Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Diyarbakır Şubeler Platformu, her iş yerinde 7/24 kurumsal kreş talebiyle basın açıklaması gerçekleştirdi. Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi önünde toplanan kitle adına açıklamayı KESK Dönem Sözcüsü ve Enerji Sanayi ve Maden Kamu Emekçileri Sendikası (ESM) Diyarbakır Şube Başkanı Serdar Keskin okudu.
'YASAL DÜZENLEMELERLE SORUN DERİNLEŞTİRİLİYOR'
“Yaşamın her alanında eşitlik, bakım hizmetlerinde ortak sorumluluk” vurgusu yapılan açıklamada her çocuğa uygun anadilde, nitelikli, ücretsiz, ulaşılabilir, güvenli, 7/24 açık, eş değer nitelikte ve denetlenebilir; toplumsal cinsiyet eşitsizliğine ve her türlü ayrımcılığa karşı kreş hizmetlerinin sağlanması talep edildi. AK Parti iktidarı tarafından bugüne kadar konuyla ilgili verilen sözlerin hatırlatıldığı açıklamada, "Günü kurtarma taktikleriyle bakım sorunu gündeme getirilmeye devam edilmekte; yapılan yasal düzenlemelerle sorun daha da derinleştirilmektedir" denildi.
'KADINLARA SEÇENEK BIRAKILMIYOR'
Yasaların ve hükümet politikalarının çocuk bakımını cinsiyetçi bakış açısıyla ele aldığı belirtilen açıklamada, uluslararası anlaşmalara rağmen ebeveynlerin ortak sorumluluğunun göz ardı edildiğine dikkat çekildi: "Hükümet bir yandan doğum oranlarını yükseltmek için kadınların bedenleri üzerinde tahakküm kurmak istiyor, diğer taraftan doğan çocukların bakımı noktasında üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmiyor. Kadınlara esnek, yarı zamanlı, kısmi süreli, ev eksenli gibi son derece güvencesiz istihdam biçimleri dışında seçenek bırakılmıyor. Kadınlara en az üç çocuk baskısı yapılırken; çocukların bakımı noktasında politika üretilmemesi iktidarın her fırsatta dillendirdiği cinsiyetçi söylemler ve politikalarla kadını aile içine sıkıştıran ve tahakküm altına alma çabasının başka bir yansımasıdır. Çocuk bakımını sadece kadına yükleyen bu anlayış kadınların hem ev içi hem de işyerlerinde çift yönlü bir emek sömürüsüne maruz bırakmaktadır."
'SOYUTLA SOMUTUN FARKINI ANLAMAYAN ÇOCUKLARA DİN EĞİTİMİ VERİLİYOR'
Çocuk bakımının sadece kadınların değil ebeveynlerin ortak sorumluluğu olduğu hatırlatılan açıklamada, kreş ve ebeveyn haklarının düzenlenmesine ilişkin tartışmaların yalnızca kadınlar üzerinden yürütülmesine itiraz edildi.
Kamu kurumları ve yerel yönetimlere ait kreşlerin kapatılması, özel sektöre devredilmesi ve ücretlerinin sürekli arttırılmasının hükümetin izlediği neo-liberal iktisadi politikalarla ilişkilendirildiği açıklamada şu ifadeler kullanıldı: "Özel sektöre ait kreşler piyasa koşullarına terk edilmiş bir işletme gibi ele alınmaktadır. Çocuk bakım hizmetlerinin niteliği düşük ama ücretler son derece yüksektir. Ortalama kreş ücretleri 6.000 TL civarındayken MEB’e bağlı anaokullarında beslenme, etkinlik ve servis giderleri yoksullaştırılan milyonların bütçesini zorlamaktadır. Kreşlerde verilen eğitime olan güven, dinselleştirme politikalarının erken çocukluk çağına indirgenmesi sonucunda gittikçe azalmaktadır. Soyutla somutun farkını anlamayan çocuklara din eğitimi verilmektedir. MEB tarafından imzalanan protokollerle kreş çağındaki çocukların dini eğitim alması sağlanmaktadır. Ayrıca Diyanetin başlattığı dini eğitim projesi kapsamında 4-6 yaş çocuklara yönelik başlatılan Kuran kurslarında yüz bine yakın çocuk eğitim almaktadır. Bu durumun ileride yaratacağı travmalar çok büyük olacaktır."
TALEPLER
Açıklamanın ardından sıralanan talepler ise şu şekilde:
* Çocuk bakım ve eğitim hizmetleri tüm ebeveyn ve çocuklar için bir haktır ve hükümet bu hakkın sağlanması için gereğini yapmalıdır.
* Mahalle kreşleri, işyeri kreşleri, Organize Sanayi Bölgesi (OSB) kreşleri gibi birçok kreş modeli var olmalı, çocuklarını nasıl bir kreşe göndereceklerinin tercihi ebeveyne bırakılmalıdır.
* Kreşler, kolay ulaşılabilir, ücretsiz, anadilinde, nitelikli ve özellikle vardiyalı çalışanların çocukları için 24 saat açık olmalıdır.
* Bakım hizmeti veren kurumlarda hem kadın, hem erkek çalıştırılmalıdır. Çalışanlar, çocuk gelişimi ve toplumsal cinsiyet eşitliği eğitimi almış olmalı ve her türlü ayrımcılık pratiğinden ve söylemlerinden uzak durmalıdırlar.
* Eğer ebeveyn dışarıda çalışıyorsa, çalışma düzenine uygun olarak ve çalışma biçimi gözetilmeden işyerinde çalışan herkes için emzirme odası ve bakım hizmeti olanağı sağlanmalıdır.
* İşyerlerinde emzirme odası ve çocuk bakım hizmeti verilmesi zorunluluğu kadın çalışan sayısı üzerinden değil, toplam çalışan sayısı üzerinden uygulanmalıdır.
* Özellikle ebeveynin evde ya da dışarıda tam gün çalıştığı bir düzende, kreş hizmeti vermenin yanı sıra, 4+4+4 sistemi nedeniyle yarım gün okula giden ilköğretim öğrencilerinin gün içinde ders çalışıp, sosyalleşebilecekleri merkezler oluşturulmalıdır.
* Kreşlerin denetim ilkelerinin belirlendiği bir yönerge çıkarılmalıdır ve kreş denetimleri ebeveynlerin de içinde bulunacağı, Çocuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü’ne bağlı çalışan sosyal çalışmacılar ve ilgili uzmanlar ile STK’lardan oluşan bir kurul tarafından belirli sürelerde yapılmalıdır.
* Kreşlerle ilgili yönetmelik ve esaslar net ve uluslararası standartlara uygun olmalı, kreş politikaları var olan iktidara göre şekillenmemelidir.
* Yerel yönetimlerin ve Kooperatiflerin kreş açabilmeleri için ilgili yasalarda gerekli değişiklikler yapılmalıdır. (Haber Merkezi)