Diyarbakır'ın Kayapınar ilçesindeki Mahabad Bulvarı (75 metrelik yol) üzerinde bir kafeteryanın uzun namlulu silahlarla taranarak müşteri olarak oturan Mervan Yalçın'ın öldürülmesi üzerine Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın soruşturmayı başlatmasının ardından Diyarbakır Emniyeti Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şubesi ekipleri geçtiğimiz yıl Nisan ayında operasyon başlattı.
41 SANIK GÖZALTINA ALINDI
Helikopter ve zırhlı araç desteğiyle eş zamanlı operasyonda çok sayıda tapu, çek, senet, para, silah ve suç delilleri ele geçirildi.
Polisten kaçmaya çalışan zanlılardan bazıları yatak odasında rulo halindeki halının içinde, bazıları helikopter destekli operasyonda açık arazide kovalamaca sonucu yakalandı.19'u tutuklu 41 sanık ile ilgili geçen cuma günü görülen 2. duruşmada ise dikkat çeken bir gelişme yaşandı.
Mahkeme heyeti, 19 aydan beri tutuklu yargılanan 19 sanıktan ‘Koyun’ soyadını taşımayan 5’i hakkında adli kontrol şartıyla tahliye kararı verdi.
Soyadı ‘Koyun’ olan 14 kişinin ise tutukluluk halinin devamı kararlaştırıldı. Birden fazla suç isnadıyla yargılanan ve Koyun ailesiyle aynı soyadı taşımayanların tahliye edilmesi, tek bir suç iddiasıyla yargılanan ve Koyun soyadını taşıyanlar hakkında tutukluluğa devam kararı verilmesi dikkat çekti.
Soruşturma aşamasında da soyadı ‘Koyun’ olmayanların büyük bölümü Sulh Ceza Hakimliğince serbest bırakılmış, ancak Koyun soyadını taşıyanlar tutuklanmıştı.
KORKU İMPARATORLUĞU KURDULAR
Diyarbakır Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamede, sanıkların fikir ve eylem birliği içinde silahlı illegal bir yapılanma içinde hareket ettikleri bildirildi.
Sanıkların genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması, mala zarar verme, kasten yaralama, tehdit ve cebir suçlarını işleyerek halk üzerinde korku, baskı panik ve infial ortamı oluşturdukları kaydedildi.
Bölgenin illegal hâkimiyetini ele geçirmeye çalışarak kentteki esnafları tehdit edip, zorda kalan ve bankalara borcundan dolayı nakit paraya sıkışanlara “ticaret yapma” adı altında belli bir faizle nakit verip tefecilik yaptıkları bildirildi.
Sanıkların, faizle para alan ve geri ödemekte zorlanan esnafları silahla tehdit ettikleri belirtilen iddianamede, halkın can güvenliğini tehlikeye attıkları, sınır illeri ve ilçelerinden temin ettikleri ruhsatsız silahlarla, belirlenen bir hiyerarşik yapı içinde hareket ettikleri ifade edildi. İddianamede muhbirlerin yaptıkları ihbar ve bilgilere de yer verildi.
ÖRGÜT İÇİNDE HİYERERŞİK YAPILANMA
Sözcü Gazetesi’nden Özgür Cebe’nin haberine göre, sanıkların çok sayıda gayrı meşru olaylara karıştıkları, sürekli silahlı gezdikleri, gerek Elazığ yolu Galericiler Sitesi civarında gerekse il genelinde ihtilafa düştükleri konularda şahıslara zor kullanarak tehdit ve baskı kurup, sorunlarını kendi çıkarları doğrultusunda çözüme kavuşturdukları vurgulandı.
İddianamede, sanıkların işledikleri suçlardan dolayı yakalanmaları halinde alakasız ve tutarsız ifadeler verdikleri, belli iş bölümü ve dayanışmayla mağdurlarla irtibata geçerek gerek üstü kapalı, gerekse açıkça tehditle mağdurları şikâyetlerinden vazgeçirdikleri kaydedildi.
Çetenin suç işlemeyi ve suça bulaşmayı alışkanlık haline getirdiklerine vurgu yapılan iddianamede, bu sayede haksız maddi çıkar sağladıkları kendi aralarında hiyerarşik yapılanma içinde suç işledikleri ifade edildi.
Suç örgütü üyelerinin örgüt lideri C. Koyun'un talimatlarına sıkı sıkıya bağlı oldukları, imam nikâhlı eşi S.E'nin evinde ele geçen 1 adet fişek üzerinde ‘C.Koyun için özel olarak üretilmiştir' ibaresinin yer aldığı da iddianamede yer aldı.
350 YILA KADAR HAPİS İSTEMİ
Sanıkların eylemlerini ruhsatsız silahlarla gerçekleştirdikleri ve ruhsatsız silah yakalattıkları da göz önüne alındığında operasyonda ele geçen silah, fişek ve şarjörlerin suç örgütüne ait olduğu ve örgüt faaliyeti kapsamında kullanılmak üzere potansiyel olarak sanıkların ev ve iş yerlerinde bulundurulduğu hususunda tereddüt bulunmadığı kaydedildi.
Sanıklar hakkında müebbet ve 350 yıla kadar hapis cezaları isteniyor. (Haber Merkezi)