YENİGÜN HABER – İnfiale neden Narin Güran cinayeti ile ilgili davanın ilk duruşmasının üçüncü gününde sanık ve tanık ifadelerinin ardından Diyarbakır Barosu adına söz alan avukatlar sanıkların sistematik şekilde hareket ettiklerini belirterek, sanık ve tanıkların çelişkili ifadelerine dikkat çekti.
Diyarbakır Barosu adına davaya katılan avukatların dava tutanaklara geçen beyan ve talepleri şöyle:
‘SALİM GÜRAN’IN YÖNLENDİRMESİ VAR’
Savcının sanıkların tutukluluk hallerinin devamı yönünde karar katıldıklarını belirten Avukat Aydın Özdemir, Mahkeme kararı öncesi şunları söyledi:
"Sanıkların sistematik bir şekilde hareket ettikleri kanaatindeyiz. Birçok tanık beyanında sabit olduğu üzere olay saatinin değiştirilmesi suretiyle maddi gerçeğin ortaya çıkmasını engellemişlerdir. Narin'in 17.40'ta görüldüğü bir beyan var. Birsen Güran baskı kurulduğunu söyledi. Eski ifadesinde '17.40'ta Narin evimize geldi' demiş. Salim Güran'ın açık bir yönlendirmesi olduğunu düşünüyoruz. Muhammet Kaya isimli kişi Narin'in kaybolmasından bir gün sonra bir terlik buluyor. Tüm herkes Narin'i ararken Muhammet bu terliği kolluk kuvvetlerine teslim etmiyor. O olayın koşulları içinde nasıl terliği vermeyi unutur? Güran aile meclisi toplantıları hakkında birçoğu 'almadık' diyor. Dün Ali Rıza Güran 'toplantı yaptık' dedi. Yine Erhan Güran 'toplantı vardı, Salim Güran katılmadı' dedi. Bir toplantının var olup olmadığını bir aile neden gizler? Eğer gizleme olmasaydı nasıl bu kadar çelişkili ifade olurdu? Herkese soruyorum en son ne zaman Whatsapp kayıtlarınızı sildiniz? Sadece Salim Güran silseydi normal olurdu. Ancak birçoğu kayıtlarını silmiş bu şüphelidir" diye konuştu.
Salim Güran'ın cinayet günü ne yaptığına dair hep çelişkili ifade verdiğine dikkat çeken Özdemir, "Örneğin Salim Güran, aile bireylerinin ifadeleri ile çelişiyor. Kendisi de ifadelerini değiştirdi. Bu husus kuşku vericidir. Kendi beyanları kuşkuludur. Salim Güran'ın bir diğer çelişkisi mahkemede 'ben kıyafet değiştirmedim' diyor ama ilk ifadesinde 'kıyafetlerimi değiştirdim' diyor. Araçta bulunan tek DNA onun ve Narin'indir" dedi.
YÜKSEL GÜRAN’IN ÇELİŞKİLERİ
Yüksek Güran ile ilgili çelişkilere değinen Özdemir, "2 Eylül jandarma tutanağında anne 'oğlum için ne yapabilirim?' diyor. 'Annenin Enes'i korumaya çalıştığı tespit edilmiştir' diyor. Yüksel Güran bir röportaj veriyor ve 'kızım kurstan giderken bir eşarptan bahsediyor' diyor. O eşarp cansız bedeni ile beraber ortaya çıktı" diye konuştu.
'ENES KOLUNDAKİ İZİ KENDİ BAŞINA MEYDANA GETİREMEZ'
Enes Güran ile ilgili kuşkuları vurgu yapan Özdemir, "Enes beyanında çelişkili ifadeler vermiştir. Köydeki kavgada 'ben ordaydım bir kadının ağzını kapattım' diyor. Enes neden konuşanların ağzını kapatıp engellemeye çalışıyor? Telefon görüşmesinde 'ben ne zaman çıkacağım?' diyor. Bu hayatın olağan akışına terstir. Birinci yakını kaybeden kişi direkt 'ben ne zaman çıkacağım' demez. Kolundaki ısırık izi ise şüpheli. Aradan en az üç gün geçmiş. Buna rağmen çok net izler var. Enes o izi kendi başına meydana getiremez" dedi.
'YAKINLARINI KORUMAK İÇİN İFADE VERİYORLAR'
Avukat Özdemir'den sonra konuşan avukat Metin Arkaş da "Dosyada ifade veren tanıkların çoğu gerçeği ortaya çıkarmak yerine yakınlarını korumak üzere ifade vermiştir. Soruşturmanın yanlış seyretmesine sebep oldular" dedi. Arkaş, Maşallah Güran, Melek Güran ve Salim Güran'ın ifadelerindeki çelişkili noktalara dikkat çekti.
'VECDİ, SALİM VE NEVZAT İLE İŞBİRLİĞİ İÇİNDE'
Avukat Erdem Kaya, "Nevzat, Salim ile 21 Ağustos'tan sonra iletişimi olmadığını söyledi ama dosyaya bakıldığında tüm iletişimin Vecdi (Bahtiyar) üzerinden yürüdüğünü görüyoruz. 24 Ağustos'ta Vecdi, Salim'i, Salim Vecdi'yi arıyor. Her ne kadar Vecdi kaybolan Narin için dese de o tarihlerde Hatay'dan Diyarbakır'a geliyor. Muhtemelen artık görüşme yüz yüze olmuş. Sonrasında 8 Eylül'de Narin'in cansız bedeni bulunuyor. Orada bir çalışma başlıyor. Nevzat 06.34'de Vecdi'yi arıyor ve cansız bedeninin bulunacağını bilip haber veriyor. Vecdi'nin Salim ve Nevzat ile işbirliğinde olduğunu anlayabiliyoruz" diye konuştu.
