Diyarbakır’da düzenlenen Sur Kültür Yolu Festivali’ne tepki gösteren DEVA Partisi Diyarbakır il yönetim kurulu üyesi Devran Sinanoğlu, Sur’da yapılanın kültür değil, siyasi festival olduğunu savundu. İnsanların büyük acılar yaşadığı yerde keyif sürülemeyeceğini vurgulayan Sinanoğlu, kentte kitap fuarı düzenlenmemesini de tepki gösterdi. Sinanoğlu, “Nüfusu iki milyona yaklaşan bir şehire yıllardır kitap fuarı düzenlemiyorsunuz, fuarları iptal ediyorsunuz öte yandan kültür festivali düzenliyorsunuz. Bu tezat bir durumdur, manidardır” dedi
Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Diyarbakır il yönetim kurulu üyesi Devran Sinanoğlu, Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın 8-16 Ekim tarihleri arasında Diyarbakır'da düzenlediği “Sur Kültür Yolu Festivali”ni eleştirdi. Çatışmalardan dolayı Sur'daki insanların evlerini terk etmek zorunda kaldığını hatırlatan Sinanoğlu, “Farklı şehirlere giden insanlar binbir zorlukla karşılaştı. Evlerinden çıkan aileler perişan oldu. Evlerinin değeri kadar ücret verilecekti, bir çoğuna değerinden düşük ücret verildi. Bu evler yüzlerce yıllık tarihe tanıklık etmiş evlerdi. Yani tarihe paha biçtiler. Sur'u "Toledo yapacağız" dediler yeni yapılan evlere kuş bakışı ile baktığımız da cezaevini andırıyor. Yeni yapılan yapılarda, eski Diyarbakır'dan eser yok. Koca beton yığınlarının altında sadece tarih, kültür kalmadı. Aynı zamanda insanların umudu da kaldı” dedi.
‘Şehrin kalbine hançer sapladılar’
Sur’un Diyarbakır’ın kalbi olduğunun altını çizen Sinanoğlu, “Binlerce yıllık tarihi ve kültürel zenginliği ile birden çok medeniyete ev sahipliği yapmış Dünyanın ender rastlanan şehirleri arasında gösterilen bir kentin tarihine tanıklık etmiş yapılarını yıkıp, yerine yeni yapılar yapmak tarihle bağdaştırılamaz ve bunun üstüne kalkıp kültür festivali düzenlemek o şehrin tarihine, kültürüne ihanettir. İnsanların aklıyla dalga geçmektir. Tarihi evleri mimarisine uygun restorasyon yapmadılar. Tarihe şahitlik etmiş mekanları kendi proje ve mimarilerine göre yeniden dizayn ettiler. Şehrin kalbine hançer sapladılar. Sur'da ki yapılan evlerin tarihi evlerle uzaktan yakından ilgilisi yok. Hayatta kalan bazı tarihi evler bu ucube yapıların içinde yaşam mücadelesi veriyor” diye konuştu.
[caption id="attachment_114363" align="alignnone" width="800"]
‘Acının üstüne keyif sürülmez’
Burada maddi ve manevi çok ağır bedellerin ödendiğini kaydeden DEVA Partisi Diyarbakır il yönetim kurulu üyesi Devran Sinanoğlu şunları söyledi;
“İnsanlar evlerinin olduğu yerlere gelip, gezdikleri zaman gözyaşlarına hakim olamıyorlar. Evlerinin yerinde yeller esiyor. Akan bu gözyaşlarının üstüne, acının üstüne keyif sürülmez. Sur'da bir çok tarihi yapı yıkıldı. Kültürel değerlerimiz yok edilmişken, gelip kültür festivali düzenlemek insanların aklıyla dalga geçmek demektir. Nüfusu iki milyona yaklaşan bir şehire yıllardır kitap fuarı düzenlemiyorsunuz, fuarları iptal ediyorsunuz öte yandan kültür festivali düzenliyorsunuz. Bu tezat bir durumdur, manidardır. Mademki Diyarbakır'ı o kadar çok seviyorsunuz. Neden kitap fuarlarını iptal ediyorsunuz? İnsanlar okusun, aydınları dinlesin, söyleşiler, panellere gitsin, birçok konuda bilinçlensin. Mademki Diyarbakır aşığısınız neden insanları mağdur ediyorsunuz? Diyarbakır'ın kültürüne, maneviyatına neden sahip çıkmıyorsunuz?”
