YENİGÜN HABER – DEM Parti ve DBP Diyarbakır'da düzenledikleri yürüyüşle Kürtçeye yönelik baskıları protesto etti.
Ofis semtinde bulunan AZC Plaza önünde başlayan yürüyüşe DEM Parti Van milletvekili Sinan Çiftyürek, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Serra Bucak, ilçe belediye eşbaşkanları, DBP ve DEM Parti Diyarbakır il ve ilçe eşbaşkanları, Mezopotamya Dil ve Kültür Araştırmaları Derneği (MED-DER), Tevgera Jinên Azad (TJA- Özgür Kadın Hareketi) ile kentteki birçok sivil toplum kuruluşu temsilcisi katıldı.
‘Dil; meşrudur, ahlakidir, vicdanidir’
Yürüyüşün ardından Kürtçe yol uyarısının silindiği Gevran Caddesi üzerinde basın açıklaması yapıldı. Kürtçe açıklama yapan DBP Diyarbakır İl Eşbaşkanı Sultan Yaray, Kürtçeye yönelik asimilasyon politikalarını eleştirdi. Yaray, "Bu dilin ortadan kaldırılması için her türlü çaba gösterildi ve gösteriliyor. Son dönemde de Kürtçeye yönelik saldırılar ve baskılar arttı. Dil; toplum için duygu, düşünce ve bilincin birliği ve uyumudur. Her toplum yaşamını bu temel üzerine kurar. Dil; toplumu düzenler. Dil gelişimi toplumun gelişimidir. Dil; meşrudur, ahlakidir, vicdanidir. Her hakkın önünde yaşam hakkı gelir ve toplumsal yaşam kültür, sanat ve dile dayanır. Halk için demokrasi her şeyden önce farklı haklara saygı gösterilmesi ve bunların korunmasıdır. Bunun için evrensel yasalar bu hakları önceler" dedi.
21. yüzyılda Kürtçeye karşı yürütülen hoşgörüsüzlüğün hastalık ve faşizm göstergesi olduğunu belirten Yaray, "Kültür ve dil üzerindeki baskı kadar sert ve tehlikeli bir baskı yoktur. Kürt diline yapılan saldırı tüm Kürt halkına yöneliktir, dolayısıyla hiç kimse Kürt diline yönelik saldırıyı meşru görmemelidir. Çünkü her millet kendi dilinde ve kültüründe yaşama ve eğitim alma hakkına sahiptir. Yıllardır dilimize yönelik saldırılar oluyor. Halkımıza karşı sürekli imha ve yok etme politikaları uygulanıyor" diye konuştu.
'Kürt diline yönelik saldırılar hiçbir zaman başarıya ulaşmadı'
Kürtçeye yönelik saldırıların başarıya ulaşamayacağını vurgulayan Yaray, şöyle devam etti:
"Özel savaş politikaları sonucunda metropollerde kendi dillerinde şarkı söyleyen veya konuşan Kürtler ırkçıların hedefi oluyor. Bu saldırılar sonucunda çok sayıda insan yaralanıyor ve çok sayıda insan hayatını kaybediyor. Bu saldırıların temelinde AKP ve MHP yetkililerinin politikaları, vesiyasetçilerin dili yer alıyor. Bu nedenle dilimize karşı suçun işlenmediği gün yok. Van ve Diyarbakır'da yola Kürtçe ve Türkçe yazılan yayalara yönelik uyarı yazılarından Kürtçe olanı, sistem yetkilileri tarafından silindi. Aynı zamanda birçok ilde Kürtçe şarkı söylediği için çok sayıda kişi taciz edildi ve tutuklandı. Ayrıca ırkçı şarkılar da dinletildi. Kürt dili ve kültürüne karşı hoşgörüsüzlüklerini ve düşmanlıklarını şiddetle kınıyoruz. Bizler bu yüzyılda Kürt halkı olarak Kürt kültürüne ve diline yönelik bu ırkçı ve zalim saldırı ve eylemleri reddediyoruz. Bugüne kadar bu tür yöntemler defalarca denendi ancak hiçbir zaman başarıya ulaşamadı."
'Dilimiz Varlığımızdır'
Kürt halkının her koşulda yaşamında ısrarcı olması ve yaşamın her alanını Kürtleştirmesi gerektiğini söyleyen Yaray, "İnkâr ve baskı politikalarına karşı çıkmanın tek yolu vardır; o da bu politikalara karşı direnmektir. Çözümün inkâr, reddetme ve yok sayma politikalarına son vermek olduğunu burada tekrarlıyoruz. Kendine saygı duyulmasını isteyenler öncelikle küçümsemekten vazgeçmelidir. Dilimiz onurumuzdur. Dilimiz varlığımızdır. Yaşasın Kürt dili" dedi.
'Kürtler yüz yıldır dil ve kültür mücadelesi veriyor'
Basın açıklamasının ardından konuşan DEM Partili Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Serra Bucak, "Dilleri yok saymak, dilleri yok etmeye çalışmak, görmezden gelmek günahtır, yazıktır. Diler vardır, halklar vardır. Kürtler bu coğrafyada yüz yıldır kültür ve dil mücadelesi vermektedir. Devlet bu mücadeleni sonrasında kendi devlet kanalında TRT Kurdi dedikleri bir kanalı bile açmıştır. Bu coğrafyada verilen mücadelenin 'dilimizden, kültürümüzden, coğrafyamızdan, toprağımızdan vazgeçmiyoruz' mücadelesinin bir sonucudur. Ama başka sonuçları da var. Bu halk ezelden beri dedesinden, nenesinden, büyüklerinden öğrendiği dili yaşatmak, büyütmek, geliştirmek istiyor. Bu halk kendi ana dilinde edebiyat yapmak, şiir yazmak, sinema yapmak, tiyatro yapmak istiyor. Bunun önünde nasıl bir engel olabilir? Hiçbir dünya halkı yok ki dilinin önünde engeller olsun, dili yasaklansın. Bunu Kürtler için de talep ediyoruz. Kürt halkı için de talep ediyoruz" diye konuştu.
Bucak'ın konuşmasının ardından Kürtçe şarkılar söylenerek bir süre oturma eylemi yapıldı. Eylem şarkılar ve halaylarla son buldu.