“Eğitimde daha büyük sıkıntılar bizi bekliyor”

Okullarda pandemiye dair yapılmak istenen düzenlemelerin merkezden alınan kararlarla iptal edildiğini ifade eden Eğitim Sen Diyarbakır 2 Nolu Şube Eşbaşkanı...
Okullarda pandemiye dair yapılmak istenen düzenlemelerin merkezden alınan kararlarla iptal edildiğini ifade eden Eğitim Sen Diyarbakır 2 Nolu Şube Eşbaşkanı Hasan Çıtrık, “Pandemi yokmuş gibi normal eğitime devam ediliyor. İleriki zamanda yeni varyantların ortaya çıkmasıyla tekrardan bulaş riskinin olması çok yüksek. Bu göz önüne alındığında ileriki zamanda çok daha büyük sıkıntılar bizi bekliyor” dedi. Yıkılan okulların yerine yenilerin yapılmayışı yüzünden çocuklarının uzak okullara gönderildiğini belirten aileler ise servis yapılması talebinde bulundu

YENİGÜN HABER – Koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle sosyal bir çok alanda kısıtlamalara giden devletlerin bir çoğu, ilk olarak yüz yüze eğitimlere ara vererek online sistemlere geçiş yaptı. Türkiye’de, ilk vakanın görüldüğü 2020 Mart ayından sonra okullarda yüz yüze eğitimi süresiz olarak durdurdu. Bir buçuk yılın ardından geçtiğimiz hafta yüz yüze eğitime tekrar geçilmesine dair karar alındı. Eğitim Sen Diyarbakır 2 Nolu Şube Eşbaşkanı Hasan Çıtrık, geçen sürede pandemi boyunca eğitim ve öğretimde yaşanılan sıkıntıların aşılmadan tekrardan yüz yüze eğitime geçildiğini söyledi. Okulları kapatıldığı için başka okula gönderilen öğrenci aileleri ise ‘Servis yardımı’ yapılmasını istiyor.

[caption id="attachment_92741" align="alignnone" width="509"] Eğitim Sen Diyarbakır 2 Nolu Şube Eşbaşkanı Hasan Çıtrık[/caption]

“Türkiye’de eğitime yaklaşım sıkıntılı”

Mezopotamya Ajansa açıklamalarda bulunan Çıtrık, geçen süreçte çocukların bir çoğunun online eğitimden yararlanamadığını ifade ederek, özellikle köyler baz alındığında bu sayının fazla olduğunu belirtti. Çıtrık, “Ailelerin sahip olduğu teknolojik imkanların, kitle iletişim araçlarının azlığı ya da bunların hiç olmayışı. Çocuk sayısının fazla olması ve velilerin sahip olduğu internet paketlerinin bunlara yetmeyişi sayılabilir. Birçok ailede bilgisayar yok, sadece anne ya da babasının telefonuyla dersleri takip etmeye çalıştı” dedi.

Özellikle dezavantajlı ailelerde çocukların birçoğunun eğitimden koptuğunu belirten Çıtrık, “Türkiye’de sistem olarak eğitime yaklaşım sıkıntılıdır. Yıllık bütçe yapıldığı zaman eğitime verilen bütçe çok çok az. Öğrenci sayısının fazla olması sebebiyle okullarda sınıf mevcutları çok kalabalık” ifadelerini kullandı.

“Yıkılan okulların yapılmayışı sınıf mevcutlarını artırdı”

Sınıf mevcutlarının kalabalık olmasına ek olarak yıkılan okulların da bu mevcutları arttırdığını belirten Çıtrık, yaşanan diğer sıkıntıları şöyle kaydetti: “14 tane okulumuz yıkıldı ve bunlardan 5’i yapılmamak üzere yıkıldı. Kalan 9 okulun da ne zaman yapılacağı belli değil. Dolayısıyla buradaki öğrenciler farklı okullara gönderildi. Okul mevcutları zaten kalabalıkken bu okullara başka okullardan öğrenci gönderildi. Hem öğretmen hem öğrenci hem de veli açısından sıkıntılı bir süreç. Özellikle ilkokulların gittikleri okulla mesafeleri 4-5 km. Seyrantepe’de yıkılan bir okulumuz var. Bu okuldaki öğrenci ve veliler başka okullara yönlendirildiler. Karşıya geçmek zaten büyük bir problem olduğu için veliler çok büyük sıkıntılar yaşadı. Velilerin bu konuyla ilgili İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve valiyle yaptıkları görüşmelerde ulaşımla ilgili her hangi bir uzlaşıya gidilmedi ve bu çocuklar kendi kaderlerine terk edildi.  Hatırlarsanız daha geçen hafta veliler yol kapatma eylemi yaptı. Çünkü artık bıçağın kemiğe dayandığı bir noktaya gelindi.”

