“Birlikte kuvvet doğar” diyen kadınlar Zembul Kadın Kooperatifini kurdu

Tunceli’de (Dersim) işsiz kalan bir grup kadın tarafından kurulan Zembul Kafe birçok kadına da umut oldu. Kurdukları Zembul Kadın Kooperatifinde yöresel...
Tunceli’de (Dersim) işsiz kalan bir grup kadın tarafından kurulan Zembul Kafe birçok kadına da umut oldu. Kurdukları Zembul Kadın Kooperatifinde yöresel yemekler ve doğal gıda imalatı yapan kadınlardan biri olan Şükran Yalçın, 3 kişiyle çıktıkları yolda bugün sayılarının 11’e çıktığını söyledi. Başlangıçta olumlu olumsuz birçok şeyle karşılaştıklarını dile getiren, Yalçın, Hepimiz ilk defa böyle bir işe giriyoruz. Başarılı olmak bizim için çok değerli. Çünkü başarısızlık kadınlara etiketleniyor maalesef. Dersim gibi küçük bir yerde böyle etiketlenmek istemedik. Çok zorluklar atlattık. Kadınlar artık her anlamda kendini savunmasını biliyor, bazen evin içinde bir sorun olduğunda birbirimize rahatlıkla anlatabiliyoruz. Burada birlikte hem öğreniyoruz hem de üretiyoruz” dedi

Gülbahar Altaş / Yenigün Özel - Türkiye’de var olan pek çok kadın kooperatifinden biri olan Tunceli’deki Zembul Kadın Kooperatifi, yöresel yemekler ve doğal gıda imalatlarla merkezde hizmet veren kooperatif çalışması üç kadınla başladı. Şu anda 11 kadın üye ile çalışmalarına sürdüren kooperatif, kentte bir araya gelen işsiz kadınlar, fabrikasyon ürün kullanmadan el emekleriyle ürettikleri ürünlerle farklı yemekler hazırlıyor.   Kent merkezinde 2019 yılında açılan Zembul Kafe’yi kuran ve daha sonra kooperatif haline gelen bu mekânda sadece kadınlar çalışıyor. Doğal ürünleri kullanarak yemekler hazırlayan bu kadınlar, kafenin imalathanesinde yufka yapıyor. Yöreye ait zerfet, şiresor, şirekut, patila, yağlı ekmek gibi lezzetlerin yanı sıra içli köfte, kavurma, gözleme, mantı, köfte gibi yiyecekleri de menüde bulunduruyor.

“İşsizlik kadınların kollarını sıvamasını sağladı”

Kooperatifleri hakkında bilgi veren Şükran Yalçın, şunları anlattı: “Bilindiği gibi Dersim’de iş olanakları çok kısıtlı. İş olanakları kısıtlı olunca insanların ekonomik kazanç elde etmeleri de zor oluyor. Coğrafyası dağlık, sanayi gelişmemiş ve dediğim gibi ticari işletme sayısı çok çok az. O nedenle kendiniz iş yaratmak zorundasınız. Dersim’de kadınlar geçmişten bugüne hiç pasif değiller. Eskiden beri çalışıyorlar, epey kadın esnaf var. Ama ekonomi olmayınca bazı şeylere başlamak sıkıntılı. Başlangıçta üç kadın arkadaş olarak bu işi düşündük. Ancak hiçbirimizde para yoktu. Avrupa’dan bir arkadaş bize destek oldu. O da Dersimli ama Alman vatandaşı, burada bir şeyler yapmak istiyordu. Yurtdışında yerleşmiş ama buralı olan insanların kısmi bir desteği de oldu. İmalat katını ve tezgahı verilen destekle yaptık. Gerisi de kadın kooperatifindeki bütün arkadaşların emeğiyle oluşturuldu.”

“Kadın olduğumuz için yaşamdaki zorlukları da biliyoruz”

“Kooperatif fikri bizim için önemli. Bir şahıs işletmesi olsun istemedik” diyen Şükran Yalçın, “Çalışmak isteyen arkadaşlarımız burada işe başlayıp, zamanla birbirini tanır, ürettiklerini daha iyi bir noktaya taşırlar. Birbirleriyle uyum içerisinde olmaları önemli elbette. Biz herkese gelin birlikte çalışalım çağrısı yaptık. Sohbet ederek, bizim düşüncelerimizi onlara anlattık. Burası üreten arkadaşların hepsinin ortak olabileceği bir yer, dedik ve zamanla gelmeye başladılar. Şimdi 11 kişiyiz, sadece üyeler değil, başka kadın arkadaşlar da bizimle çalışıyor. Bütün kadınlar aynı emek, koşul ve hakka sahipler. Vardiya sistemiyle çalışıyoruz. Sekiz saatlik bir iş günümüz var. Kadın olduğumuz için yaşamdaki zorlukları da biliyoruz. Evin sorumluluklarını da biliyoruz, çocukların sorumluluklarını da biliyoruz ve bunun dışında kendimize zaman ayırmalıyız, bunu da biliyoruz. 11-12 saat çalışacak bir beden de yok bir zihin de yok.”

