonlarda yetişen bir mercimek türüdür. Ve düşünün yoksulun yemeğidir. 3 liradan şuan 28 liraya varan bir artış var ve sürekli artıyor. Yoksulun yemeği çorba, içemeyecek. Çorba, ejder meyvesi gibi bir şey olacak.”