İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınları, “Kayıplar bulunsun failler yargılansın” eyleminin 775. haftasını Koşuyolu Parkı Yaşam Hakkı Anıtı önünde gerçekleştirdi. Eyleme kayıp yakınları, siyasi parti ve sivil toplum örgütü temsilcileri ile hak savunucuları katıldı. Eylemde, gözaltında zorla kaybedilenlerin ve faili meçhul saldırı sonucu katledilenlerin fotoğrafları taşındı. Yine her hafta olduğu gibi çok sayıda çevik kuvvet ve sivil kolluk görevlileri alandaki yerini aldı. Bu hafta, Çukurca’da 29 Aralık 1984 tarihinde gözaltında zorla kaybedilen Mustafa Erdal’ın failleri soruldu.
Eylemde konuşan İHD Diyarbakır Şubesi Başkanı Ercan Yılmaz şunları söyledi: “Türkiye’de geçmişle yüzleşmenin gerçek anlamda sağlanabilmesi ve toplumsal barışın inşası için Cumhuriyetten bugüne yaşanan tüm yaşam hakkı ihlalleri ilgili adalet sisteminin oluşturulmasını talep ediyoruz.
Maraş Katliamı üzerinden 45 yıl geçti. Bu süreçte mahkeme kayıtlarına yansıyan itirafçı beyanları katliamın ne kadar sistematik, planlı bir şekilde yürütüldüğü ortaya çıktı. Cumhuriyetin kurucu kodlarıyla hareket eden devlet, Kürtler ve Alevilere karşı işlediği bu insanlığa karşı suçu aydınlatmadı. Bu katliamın siyasi sorumluları yargılanmadı. Hata bu dosyada sanık sıfatında olan kişiler mecliste parlamenter olarak görev yaptı. Türkiye’de toplumsal barışın konuşulmamasının sebebi bu anlayıştır. Türkiye’nin demokratikleşebilmesi için Kürt meselesiyle bağlantılı meseleleri çözmesi gerekiyor.
Buradan bir kez daha çağrıda bulunuyoruz: Türkiye’nin Kürt meselesini demokratik yol ve yöntemler ile çözerek, geçmişte yaşanan tüm bu insanlığa karşı suçlar ile yüzleşmeye davet ediyoruz.”
İHD Diyarbakır Şubesi Kayıp Ve Faili Meçhul Cinayetleri Araştırma Komisyonu Üyesi Avukat Berfin Elçi, gözaltında kaybettirilen Mustafa Erdal’ın hikayesini paylaştı. Elçi’nin paylaştığı hikaye şöyle: “Mustafa Erdal 1965 yılın da Hakkari’nin Çukurca ilçesi Narlı köyünde dünyaya geldi. Evli ve üç çocuk babasıydı. 29 Aralık 1984 tarihinde güvenlik güçleri tarafından Narlı Köyün’ de bulunan evine yapılan baskın sonucu gözaltına alındı. Gözaltına alındıktan 25 gün sonra Mustafa Erdal öldü denilerek ailesine cenazesini almaları için haberi verildi. Kendisini kayalıklardan aşağı attığı iddia edildi. Ancak Mustafa Erdal’ın cenazesi yüksekten atlayan birinin cenazesi gibi değildi. Ağır işkenceler görmüş, kolları iple bağlanmış, kafasına silah dipçiği ile vurulmuştu.
Kayıp Mustafa Erdal’ın ağabeyi Kemal Erdal olay ile ilgili şu beyanlarda bulunmuştur:
“29 Aralık 1984 tarihinde Çukurca Komando Taburu ve Çukurca İlçe Jandarma Karakolu’na bağlı askerler tarafından, Narlı köyünde bulunan kardeşim Mustafa’nın evine baskın düzenlendi. Baskında kardeşim Mustafa’yı yanlarına alıp götürdüler. Ailesi olarak sık sık, kardeşimin akıbetini sormaya gittik. Ancak her seferinde bize yakında serbest bırakılacak dediler. Gözaltına alındıktan 25 gün sonra bize gelip ‘cenazenizi alın’ dendi.
Yetkililerce bize, Mustafa’nın 85 metre yükseklikte bulunan kayalıklardan kendini attığı söylendi. Cenazemizi aldık. Köyde birçok insan onu, askerlerce iple bağlanıp, dağdan sürüklenir vaziyette getirilirken görmüştü. Kafasında çok sayıda silah dipçiği izi vardı. Kollarının bir sicimle bağlandığını gösteren ip ya da kablo izi mevcuttu. 85 metre yükseklikten atlayan ya da atılan bir ceset değildi. Ancak vücudunda işkence izleri mevcuttu.
Kardeşimle beraber Vahit Karabaş adlı bir köylümüz de gözaltına alınmıştı. Aslında bu kişi olayın tanığıdır. Ancak korktuğu için tanıklık yapmadı. İlçe Jandarma Karakol Komutanı Ramis Üsteğmen, Fahrettin Başçavuş ve Yatılı Bölge okulundaki Askeri birlik Komutanı Tümer Kılıç kardeşimin ölümünden sorumludur.
Ailesi olarak o dönem de korktuğumuz için dava açmadık. Askerler hakkında dava açmak, geride kalanlar için büyük risk taşıyordu ve sonuç alınamıyordu. Daha sonra yaptığımız başvuru talebimiz zaman aşımından kaynaklı reddedildi.”
Şimdi de gözaltında zorla kaybedilen Mustafa Erdal ve diğer tüm kayıp ve faili meçhul siyasi cinayetlere kurban gidenler için 1 dakikalık oturma eylemine geçiyoruz.”