Kadınların hepsi toplantılarda fikirlerini özgürce söylediklerini dile getiren Yalçın, “Yapılan olumlu-olumsuz eleştirilerde kendimize yol yordam buluyoruz. Aklını da emeğini de alın terini de fikir ve yüreğini de kadınlar koyuyor, bu yönüyle çok güzel. Kendi iş koşulları üzerinde söz sahibi olmak çok çok iyi. Ekonomik koşulların zorluklarına göre işi şekillendirmek ayrıca güzel. Tabii geliştikçe daha fazla kadın için istihdam alanı oluyor” dedi. Başlangıçta olumlu olumsuz birçok şeyle karşılaştıklarını dile getiren, Yalçın, “Hepimiz ilk defa böyle bir işe giriyoruz. Başarılı olmak bizim için çok değerli. Çünkü başarısızlık kadınlara etiketleniyor maalesef. Dersim gibi küçük bir yerde böyle etiketlenmek istemedik. Çok zorluklar atlattık. Pandemi de zorlandık ama gönüllülük esasına göre çalıştık, hepimiz. Kadınların eğitim düzeyi burada oldukça yüksek. Kooperatifleşmenin önemini, kolektif yaşamı az buçuk anlıyoruz. Köylerdeki imece usulü de buna benzer bir çalışma biçimi aslında” diyor.

“Mevsimine göre üretim”

İşletme kooperatifi olmalarının yanı sıra hizmet kooperatifi de olduklarını vurgulayan Şükran Yalçın, sözlerine şunları ekliyor:

“Tarımla ilgilenip üretmeyi de istiyoruz ama coğrafyamız buna pek uygun değil. Bizim oraya ulaşmamız, hasat etmemiz onu bir noktadan başka bir noktaya taşımamız bizi çok zorlardı. Biz burada kaliteli hizmet de üretiyoruz. Buradaki ürünlerin hiçbiri hazır ürün değil. İçli köfte, mantı, ızgara, hamburger ve makarna yani menümüzdeki gördüğünüzün yüzde 80’nini kadınlar yapıyor. Sofraya konulan turşu ve kahvaltılıklarımız burada birlikte ürettiklerimizdir. Hazır alıp bunu tüketelim diye bir derdimiz yok. Turşu zamanında turşu basıyoruz, çilek reçeli ve vişne reçeli, yapıyoruz. Pekmez zamanında pekmezle uğraşıyoruz. Aldığımız ürünleri evlerden alıyoruz, içlerinde hiçbir katkı maddesi yok. Raf ömrü çok uzun olan ürünler değil. Belli bir standart yakaladık. Müşteriden anlıyoruz. İnsanların temiz ve kaliteli bulması önemlidir.”

“Kadın neler yapabileceğini fark ediyor”

Bu işin kadınlarda sorgulama ve cesaret verdiğini kaydeden Şükran Yalçın, sözlerini şöyle tamamladı:

“İlk başta sessiz olan arkadaşlar, şimdi bakıyorsun çatır çatır her şeyi tartışabiliyor ve bunu aile içindeki hayatına kadar götürüyor. Biri onun emeği üzerine bir şey söylediğinde doğru noktadan tartışmayı biliyor. Çünkü emek veriyor ve emeğine sahip çıkıyor. Kadın gücünü fark ediyor. Ekonomi bir güçtür aynı zamanda. Kadın evi geçindirmeye başlamışsa, çocuğunu bir noktadan bir noktaya taşıyabiliyorsa, evde sadece eş, anne ya da evin kadını olarak görülmüyorsa bu kadınlar için çok ciddi bir kazanımdır. Kadınlar artık her anlamda kendini savunmasını biliyor, bazen evin içinde bir sorun olduğunda birbirimize rahatlıkla anlatabiliyoruz. Burada birlikte hem öğreniyoruz hem de üretiyoruz.”

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Ekonomi Haberleri