“Daha büyük sıkıntılar bizi bekliyor”

Bu düzenlemeyle ilgili İl Milli Eğitim Müdürlüğüyle yaptıkları görüşmelerde ders saatlerini kısalttıklarını ancak bakanlık kararıyla eski ders saatlerine tekrar dönüldüğünü söyleyen Çıtrık, “Baktığınız zaman tek merkezden birinin ‘Ben biliyorum!’ düşüncesiyle ve onun düşüncesinin dayatılmasına göz yumuldu. Kış aylarında havanın erken kararmasıyla çocuklar akşam saat 6-7 gibi eve gitmek zorunda kalacaklar. Dolayısıyla bu karanlığın vermiş olduğu korku ve kaygı hem velilerde hem de çocuklarda mevcut. Ders süresinin kısaltılması yönünde bir karara bakanlık karşı çıkmasaydı veliler kısmen rahatlamış olacaktı ancak bu yöntem reddedildi. Bu yöntem sadece bölge özelinde değil Türkiye'nin her yerinde uygulanacaktı. Pandemi yokmuş gibi normal eğitime devam edilip bununla ilgili alınan kararlar iptal edildi. Dolayısıyla ileriki zamanda yeni varyantların ortaya çıkmasıyla tekrardan bulaş riskinin olması çok yüksek. Bu göz önüne alındığında ileriki zamanda çok daha büyük sıkıntılar bizi bekliyor” diye belirtti.

Sabahçı ve öğlen olarak 2 gruba ayrılan öğrencilerin giriş ve çıkış saatleri arasında öğle vaktinde sadece 10 dakika verildiğini belirten Çıtrık, yapılan planlamanın okullarda hem mesafe hem de hijyen açısından sıkıntılara neden olduğunu söyledi.

Okullardaki temizlik sorunu

Okullara İŞKUR üzerinden gönderilecek personele işaret eden Çıtrık, “Bu personel de ancak Ekim ayı sonunda okullara gelecek. Dolayısıyla onlar gelmeden okulun temizliği hijyeni tamamen kaderine terk edilmiş durumda. Onlar geldikten sonra da bu sefer 10 dakikalık süre bu temizliği yapmaya kesinlikle yetmeyecek. Belki okul bu süreyi 20 dakikaya çıkarabilir ama 20 dakika da yetmeyecek. Türkiye'de okullara baktığımızda 4-5 katlı binalar ve çok sayıda sınıf var. Yani otomatik bir cihaz olsa bile bu kadar kısa bir sürede temizliği yapamaz" şeklinde konuştu.

Aileler de durumdan şikayetçi

2014’ten bu yana kullanılamayan Ferit Köşk İlkokulu öğrencilerinin bir kısmı Cahit Sıtkı Tarancı İlkokuluna, bir kısmı da Hasan Paşa Ortaokulu’na gidiyor. Kamulaştırma yapılacağı gerekçesiyle herhangi bir adım atılmadığını ifade eden mahalle sakinleri ise duruma tepkili. Çocuklarını her gün okula bırakmak zorunda olan Mahise Atlı, durumları elverdiğinde servis tuttuklarını ancak bazen ise yürüyerek gidip geldiklerini belirtti. Atlı, “Yağmur var, kar var. Hastalansak bile çocuklarımızı götürmemiz lazım. Evde olmadığımızda ise eğitimden geri kalıyorlar. Bize servis sağlansın istiyoruz. Sabahın köründe kalkıp kimsenin olmadığı yollarda yürüyoruz. İnsan korkmaz mı?” diye sordu.

Günlerin kısalmasıyla akşam saatlerinde çocuklarının karanlıkta okuldan çıkacaklarını ifade eden Atlı, “Bu çocuğu sabahın o saatinde tek başına okula nasıl göndereceğim? Servis parasını kemer sıkarak vermek zorundayız. Her ay öğrenci başına 120 lira istiyorlar” dedi.

‘Servis yardımı yapılsın istiyoruz’

Okula giden 3 çocuğu olduğunu söyleyen Mevlüde Şentürk ise eşinin çalışacak iş bulamadığını bu sebeple ayda 360 lira veremediklerini belirtti. Parasızlık sebebiyle çocuklarını yaya bir şekilde götürüp getirdiklerini ifade eden Şentürk, “Belediye arabasına biniyoruz. Bazen yetişiyor bazen de geç kalıyoruz. Hastalık var otobüsler tıklım tıklım hepimiz üst üste gidip geliyoruz. İdare edemiyoruz. Servis yardımı yapılsın istiyoruz” şeklinde konuştu. (Haber Merkezi)

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Eğitim Haberleri