Diyarbakır’ın insanlık tarihi sessiz sedasız sulara gömüldü- I

Diyarbakır’ın Bismil ilçesi sınırında olan ve dünyanın en eski ibadet yerlerinden biri olan Göbekli Tepe’den bin yıl daha eski bir geçmişe sahip olan 12.450 ile 12.500 yılları arasına tarihlenen Körtik Tepe, bundan 5 yıl önce, ömrü sadece 50 yıl olacak Ilısu Barajı altında kaldı.

Ahmet Sünbül/YENİGÜN HABER – İnsanlığın ilk yerleşik hayata geçtiği yerlerin başında geldiği arkeologlarca kabul edilen Körtik Tepe’nin sular altında kalmaması için bilim insanlarının çağrısı toplumda, tarih ve kültüre önem veren sivil toplum kuruluşları, yerel yönetimler ve hükümetçe karşılık bulamadı ve Körtik Tepe, 2020 yılının başlarında sulara gömüldü.

Dicle Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Başkanı Prof. Vecihi Özkaya başkanlığında başlayan ve 18 yıl süren Körtik Tepe kazılarında insanlık tarihine yön verecek birbirinden değerli binlerce eser ortaya çıkarıldı. İnsanlık tarihine ışık tutacak verilere sahip olan ve Yakın Doğu'nun en eski yerleşim yeri olarak kabul edilen Körtik Tepe’den çıkarılan eserler günümüzde Diyarbakır Arkeoloji Müzesi’nde sergileniyor.

İnsanlığın en eski yerleşim yerlerinden

Ilısu Baraj Gölü Altında Kalacak Kültür Varlıklarının Kurtarılması Projesi kapsamında, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü işbirliğiyle, Diyarbakır Müze Müdürlüğü başkanlığında 2000 yılında Körtik Tepe'de yapılan kazı çalışmalarında kazılan her alanda ve ulaşılan her derinlikte kültürel katmanlar ve bu katmanların niteliğini ortaya koyan bulgulara yoğunluklu bir şekilde ulaşılması, höyüğün veri bakımından oldukça zengin ve kültür tarihi açısından önemini ortaya koyuyordu.

Kültürel açıdan birçok bölgeden ilerideydi

Yerleşimin karakterini belirleyen arkeolojik bulguların sağladığı veriler ve bunları destekleyen analizler, Yakındoğu coğrafyasında yerleşik düzene geçişin en erken yaşandığı bölgelerden birisinin, içinde Körtik Tepe’nin de bulunduğu Yukarı Dicle Vadisi olduğu gerçeğini ortaya koymuş, çağdaşlarına göre daha gelişkin bir kültürün geliştirildiğini de kanıtlıyordu.

Neolitik dönemin tüm aşamalarında insanlar yaşadı

2000’li yılında balatılan Körtik Tepe kazıları yaklaşık 0.5 hektarlık yayılım alanı ve çevresindeki arazi düzeyine göre yaklaşık 5 metrelik yüksekliği ile önemli bir yerleşimi temsil ediyordu. Bulguları ve bilimsel sonuçlarıyla Yukarı Mezopotamya'nın Akeramik Neolitik dönemine önemli yeni yaklaşımlar getiren Körtik Tepe, bölgede bilinen diğer çağdaş topluluklarla birlikte Neolitik dönemin tüm aşamalarını kapsayan bir süreç içinde kronolojik olarak Erken Dönemde yer alıyordu.

Arkeolojide önemli bir yere sahipti

Özellikle daha gelişkin bir kültürün temsilcisi olması itibarıyla Körtik Tepe, yerleşim ve barınma kaygısını aşmış toplulukların yaşadığı bir merkez olarak, bilinenin aksine, Yukarı Dicle Vadisi'nin bu bölgesinde söz konusu dönemde kültürel ve ticari ilişkilerin varlığını da ortaya koyduğu gibi, sanatsal anlamda Akeramik Neolitik yerleşimlerden beklenenin çok ötesinde gelişkin bir özelliğe sahipti.

Mezopotamya ve Yakın Doğu arkeolojisinde önemli bir konuma ve birikime sahip Körtik Tepe'de elde edilen veriler, hem Yukarı Mezopotamya'nın hem de Yakın Doğu'nun bazı bilinmezlerine yeni yaklaşımlar getirdi.

Yerleşik hayata geçişte Körtik Tepe

Körtik Tepe'de yapılan kazılarda genelde taş kültürünün gerektirdiği bulguların egemen olduğu gömülerde taş kaplar, taş boncuklar, taş ve kemik aletlerin yanı sıra çakmaktaşı, obsidyenden üretilmiş çeşitli aletler de bulundu.

