YENİGÜN HABER – Dicle Toplumsal Araştırmalar Merkezi (DİTAM) “Diyarbakır yerel hizmetlerde neleri kaybediyor?“ konulu toplantı düzenlendi.
Toplantıya İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ve eski Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Feridun Çelik de katıldı.
Toplantı aralarında Rûdaw muhabiri Abdulselam Akıncı’ya konuşan Tunç Soyer, toplantıya davet edildiğinde önce biraz endişelendiğini belirterek, “Diyarbakır meselesine Diyarbakırlılar kadar hakim olmam söz konusu değil. Elbette onlar sorunlarını ve çözümlerini biliyorlar. Ben olsa olsa ilham verebileceğim benzerlikler, karşılaştırmalar, örnek modeller olabilir mi gibi konuları paylaşmaya geldim” dedi.
“İzmir Batının Diyarbakır'ıdır. Diyarbakır Doğunun İzmir'idir”
Diyarbakır ile İzmir arasında bir ortaklık olduğunu dile getiren Soyer, “İzmir Batının Diyarbakır'ıdır. Diyarbakır Doğunun İzmir'idir. Çok ortak faydamız var Diyarbakır'la. Dolayısıyla da birbirimizden alacağımız, öğreneceğimiz, birbirimize aktaracağımız çok şey var diye düşünüyorum” diye konuştu.
“Diyarbakır kendi göbeğini kesmek mecburiyetinde kaldı”
“Diyarbakır kayyumlar süreciyle beraber kendi göbeğini kesmek mecburiyetinde kaldı” diyen Soyer, “Her şerde bir hayır vardır demek lazım. Bu şerden de çok örgütlü, çok güçlü sivil toplum ortaya çıkıyor. Dolayısıyla kentin sorunlarına hakim, onları çözme iradesine, kararlılığına sahip ve ortak akılla şekillenen çözümler ortaya konuyor. Bugün toplantının ilk bölümünde zaten bunun ne kadar ustaca yapıldığına şahitlik ettik. Hem sosyal kültürel, hem ekonomik olarak, hem kadın, çocuk, gençlik başlıkları altında sorunların neler olduğu, çözümlerin neler olabileceği konusunda çok sıkı bir çalışma yapılmış. Onların özetini dinledik. Toplantının ikinci bölümünde ben İzmir'de benzer sorunlarla ilgili ne çözümler ürettik, Diyarbakır üzerinde bu çözümler nasıl şekillenebilir onları anlatmaya çalışacağım” ifadelerini kullandı.
“Kayyım meselesi sadece siyasi değil, hukukidir”
Geçmişte Diyarbakır başta olmak üzere diğer HDP’li belediyelere kayyım atandığında Konak Meydanına çıkıp, “Kayyım meselesi sadece siyasi bir mesele değildir, hukuki bir meseledir” dediğini aktaran Soyer, “Hukuki meşruiyetinin tartışılması gereken bir sorundur. Çünkü yasal mevzuatımıza göre bir belediye başkanı görev süresi içinde vefat ederse, tutuklanırsa, görevi bırakırsa veya sağlık nedeniyle çalışamaz hale gelirse o belediyenin meclis üyelerinin arasından bir başkan seçilir. Şimdi siz bunu bir tarafa bırakıp sadece görevden aldığınız belediye başkanının yerine dışardan bir atama yaparsanız bu o mevzuatın ruhuna aykırı olur. Dolayısıyla bence kayyım meselesinin siyasi boyutu kadar hukuki boyutunun da tartışılması gerekiyo” yorumunu yaptı.
“Bağımsız aday olmayacağım”
Tunç Soyer, partisi tarafından İzmir'den bu dönem neden aday gösterilmediği yönündeki soruya, “Onlara hiç girmeyelim. O bu programın da bizim bu bugüne ayırdığımız zamanın önüne geçer. Buna gerek yok. Sadece şunu söyleyeyim; İzmir beni sevdi, bunun ötesinde ben İzmir'i çok sevdim, seviyorum. Çok çok ait hissediyorum kendimi. Dolayısıyla da bizim bu aşkımız, bu tutkumuz şehre, kültürüne, tarihine, geçmişine, geleceğine olan bu bağımız koltuklarla kaim değil. Biz bu aşkı sürdüreceğiz ve o şehrimiz için daha ne yapabilirizi aramaya devam edeceğiz” yanıtını verdi.
Soyer, adaylık süreci ile kırgınlığını ifade ettiğini belirterek, “Ama bu kişisel kırgınlıklarla ilgili bir şey değil. Sonuçta biz bu şehir için hangi koşulda olursak olalım, hangi koltukta oturursak oturalım en iyisini yapmaya devam edeceğiz” diye ekledi.
Bağımsız aday olmak gibi bir düşüncesinin bulunmadığını vurgulayan Soyer, “Kılıçdaroğlu CHP’nin başında olsaydı siz tekrar aday gösterilir miydiniz?” sorusuna ise, “Bunlarla ilgili bir şey söylemek istemem, bu doğru değil. Bu parti içi bir mesele” diyerek yanıt verdi.