Boşanmak isteyen P.M.’yi koruma kararlarına rağmen darp edip, öldürme girişiminde bulunan A. M.’nin “Basit yaralama” suçundan yargılandığı dava ertelendi. P.M.’ye destek veren kadınlar, yetkililere “Cezasızlık politikalarından ve erkeklere cesaret olmaktan vazgeçin” diyerek seslendi
Diyarbakır'ın Silvan ilçesinde P.M. adlı kadının, boşanmak istediği A. M. tarafından darp edilmesine ilişkin açılan davanın duruşması Silvan Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Mezopotamya Ajans’ta yer alan habere göre P.M.’nin aldırdığı üç koruma kararını ihlal eden, bu süreçte dört ayrı tarihte şiddet uygulayan ve kadını ağır yaralayarak öldürmeye çalışan fail hakkında “Basit yaralama” suçundan dava açıldı. P.M., Rosa Kadın Derneği, Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) Diyarbakır Şubesi ve Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Merkezi’nin hazır bulunduğu duruşmaya fail katılmadı. Duruşmayı ayrıca Diyarbakır Şiddetle Mücadele Ağı bileşenleri de izledi. Kimlik tespitinin ardından başlayan duruşmada, sanığın adresinin tespit edilerek, duruşmada hazır bulunmasına karar veren mahkeme, bir sonraki duruşmayı 20 Ocak’a erteledi.
‘Mekanizmalar korumuyor’
Duruşma sonrası kadınlar, Silvan Kaymakamlığı önünde açıklama yaptı. Açıklamaya, Diyarbakır Şiddetle Mücadele Ağı bileşenleri TJA, Sosyalist Kadın Meclisleri (SKM), Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Meclisi’nin yanı sıra kadın hukukçular katıldı. Açıklamada konuşan Rosa Kadın Derneği Üyesi Avukat Elif Tirenç İpek Ulaş, Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekildiği süreçten bu yana yaşanan kadına yönelik şiddet ve katliamları hatırlatarak, kadınların bir çoğunun “koruma kararına” rağmen yaşamını yitirdiğini belirtti. Ulaş, “Bunlardan biri de evliliğinin başından bu yana her türden şiddete maruz kalan ve bu şiddetten kurtulmak maksadıyla yasal haklarını kullanarak boşanmaya çalışan P.M.’dir. Bugün P.M., erkek şiddeti ile yaşamdan koparılmasın diye bburadayız” dedi. P.M.’nin maruz kaldığı şiddetten kurtulmak için 6284 sayılı yasadan faydalanmaya çalıştığını belirten Ulaş, ancak korunmadığı için dozu sürekli artan şiddetlere maruz kaldığını dile getirdi.
‘Koruma kararı ihlal edildi’
Kadınların başvurduğu mekanizmaların etkisizliğine dikkati çeken Ulaş, P.M.’nin yaşadığı süreci şu şekilde anlattı:
“P.M. de maruz kaldığı şiddetten kurtulmak için defalarca mekanizmalara başvurdu ve 6284’ten faydalanmaya çalıştı. Ancak yasalar uygulanmadığı için P.M., bu şiddeti her gün daha fazla yaşamaya devam etti ve ediyor. P.M., fail A. M. ile şiddet dolu evliliğini bitirmek üzere boşanma davası açtığı günden bu yana 3 kez koruma kararı aldırdı. Koruma kararlarının etkin uygulanmamasından ve cezasızlık politikalarından cesaret alan fail, P.M.’yi bu süreçte dört ayrı tarihte darp etti, bu olayların birinde ağır yaralayarak öldürmeye çalıştı. P.M.’nin maruz kaldığı tehditlerin ise haddi hesabı yok. Koruma kararları M. tarafından 6 kez ihlal edilmesine ve defalarca kez şiddet suçunun tekrarlanmasına rağmen bugüne kadar M., sadece iki kez birkaç saatliğine gözaltına alındı. P.M.’nin her başvurusunda önüne bürokrasi ve prosedürler çıkarıldı. Yakın koruma talebi hem Silvan Kaymakamlığı hem de Diyarbakır Valiliğince reddedildi ve 'tehlikeyle karşılaşırsan bizi çağır denilerek' uygulanmaya çalışıldı.”
‘Faile ödül üstüne ödül’
- hakkında başlatılan iki soruşturma dosyasının takipsizlikle sonuçlandığını aktaran Ulaş, kovuşturma aşamasına geçen suçlardan ise kısa süreli ve ertelenen para cezaları aldığını söyledi. Ulaş, şöyle devam etti: “İhlal ettiği koruma kararlarından dolayı aldığı tazyik hapisler, tebligatlar yapılamadığı gerekçesi ile bugüne kadar bir kez dahi uygulanmadı. Devam eden davalarda ise tutuksuz yargılanma kararları verildi. M., bunlardan cesaret alarak tüm aile ve sosyal çevresini kuşatarak, P.M.’ye boşanmaktan vazgeçmesi için baskı uyguladı, tehdit etti hatta çocukları kaçırma yoluna dahi gitti. Fail, ne yaparsa yapsın korunacağını, hangi suçu işlerse işlesin başına bir şey gelmeyeceğini bildiği için şiddet faili olmaktan vazgeçmedi. Yasal koruma kararları ve başvurular karşısında pasif davranan devlet ve tüm resmi kurumlar tüm kadın katliamlarından sorumludur ve birinci derecede suçun failidir. Biz kadınlar, bir kişi daha eksilmemek için, arkadaşımız, yoldaşımız P.M.’nin sesi olabilmek için bugün burada toplandık ve M.’in karıştığı tüm kadına dönük şiddet suçlarının takipçisi olacağımızı, P.M.’nin ayağına taş değse M.’ten bileceğimizi ve hesap soracağımızı bildiriyoruz. Suçu önleme ve kovuşturma görevi olan tüm yetkililere sesleniyoruz, görevinizi yapın, sorumluluğunuzu yerine getirin ve koruma kararlarını etkin uygulayın, cezasızlık politikalarından ve erkeklere cesaret olmaktan vazgeçin.”