Avcılık ve toplayıcılıkla uğraşan insanlığın yerleşik hayattan tarım hayatına geçişi temsil eden Körtik Tepe, elde edilen veriler değerlendirildiğinde, insanlığın tarıma geçiş öncesinde yaşadığı kültürü de yansıtmaktaydı.

500 kadar iskelete rastlandı

Yapılan kazılarda 500 kadar insan iskeletine rastlanırken, birbirinden eşsiz oyma ve işlenmiş taş eserler, avcılık aletlerinin yanı sıra insanların tarıma geçiş öncesinde yerleşik hayat sürdürürken oluşturduğu kültürün izlerine de rastlandı. Araştırmalarda, Körtik Tepe'de esas olarak iki yerleşim alanının varlığı olduğu tespit edildi. Bunlardan en erkeni, yontma taş ve sürtme taş endüstrisinin egemen olduğu Akeramik Neolitik; ikincisi ise Orta Çağ ve izleyen süreci ilgilendiriyordu. Höyüğün üst seviyelerinde yoğunlaşan Geç Dönem kalıntılarına karşın, Akeramik Neolitik dönemi ilgilendiren ve daha çok mezarlarla bağlantılı olan bulgular, özgünlükleri ve kültürel değerleri bakımından ayrı bir öneme sahipti.

İnsanlığın birden fazla evresi yaşandı

Kazılarda saptanan belirgin kerpiç katmanların yanı sıra gömütlerle bağlantılı yuvarlak tasarlı taş dokuların ortaya çıkarılması, yakın çevrede yaygın ve döneme özgü mimari yapılanmanın varlığını Körtik Tepe'de de ortaya koyuyordu. Akeramik Neolitik evrenin, gömü tarzı, gömü armağanları ve ölülere uygulanan geleneksel yöntemler esas alındığında, birden fazla evre halinde yaşandığı tespit edildi. Yapılan kazılarda insanlığın yerleştiği Körtik Tepe’de her evre bir öncekine oranla daha zengin bulgular içeriyordu.

Körtik Tepe her dönem insanlar tarafından kullanıldı

Arkeolojik çalışmalar sonrasında ortaya çıkarılan taş döşeli dairesel planlı ve taban altı gömülü konutlar, Körtik Tepe'nin sürekli insanlar tarafından yerleşim için kullanıldığını kanıtlıyordu. Bunların yanı sıra, Akeramik Neolitik döneme aitliği algılanan çakıl taşı döşeli ve yaklaşık 1.5 - 2 metre çapındaki oval tasarlı tabanların varlığı ve bitkisel kalıntılar, besin depolamanın yapıldığı konusunda önemli ipuçları sunmaktaydı.

Yukarı Dicle Vadisi bölgesinin en eski yerleşim yeriydi

Yukarı Mezopotamya'nın en erken yerleşimlerinin, besin üretimine bağlı kalmaksızın, sedenter karakter yansıtmaları gibi, Körtik Tepe’nin de olasılıkla aynı yerleşim özelliğine sahip olduğu; kalıntıların zenginliği, höyük yerleşiklerinin diğerlerine oranla daha gelişkin bir kültürü temsil ettiklerini ortaya koymaktaydı. Körtik Tepe'nin Yukarı Dicle Vadisi bölgesinde Neolitik yerleşimler arasında en eski yerleşim olduğu bilim insanlarınca kabul edildi.

Göbekli Tepe'den 1000 yıl daha eski

Urfa kent merkezinin yaklaşık 22 kilometre kuzeydoğusundaki Örencik köyü yakınlarında ortaya çıkarılan Göbekli Tepe'de yapılan kazılarda buranın tarihinin 11 bin 600 yıl öncesine dayandığı tespit edildi. Göbekli Tepe, UNESCO tarafından 2011 yılında Dünya Mirası Geçici Listesi'ne, 2018 tarihinde ise kalıcı listesine alındı. Oysa Göbekli Tepe'den daha eski bir tarihe sahip olan Körtik Tepe'nin ismi ise pek bilinmiyor.

50 yıl ömrü olan baraj sularına gömüldü

Körtik Tepe'de yapılan kazılarda ortaya çıkan bulgular, 12 bin 500 yıl öncesine dayanan yerleşim alanının aslında son derece gelişmiş bir üretim, ticaret ve yaşam merkezi olduğu ortaya çıktı. Göbekli Tepe'den 1000 yıl önce yaşamın olduğu ve insanların gerek dini inançları, gerekse sanat anlayışlarının çok üst düzeyde olduğu tespit edilen Körtik Tepe, tüm bilinmezlikleriyle birlikte, 2019 yılında su tutulmaya başlanan Ilısu Barajı'nın altında kaldı. (Sürecek)

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Diyarbakır Haberleri