‘NARİN GÖTÜRÜLÜRKEN RAMAZAN ATASOY GÖZCÜLÜK YAPIYORDU'
Ramazan Atasoy'un dosyada anahtar niteliği taşıdığını dile getiren avukat Kaya, "Ramazan Atasoy'un dinlenmesini istedik fakat mahkeme heyeti reddedildi. Ama bu tanık dosyada anahtar niteliği taşıyor. Bize göre Narin oraya götürülürken muhtemelen Ramazan Atasoy gözcülük yapıyordu. Buna dönük bir tutanağa değinmek istiyorum. 8 Eylül'de yapılan çalışmalar sonucu Ramazan Aksoy tutuklanıyor. Tutuklanma kararından sonra sevk edilmeyi beklediği sırada Ramazan Atasoy tutuklanmasının etkisiyle sinir patlaması yaşayıp ağlamıştır. Ağlamaklı olarak muhtar Salim'e küfür ediyor ve 'senin yüzünden başımız belaya girdi. Muhtar öğleden sonra yanımıza geldiğinde, üzerinde temiz kıyafetleri vardı. Tarlada çalıştığı kıyafetler yoktu. İki ayağı suya girmiş gibi ıslaktı' diyor. Bunun tanıklığı bizim için çok önemlidir" dedi.
Diyarbakır Barosu avukatları Ramazan Atasoy, Fadile Narmanve Süveyla Özkan'ın tekrar dinlenmesini talep etti.
NAHİT EREN: HERKES BU KURGU İÇİN TEMBİH EDİLDİ
Eski Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren, Narin'in en son görüldüğü saate ilişkin yalan beyanları hatırlatarak, şunları söyledi:
"Neden 17.40 kurgusu yapıldı. Birilerinin saat 17.40’a kadar nerede olduğu planlandı inanılmaz bir şekilde. Yüksel Güran gerçekten evinde. Hiçbir şüphem yok bundan. Herkes bir şekilde hangi tanıklarla nerede olabileceğini düşünmüş. İddialara göre Salim saat 16.00'ya kadar evde. Salim'in eşi sondaj için iki kere eve Arif Güran'ın evine gittiğini söylüyor. Evin yanında sondaj var. Açı itibariyle araç nasıl görünmez? Hediye üçüncü tanık olarak eve getirildi. Kurgusal olarak herkes tembih edildi. Muhammet bize 'ben Hediye'yi bizim evde görmedim' dedi. Hediye'nin oğlu 'ben saat 13.00'te uyandım evde değildi' dedi. Hediye 'ben 13.00'ten 15.00'a kadar evdeydim' dedi" ifadelerini kullandı.
Enes Güran'ın durumundaki çelişkilere dikkat çeken Eren, şöyle devam etti:
"Onlar 'Enes'i evden çıkarmamız lazım' dedi. Ne zaman çıkmalı, Nevzat Bahtiyar'ın kameralara göründüğü, aracın cinayet mahallinden uzaklaştığı anda. Enes dışarıda Muhammet olan kardeşi de yanında. Bu da kurgu. Ufuk, 'Enes'i aradım. Sonra tepeye çıktık' dedi. Enes'in evde uyuduğunu göstermek için bir tanık daha bulundu. Furkan bize ne söyledi? 'Ben işten geldim, kendi evime gittim, saat 18.00'de üzerimi değiştirdim, kardeşim Ufuk'un yanına gittim Enes de ordaydı' dedi. Kardeşine demiş 'Ben aradım neden cevap vermedin?'. Oysa HTS kayıtlarında Enes'i aramamış. Enes'in ise telefonu 16.13'te kapanıyor. Nerede kapanıyor? Okulun yanında kapanıyor. Hani şarjdaydı? Telefonun açıldığı zaman ise sabah 4.00 sayın hakim. Kız kardeşin kaybolmuş aramalara, tarlalara gidiyorsun telefonun yok. Bu olabilir mi?"
'BIRAKIN ADALET YERİNİ BULSUN'
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı avukatı Elif Aslı Şahin Torun da ifadelerdeki çelişkilere dikkat çekerek, şunları söyledi:
"İfadelerin çelişkili ve birbirini korumaya yönelik olduğu ortadadır. Bu nedenle tek bir sanığın bile serbest bırakılmaması gerekir. İştirak ve fikir birliği ile Narin Güran'ın öldürüldüğü açıktır. Tüm sanıkların en üst sınırdan cezalandırılmasını talep ederiz. Hiçbir çocuk en yakınları tarafından bu kadar yalnız bırakmamıştı. Bu yüzden takipçisi olmaya devam edeceğiz" dedi.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’ndan avukat Abdullah Yılmaz ise dosyanın ve iddianamenin içinde bulunan ve jandarmanın tuttuğu tutanaklara dayanarak kimi çelişkilere dikkat çekti. Olaydan kronolojik olarak bahseden Yılmaz, "İster mahkeme ister aile ister buradakiler olsun bırakın adalet yerini bulsun. Gerekirse kıyamet kopsun” diyerek bitirdi. (Haber Merkezi)