Bankaların işletmelere finansal erişim konusunda çıkarmış oldukları zorluk ve sıkıntılar nedeniyle ‘Bankalar sürekli büyüyor, işletmeler küçülüyor’ başlıklı mektup yazan Diyarbakır Sanayici ve İş Dünyası Derneği, “Bu tür bir uygulamanın yasal dayanağı olmadığı gibi BDDK nezdinde yapılan bilgilendirmeler ve uyarılara karşın uygulama bankacılık mevzuatına aykırı ve etik değildir” dedi
Tarık Othan / Diyarbakır Sanayici ve İş Dünyası Derneği (DİSİDER), bankaların işletmelere finansal erişim konusunda çıkarmış oldukları zorluk ve sıkıntılar nedeniyle Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'na (BDDK) mektup yazdı. Akbaş, mektupta bölgedeki sanayi ve üretici firmaların kredi kullanma koşullarında sıkıntılar yaşadıklarını ve bankaların kredi kullanımda yasal dayanağı olmayan uygulanmalar yaptığını dile getirdiklerini söyledi.
‘Finansal erişim konusunda sıkıntılar var’
Diyarbakır Sanayici ve İş Dünyası Derneği (DİSİDER) Başkanı Şeyhmus Akbaş tarafından ‘Bankalar sürekli büyüyor, işletmeler küçülüyor’ başlığıyla Hazine ve Maliye Bakanlığı ile BDDK’ya yazılan mektupta şu ifadeler yer aldı;
“Bölgemiz İş dünyasının ve yurt genelinde Ekonomik Alanlarda, üretimde yatırımlarda, istihdamda eşitlik ilkesine uygun olarak karar süreçlerinde etkin rol almasını sağlamak ve temsil düzeyini geliştirmek vizyonu ile faaliyetlerini sürdürmekte olan Diyarbakır Sanayici ve İş Dünyası Derneğimize, bölgemiz sanayi ve üretici firmaları tarafından son bankacılık mevzuatı ve kredi kullanım koşullarında uygulanmaya başlayan usuller çerçevesinde finansal erişim konusunda yaşanmakta olan sıkıntılar ve talepler iletilmektedir. Son değişiklikler ile T.C Merkez Bankası'nın ticari kredilere yönelik yaptığı düzenlemeler, İş dünyasının tıkanan finansman kanallarını açmanın aksine krediye erişimin giderek daha da zorlaşması ile sonuçlanmaktadır. TCMB ilk değişiklik ile önce ticari kredi faizlerine üst sınır getirilmesine kararı uygulamaya konulmuş, ancak bankaların çoğunluğu bu sınırı aşmak için mevzuatta yeri olmamasına karşın komisyon yöntemini kullanmaya kredi ve nakit ihtiyacı olan iş dünyasına komisyonu dayatmaya başlamıştır. . Bunun üzerine Merkez bankasınca ikinci değişiklik olarak, bankalarca uygulanmakta olan kredi tahsis ve kullandırım ücretlerine sınırlama getirilmiştir. İş dünyasının finansman erişim sorununu çözmek ve ekonomiyi canlandırmak istihdam sürekliliğinin devamı açısından alınan bu iki önlem ve düzenleme sonrası kredi faizlerinde bir miktar gerileme yaşanmıştır. Ancak bu sefer de Çoğunluk bankalar kredi kullanım koşullarında ‘Bloke' uygulaması adı altında mevzuatta ve yasal dayanağı olmayan bir uygulama yöntemine başvurmaya başlamıştır. Bu sistemde bankalar, kredi türüne göre yüzde 1 veya yüzde 1.10 komisyon uygularken, kredinin yüzde 30 oranındaki kısmını da vadesiz mevduatta bloke etmeyi kabul etmeleri halinde şirketlere kredi kullandırmaktadırlar. Yine bankalarca fatura süresi 90 gün olmasına karşın bu süreyi kısaltarak 60 gün süre fatura olarak diretmekte, hayat poliçesi gibi başka ürünler dayatılmakta ve yasal olmayan taleplerini sürdürmektedirler.
Kredi kullanımında şahsi fiyatlandırma sistemi
Bankalarca Bloke uygulaması ile vadesiz hesaplarda blokede kalan kredi tutarı için de kredi ihtiyacı olan firma tarafından haksız faiz ödenmektedir. Firma bu yüzde 25'lik kısım için faiz yanında komisyon da ödemekte, üstelik vadesiz hesapta bloke edileceği için faiz getirisi de olmayacaktır. Yani faizi ödenen kredi bankada faizsiz mevduatta blokede tutulmaktadır. Bu tür bir uygulamanın yasal dayanağı olmadığı gibi BDDK nezdinde yapılan bilgilendirmeler ve uyarılara karşın uygulama bankacılık mevzuatına aykırı ve etik değildir. Merkez Bankası'nın düzenlemelerinden sonra bankaların kendi aksiyon planlarını yürürlüğe koydukları, Kredi kullanımının şahsi fiyatlandırma sistemine dönüştüğü ‘daha az krediyi daha kârlı nasıl satarım' arayışıyla yeni yöntemlere başvurdukları açıktır. Usulsüz uygulamalar neticesinde İş dünyası ve ticari işletmeler nakit ihtiyacı ve likidite sorunu yaşamakta, Mali açıdan iyi durumda bulunan firmaların krediye ulaşımının daha kolay olduğu ancak mali durumu iyi olmayan zaten nakit ihtiyacı bulunan zorda bulunan firmaların krediyi kullanarak istihdama ve üretime devam etmesi amaçlanmış olmasına karşın erişiminin engellenmesi, ticari açıdan ilerde telafisi imkansız zararlara mahal vermektedir. Türkiye genelinde Ticari işletmelerin bu durumdan olumsuz etkilendiği Çeklerin ödenmemesi sonucu yazılarak, sicillerin olumsuz etkilendiği, Öz sermayesinden ya da diğer kaynaklardan kullanım yapmak durumunda kalan işletmelerin sermeyesinin tükenmesine iler ki dönemde iflas ve çarkların durmasına engel olamayacağı bir ekonomik daralmaya gireceği aşikardır. Bankalarca uygulanmakta olan usule ve mevzuata aykırı T.C Merkez Bankası ve BDDK para politikası ve ekonomik anlamda alınmaya çalışılan istihdam artırıcı, işletmelerin üretim devamlılığına yönelik önlem ve değişiklere aykırı uygulamaların denetlenmesi ve usulsüz uygulamaların kaldırılması amacı gerekli araştırma ve çözüm yollarının sağlanmasını saygı ile arz ve talep etmekteyiz.”