‘Dini kullanmaktır suistimal etmektir’
Siyasetin girmediği alanın kalmadığını vurgulayan Sinanoğlu, “Bir yandan Diyarbakır'ın sahabe kenti, evliya diyarı olduğunu söyleyip, maneviyatından bahsedeceksiniz bir yandan da bunları suistimal edeceksiniz. Sahabenin mekanına gidip halay çekeceksiniz ve bunun adına da festival diyeceksiniz. Bu dini kullanmaktır, suistimal etmektir Ne yazıl ki siyaset her alana girmiş durumda, topluma baktığımızda siyasetin girmediği alan kalmamış. Medreseler, camiiler, mescitler... Bu çok tehlikeli bir durum. Bu toplumda büyük tahribatlar yaratmış ve yaratmaya devam ediyor. Bugün ülke nüfusunun yüzde on' u(%10) islamiyetten uzaklaşıp, deizm' i tercih etmişse bunun sebebi siyasetin girmemesi gereken yerlere girmesidir. Bazı yerlere siyasetin girmemesi gerekirdi. Halkın nazarında saygın yerler olan mekânlara (camiiler, medreseler) siyasetin girmesi İslamiyete ve insanlara zarar verir. Bir şehiri kalkındırmak istiyorsanız, refah düzeyini yükseltmek için fabrikalar açın, yatırımlar yapın. Önceliğinizin mağdur ettiğiniz halkın, mağduriyetlerini gidermek olmalıdır, onların acısı üstüne, keyif sürmek olmamalıdır” ifadelerini kullandı
‘Kültür festivali değil siyasi festivalidir’
“Bu Kültür festivali değil, siyasi festivaldir” Devran Sinanoğlu sözlerini şöyle sürdürdü;
“Diyarbakır kültürüyle, tarihiyle bir hazinedir. Bu hazineye sahipken, neden bugün kadar böyle bir etkinlik yapmadınız da bugün yapıyorsunuz. Sadece Diyarbakır'da değil İstanbul, Çanakkale, İzmir ... Bir çok ilde kültür festivali düzenliyorsunuz. Bugüne kadar neden yapmadınız. Seçim olmadığı için mi? Bu günlerde seçim saftına girmişken festivalin düzenlenmesi sanat, kültür ve özellikle de şehir için değil. Oy almak içindir. Şayet amaç kültür, sanat veya şehrin kalkınması olmuş olsaydı, kültürel, sanatsal değerlere sahip çıkardınız. Amacınız şehrin kalkınması veya bu halk için bir şeyler yapmak olmuş olsaydı bu şehri temsil eden bir spor takımının sahaya çıktığında "Terörist" sloganı atanlara gerekenleri yapardınız. Diyarbakır takımına sahip çıkardınız. Şehrin kalkınması ve işsizliği bitirmek için fabrikalar kurardınız. Seçim odaklı yapılan bu organizasyona bari kültür festivali demeyin, siyasi festival deyin. Doğrusu da budur. Şayet amaç seçime yönelik yatırım olmasa ve siyasi festival değilse sayın Cumhurbaşkanımız neden 15 Ekim'de istasyon da miting düzenliyor? Hükümetin amaç 15 Ekim'de partimizin Erzurum'da düzenleyeceği mitingi gölgelemek. Bunu daha önce Gaziantep mitingimizde de denediler, başaramadılar. O gün yine Sayın Cumhurbaşkanımız Adana'da gençlik buluşması düzenlemişti. Bu gün ise Diyarbakır'da Sur Kültür Yolu Festivali kapsamında miting düzenleyecekler. Yine başaramayacaklar. Çünkü iktidar partisi halkın nazarında güvenini kaybetmiş durumda.”