Eylem öncesi, her hafta olduğu gibi çok sayıda çevik kuvvet ve sivil polis eylem alanında yerini aldı. Kayıp yakınları, sivil toplum örgütü temsilcileri ve hak savunucularının katıldığı eylemde, gözaltında zorla kaybedilenlerin ve faili meçhul saldırı sonucu katledilenlerin fotoğrafları taşındı. Bu hafta, Muş’un Konutbekler Beldesinde 5 Ağustos 1993 tarihinde evi basılarak katledilen 60 yaşındaki Muhyettin Taştekin’in failleri soruldu.
Eylemde konuşan İHD Diyarbakır Şube Başkanı Ercan Yılmaz şunları söyledi; “Kayıp mücadelesi, 27 Mayıs 1995 tarihinde Galatasaray Meydanı’nda başladı ve bugüne kadar devam ediyor. Yaklaşık 30 yıldır süren bu eyleme toplumun bütün kesimlerinden destek verildi. Cumartesi günleri alanlarda olduğumuzdan çok daha fazla insan destek veriyor. Siyasi iktidarlar bunu bilerek hareket etmeleri gerekiyor. Anayasa Mahkemesinin vermiş olduğu ihlal kararına rağmen, uzun bir süredir kayıp yakınlarının Galatasaray Meydanı’ndaki adalet arayışı engellenmek isteniyor. Bu uygulamadan vazgeçilmelidir. Siyasi iktidar, bazı dönemlerde kayıp yakınlarının acılarını paylaştıklarını, mücadelelerinin önemli olduğunu, geçmişle yüzleşme konusundaki söylemlerini hatırlatıyoruz. Kayıp yakınlarına vermiş olduğunuz sözlerinizi tutun, geçmişle yüzleşin, adaleti sağlayın.
Türkiye özelikle 2015 yılından bu yana içinde bulunduğu baskı ortamı nedeniyle her geçen gün, güvensiz bir ülke konumuna gelmektedir. Türkiye’de yaşayan yurttaşların hiçbiri şuan kendini güvende hissetmiyor. Burada yapılması gereken, daha çok demokrasi, daha çok insan hakları ve geçmişle yüzleşme sağlanmalıdır. Geçmişle yüzleşmeyi istememizin en önemli sebebi, gelecek kuşakların bu acıları yaşamamasıdır. Geçmişle yüzleşme, faili meçhul cinayetlerin ve gözaltında zorla kaybetmelerin araştırılmasıdır. Geçmişle yüzleşme, 12 Eylül döneminde Diyarbakır Hapishanesinde yaşanan insanlık dışı işkence ve kötü muamele ile yüzleşmektir. Geçmişle yüzleşme, Diyarbakır Hapishanesinin aslına uygun müze olması ile sağlanabilir.
Bunlara ilişkin bu alanlarda defalarca açıklamalarda bulunduk, bu mücadeleyi başarıya ulaşana kadar sürdüreceğimizi ve vazgeçmeyeceğimizi belirtiyoruz.”
Ardından İHD Diyarbakır Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Berfin Elçi ise, Muhyettin Taştekin’in katledilmesine dair hikayeyi paylaştı. Elçi, “Muhyettin Taştekin’in öldürülmesi olayına dair oğlu Nihat Taştekin şu beyanlarda bulunmuştur: ‘05/08/1993 günü akşam Saat 21.30’da, ellerinde uzun namlulu silahlarla köyümüze gelen 5-6 kişiden oluşan grup içerisinde bulunan bir kişi evimize girdi. Grup içerisindeki diğer kişiler bu sırada kapımızın önünde bekliyordu. Evimize giren bu kişi babam 60 yaşındaki Emekli imam Muhyettin Taştekin’i evden çıkarıp evimizin bahçesinde götürdü. Bu sırada babam dışında kimsenin dışarı çıkmasına izin verilmedi. Babamın evden dışarı çıkarılmasından kısa bir süre sonra çok sayıda silah sesi geldi. Silah sesinin kesilmesinden sonra dışarı çıktığımızda babamın bahçemiz içinde kanlar içinde yattığını, silahlı grubun ise Jandarma Alay Komutanlığı’na doğru kaçtıklarını gördüm. Evimiz Alay Komutanlığı’na arasındaki mesafe yaklaşık 800 metre civarındaydı. Bu olaydan önce babam sivil polisler tarafından takip ediliyordu. Babam, yaşadığımız çevrede tanınan, sözü geçen Kürt şahsiyetlerden biriydi. 1990 yılında Avrupa’ya gitmişti ve orada demokratik Kürt siyasetinde aktif rol alan biriydi. Öldürülmeden kısa bir süre önce Almanya ve Fransa’dan gitmişti. Köye döndükten bir ay sonra babam infaz edildi. Babamın sivil polisler tarafından izlendiğinde, babamla birlikteydik. Ve bir kez kendimde bu takibe tanık olmuştum.
Babam öldürüldükten 2 gün sonra TRT Televizyonu, babamın PKK tarafından infaz edildiği haberini yaptı. Daha sonrasında ise PKK yaptığı bir açıklamada olayla ilgilerinin olmadığını açıkladı. Babamın öldürülmesi akabinde sağlıklı bir yargılama süreci yaşanmadı." ifadelerinde bulundu. (İHA)