Suriye’deki iç savaştan kaçarak Türkiye’ye gelen Heysam Ali, kendisi ve ailesine Diyarbakır’da yeni bir yaşam kurdu. Çiftçilik ve hayvancılık yapan Ali’nin en büyük hayali bir gün Suriye’ye dönebilmek
YENİGÜN HABER - “Ömrümden bir gün kalsa onu da Suriye’de geçirmek isterim.” Suriyeli Heysam Ali vatanına duyduğu özlemi bu cümleyle dile getiriyor. İç savaş başladığı yıllarda ülkesini terk etmek istememiş. Ancak savaşın ateşi, yaşadığı Kamışlı kasabasına yaklaşınca çocuklarını alarak Türkiye’ye sığınmış. Altı çocuğu ve eşiyle birlikte Diyarbakır’a gelen Ali, Karabaş köyünde tarlada çalışmaya başladı. Tarla sahibinin güvenini kazanan Ali, bir süre sonra tarlayı kiralayarak kendisi işlemeye başladı. Buğday ve arpa eken Ali, çiftçilikle birlikte hayvancılık yapmaya başladı.
‘Gurbet her zaman gurbettir’
Hayat hikayesini VOA Türkçe’den Mahmut Bozarslan’a anlatan Ali, maddi durumunun iyi olmasına rağmen Suriye’yi özlediğini söyledi. Ali, “Yaşam nasıl derseniz, idare ediyoruz. Ben nasıl anlatayım bilmiyorum. Gurbet her zaman gurbettir. Suriye ile kıyaslarsak, yaşamınız nasıl derseniz, şunu söyleyeyim; çocuklarımın gelecek kaygısı olmasa yaşam kendi vatanımda, kendi toprağımda bambaşkadır, başka bir şeydir. Ama burada da iyidir durumumuz, iyidir. Güvendeyiz, çalışıyoruz, kendi milletimizin içindeyiz, kendi işimizi yapıyoruz, akşam evimize dönüyoruz” dedi. Ekinlerini toplayan Ali, bu yıl kuraklık nedeniyle kazanç elde edemediğini söyledi. Ekinlerin ardından kavun hasadına hazırlanan Ali, doğduğu topraklara duyduğu özlemi şöyle dile getiriyor: “Ben Suriye’yi çok özlüyorum, vatan özlemi hiç aklımızdan çıkmıyor. Toplumu görmeyi istiyorsun, arkadaşlarını görmek istiyorsun, babam öldü gidemedim, annem sağ ama hastadır, yanında değiliz. Gerçekten çok sıkıntılarımız var, çok dertliyiz ama ne yapalım mecburuz. Gücümüze gidiyor ama mecburuz. Hayatımda bir gün bile kalsa dönerim. Hayatında kalan son günümde burası mı Suriye mi dersen, ben Suriye'ye gitmek isterim. Hayatım orada bitsin.”
“Suriye’yi unutmak için çalışıyoruz”
Topraktan arta kalan zamanlarını koyun, keçi ve tavuklarıyla geçiren Ali, sadece geçinmek için çalışmadığını söyledi. Çalışırken yaşadığı sıkıntıları unuttuğunu ifade eden Ali, “Ne kadar çok çalışırsak bizim kendimiz içindir. Aslına para kazanmak için değil unutmak için çalışıyoruz. Gamımızı, kederimizi unutmak için çalışıyoruz. Bugün beni bu kıyafet üstüne görmüş olabilirsin başka bir gün olsa bu elbiseler üzerimde yoktur. Kefiyem başımda, akşama kadar çalışırım. Sabah beşte çıkıyorum bazen yatsı namazından sonra eve geliyorum. Boş oturduğum zamanlar düşüncelere dalıyorum” diye konuştu.
Arafta kalmak
Ali kendisini Türkiye’ye ait hissetmediğine dikkat çekerek, sözlerini şöyle tamamladı: “Boş olduğum zaman evi düşünüyorum, vatanımı düşünüyorum, Suriye'ye düşünüyorum. Acaba annem nasıl? Kardeşlerim nasıl? Kardeşlerimin işi nasıl? İnsan kendi toprağını özlüyor. Günlerimiz böyle geçiyor. Hiçbir zaman kendimi buralı hissetmedim. Sana bir örnek vereyim, küçük bir örnek, buna aileden örnek vereyim; hiçbir zaman kardeşinin evi senin evin olamaz.” Ali işten artan zamanlarını da ud çalarak geçiriyor. Ali, memleket hasretini uduna eşlik eden Kürtçe şarkılarla gidermeye çalışıyor.