Diyarbakır'ın merkez Sur ilçesinde sokağa çıkma yasaklarının ardından 2020'de başlatılan restorasyon çalışmalarına ara verildi. Sur'un özgün mimarisini yok eden ve hak sahiplerinden izin alınmadan yürütülen restorasyonda masraflar ise hak sahiplerine ödetilmek zorunda bırakıldı. Mimarlar Odası Diyarbakır Şube Başkanı Ferit Kahraman, Sur'da son surumu anlattı.
YASAK FİİLEN SÜRÜYOR
Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) Dünya Kültür Mirası Listesi'nde yer alan Diyarbakır'ın Sur ilçesinde 6 Eylül, 13 Eylül, 10 Ekim ve 28 Kasım 2015 tarihlerinde dört kez sokağa çıkma yasağı ilan edildi.
Yasak resmi olarak kaldırılsa da fiilen sürüyor. Dabanoğlu, Hasırlı, Fatihpaşa, Ali Paşa, Cemal Yılmaz ve Savaş Mahallelerinde çalışmaların sürdüğü gerekçesiyle giriş çıkışlara izin verilmiyor.
Mimarlar Odası Diyarbakır Şube Başkanı Ferit Kahraman
SUR'UN YÜZDE 72'Sİ YIKILDI
Sur'daki altı mahallenin yüzde 72'si tamamen yıkıldı. Aralarında cami, kilise, hamamların da olduğu 334'ü tescilli toplam 3 bin 569 yapı yıkıldı. Son yıllarda bu sayının daha da arttığı belirtiliyor.
Sur'da 2020'de başlatılan restorasyon ise üç yıldır sürüyor. Yıkılan alanlarda kentin kültürel kimliğinden uzak ve cezaevi mimarisine benzeyen yeni yapılar inşa ediliyor. Sur'da yaşayanların mağduriyeti de devam ediyor.
'RESTORASYON DURDU, TAMAMLANAN YAPI YOK'
Mimarlar Odası Diyarbakır Şube Başkanı Ferit Kahraman, Sur'daki çalışmaların Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile TOKİ tarafından etaplar halinde yürütüldüğünü ve ihalelerin Ankara'da yapıldığını belirterek "Restorasyon çalışmalarında yakın zamanda gelişime olmadığı gibi çalışmaların da durdurulduğunu gördük. Onlarca yapı bir firmaya ihale edildi. Dolayısıyla bir firma bütününün içerisine girerek inşaatlara karmaşık bir şekilde başladı.Ve neredeyse restorasyonu başlayıp da tamamlanan, anahtar teslim edilecek, kullanım seviyesine gelen bir yapıdan bahsetmek çok zor. Bu gibi sorunların çözümünün de aslında ilk başta konuşulup tartışılması gerekiyordu” dedi.
'YAPIM MASRAFLARI YAPI SAHİPLERİNE ÖDETİLECEK'
Restorasyon sürecinin tekrar ihale edileceğini ve yapı sahiplerinden izin almadan yürütülen süreçte bütün masrafların da yapı sahiplerine ödetileceğini vurgulayan Kahraman, “İhale süreçlerinin ne şekilde sonuçlanacağı, Türkiye'nin şu an içerisinde bulunduğu ekonomik kriz göz önünde bulundurulduğunda çok tartışmalı olacağı açık. Yapıların ihaleleri, restorasyonları, konut sahiplerinin izinlerinden bağımsız olarak, muvafakatname alınmadan yapıldı. Dolayısıyla 2020’de başlayan bir ihalede firmalara peşkeş çekilen bir süreçten bahsediyoruz. Ayrıca bütün masrafların faturasını yapı sahiplerinden çıkaracaklar. O günün şartlarından bugüne ne masraf gitmişse bütün masrafları bu yapı sahiplerinden alacaklar” diye konuştu.
'SUR'UN ÖZGÜN YAPISI KORUNMADI'
Restorasyon kurallarına uygun hareket edilmediğine dikkat çeken Kahraman, şöyle devam etti:
"Kazılarda gerekli hassasiyet gösterilmedi. Kazılar sırasında iş makineleri kullanıldı. Özgün yapı duvarlarında gözlemlediğimiz gözenekli bazalt taş yerine masif gözeneksiz taşlar kullanıldı. Dolayısıyla dışarıdan gözlemlendiğinde müdahalelerin tekniğine uygun olarak yapılmadığını görüyoruz. Şimdi bütün yapılar yarım kaldı".
'MAĞDURLAR TEKRAR MAĞDUR OLACAK'
Sur'da yaşayanların tekrar tekrar mağdur edildiğini dile getiren Kahraman şöyle dedi:
"Mağdurlar ikinci, üçüncü kez mağdur edilmiş olacak. Başından beri söylediğimiz yöntem itibariyle de bilinçli yapılan bir şey aslında. Restorasyon sürecine ya da ihale sürecine yapı sahiplerinin hiçbiri dahil edilmedi. Halbuki tam tersine bu insanların çoğu Sur içinde gündelik işçilik yapan, ustalık yapan, taş ve duvar örgüsü yapan, döşeme yapan, inşaat işlerinde çalışan insanlar. Bu insanları o sürece dahil etmemeleri mağdurlara kat be kat arttırılmış ekonomik bir külfet yüklüyor." (ARTI GERÇEK)