Milyonlarca çalışanla birlikte hemen herkesi ilgilendiren 2022 yılındaki asgari ücretle ilgili değerlendirmelerde bulunan Ekonomist Sait Ortaç, yeterli olmamakla birlikte asgari ücretin netinin 4 bin liranın altında olmaması gerektiğine dikkat çekti. Bu rakamın altında bir ücretle kimsenin geçinebilme şansının olmadığını vurgulayan Ortaç, asgari ücretin vergiden muaf tutulması gerektiğinin de altını çizdi
YENİGÜN HABER - Ekonomist Sait Ortaç, milyonlarca çalışanla birlikte hemen herkesi ilgilendiren 2022 yılındaki asgari ücretle ilgili İLKHA’ya değerlendirmelerde bulundu. Yeterli olmamakla birlikte asgari ücretin netinin 4 bin liranın altında olmaması gerektiğini belirten Ortaç, bu rakamın altında bir ücretle kimsenin geçinebilme şansının olmadığını söyledi. Asgari ücretin vergiden muaf tutulması gerektiğini ifade eden Ortaç, hem işçilerin hem de işverenlerin belirlenecek bir çalışmayla memnuniyetlerinin sağlanması gerektiğini vurguladı.
“Çok yoğun düzeyde fahiş fiyat artışları oldu”
Mevcut asgari ücretle geçinebilmenin hayal olduğunu belirten Ortaç, “Yılsonuna doğru gittiğimiz şu günlerde ülke gündeminin en sıcak konularından bir tanesi de asgari ücret ve asgari ücretin nasıl belirleneceği konusudur. Son günlerde özellikle temel gıda maddelerinden başlayarak akaryakıt, enerji fiyatları olsun; döviz kuru ve diğer girdilerde çok yoğun üst düzeyde fahiş fiyat artışları oldu. Dolayısıyla mevcut asgari ücretle geçinebilme neredeyse hayal oldu.” diye konuştu.
“Asgari ücretle geçinmek hayal oldu”
Asgari ücretlilerin açlık sınırının altında bir ücretle geçinmeye çalıştığına dikkat çeken Ortaç, şöyle devam etti: “Bir işçinin 2 bin 825 TL net asgari ücretle geçinebilmesini bir tarafa bırakın açlık sınırının üstünde olması bile hayal duruma geldi. Türk-İş’in en son ekim ayı sonu itibariyle yapmış olduğu bir anket var. Bu anket durumun vahametini gözler önüne sermektedir. Yapılan ankete göre 4 kişilik bir ailenin açlık sınırı 3 bin 93 TL’ye, yoksulluk sınırının ise 10 bin 75 TL’ye yükseldiğini müşahede etmekteyiz. Bekâr bir işçinin yaşam maliyeti ise 3 bin 772 TL’ye yükselmiş durumda.”
“İşçiler mağdur edilmemeli, işverenlere de yük bindirilmemelidir”
Hem işçilerin hem de işverenlerin memnuniyetini sağlayacak bir çalışmanın yapılması gerektiğini ifade eden Ortaç, “2 bin 825 TL olarak uygulanmış olan bir asgari ücretle bırakın geçinme, işçiler açlık sınırının çok çok altında bir ücretle yetinmek durumunda kalıyorlar. Şimdi mevcut durumu da göz önünde bulundurduğumuzda küresel ekonomik alanda bir durgunluk var. Ülkemizin de içinde bulunduğu bir ekonomik durgunluk var. İki tarafı da memnun edecek, hem işçileri mağdur etmeyecek hem de işverenin üzerine çok büyük bir yük bindirmeyecek, devletin de imkânlarını çok zora sokmayacak bir asgari ücretin belirlenmesi gerekiyor” dedi. “Söylediğimiz tüm kriterleri göz önünde bulundurduğumuz zaman asgari ücretin netinin en az 4 bin TL olması gerektiğini düşünüyoruz” diyen Ortaç, bunun altında bir ücretle kimsenin geçinebilme şansının, imkânının olmadığını kaydetti.
“Asgari ücret vergi dışı bırakılmalıdır”
Asgari ücretin vergiden muaf tutulup işverenlerin yükünün hafifletilmesi gerektiğini belirten Ortaç, şunları söyledi:
“Tabi bu durumda devletin de kendi alacaklarından feragat etmesi gerekiyor. Bütün yükü işverenin üzerine yüklediğiniz zaman daha büyük sorunlar meydana gelebilir. İlk başta yapılması gereken, asgari ücret üzerinden alınan verginin mutlaka alınmaması, asgari ücret vergi dışı bırakılması gerekir. Sosyal güvenlik kesintilerinin de makul bir seviyeye çekilmesi lazım. Bütün bu kriterler bir arada tutulduğu zaman hem işçinin hem işverenin hem de devletin ortak noktada buluşacağı bir rakam ortaya çıkarsa bu her iki taraf içinde sürdürülebilir bir rakam olacaktır. Yoksa öbür türlü bunun sürdürülebilir bir tarafı yoktur.”(İLKHA)