Fettullah Çelik/YENİGÜN HABER – Eğitimciliği kadar Diyarbakır ile ilgili araştırmaları ile öne çıkan İbrahim Evirgen, insanlık tarihi kadar eski bir kent olan Diyarbakır’ın basın tarihinin bir buçuk asır öncelerine dayandığını söyledi.
Diyarbakır’ın eşsiz tarihi dokusu, camileri, kiliseleri, hanları, hamamları ve turistik mekânlarıyla bir dünya kenti olduğunu belirten Evirgen, “UNESCO Dünya Kültür Miras listesine alınan Diyarbakır Surları ve Hevsel bahçeleri ile adeta açık hava müzesi olan kadim bir kenttir. Birçok medeniyete beşiklik etmiş ve her gelen uygarlık, asırlardır ayakta kalan çok değerli tarihi eserleri gelecek nesillere miras olarak bırakmıştır. Gerçekten Diyarbakır, dünyada benzeri çok az bulunan kitâbeleri kabartma resim ve simgelerle süslü muazzam surları ile kadim bir şehirdir” ifadelerini kullandı.
Diyarbakır’ın 156 yıllık basın tarihi var
İnsanlık tarihi kadar eski bir kent olan bu kadim şehrin basın tarihinin de oldukça eski olduğunu belirten Eğitimci ve araştırmacı yazar İbrahim Evirgen, şunları söyledi:
“Diyarbakır’ın basın tarihi bir buçuk asır öncelerine dayanır. Kitle iletişim araçları arasında en eski geçmişi olan yazılı basındır. Yani gazetelerdir. Gazete her çeşit haberi topluma ulaştıran, bunu yaparken de kamuoyu oluşturarak toplumu aydınlatan ve kimi zaman yönlendiren, aydınlatan bir yayın organıdır.
Diyarbakır’da 3 Ağustos 1869 tarihinde Resmi Vilayet gazetesi olarak yayınlanan Diyarbekir Gazetesi Anadolu’da çıkan ilk gazetelerden biridir.
Bu gazete 1931 yılında Tahsin Cahit Çubukçu ve Zekai Arman’a satılarak özelleştirildi. 15 Kasım 1937 günü kente gelen Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Halkevi salonunda halka hitap ederken, “20 sene sonra tekrar Diyarbakır’da bulunuyorum” demesi üzerine ertesi gün hem gazetenin, hem de kentin adı değiştirilerek Diyarbakır oldu. Tam 94 yıl aralıksız yayın hayatını sürdüren bu gazete ne yazık ki, 2 Eylül 1963 günü çıkan son sayısıyla, yayın hayatına son verdi.
Bu hesaba göre Diyarbakır basını 156 yaşında…
Bir buçuk asırdan beri kadim kentimizde yayın hayatını sürdüren birçok gazete ve dergi çıkarıldı. Bunların bir kısmı çeşitli nedenlerden dolayı kapandı. Ancak Diyarbakır’da yayın hayatını sürdüren şu anda sekiz adet yerel gazete ve arada bir yayınlanan, birkaç tane de dergi var.
Diyarbekir gazetesinden sonra Diyarbakır’ın ilk özel gazetesi olan Peyman Gazetesi 1909 yılında çıkmaya başlamıştır.
Peyman gazetesini 1910 yılında Dicle Gazetesi, 1913’te Mücahid Gazetesi ve Diyarbekirʹde Dicle Gazetesi takip etmiştir.
Cumhuriyet dönemine gelindiğinde Diyarbakır gazeteciliğinde yeni gazetelerin çıkmaya başlandığı görülmektedir. 1925 yılında Yeni Dicle gazetesi, 1927 yılında Halk Sesi Gazetesi ve 1936 yılında Yeni Yurt gazetesi bu dönemde çıkan, müstakil gazetelerdir.
Diyarbakır’da çıkan ve daha sonra kapanan gazetelerin ilk yayınlandıkları tarih ve isimlerini sayarsak :
Peyman 1909, Dicle 1910, Mücahid 1913, Halk Sesi 1927, Küçük Mecmua 1922, Şark Postası 1951, Sesleniş 1953, Yeni Dicle 1953, Ümmid 1953, Kelek 1953, Yeni Yurt 1953, Şark Spor 1954, Demokrat Şark 1954, Gökalp 1954, Demokrat Kale 1955, Gayret 1957, Ziya Gökalp 1957, İleri Yurt 1958, Müstakil Diyarbakır Sesi 1960, Diyarbakır Sesi, 1960, Güneydoğu 1962, Şehir 1962, Zaman 1962, Yankı 1962, Dilek 1962, Ufuk 1967, Diyarbakır Sesi 1968, Senin Sesin 1970, Milli Hakimiyet 1970, İletişim 1996, Festival 1995, Demokrat Haber 2008 ve Güncel 2011…
Yayın hayatı sona eren bu gazeteler dışında Anadolu’da çok kaliteli gazeteler çıkmaktadır.
Özellikle son yıllarda bilgisayarın matbaalara girmesinden sonra, dört renkli ve ofset baskılı gazeteler çıkmaya başladı.
Günümüzde Diyarbakır’da yayın hayatını başarıyla sürdüren sekiz adet gazete var. Bunların isimleri ve ilk yayınlandıkları tarih şöyle:
Tigris Gazetesi (1953-Yeni Yurt Gazetesi/2014 yılından itibaren adını aldı)
Mücadele Gazetesi 1962
Öz Diyarbakır Gazetesi 1984
Diyarbakır Söz Gazetesi 1991
Olay Gazetesi 2001
Güneydoğu Ekspres Gazetesi 2003
Yenigün Gazetesi 2005
Özgür Haber Gazetesi 2012
Gazetelerin içerikleri; yani, haberler, yorumlar, köşe yazıları, yazı dizileri, fotoğraflar, çizgi, grafik, sayfa tasarımı gazetelerin önemli unsurlarıdır.
Gerçekten son yıllarda gazetecilikte oldukça büyük mesafeler alındı. Ulaşım ve iletişimde yeniliklerin, teknolojideki hızlı değişimin medyaya yansıması, basın ve yayın araçlarında bilgisayar çağına girilmesi, gazetelerin çok daha güzel ve dolu dolu yayınlanmasına yol açtı.
Ancak ne yazık ki, yine de gazete satışlarında pek bir artış olmadı.
Maalesef, son 10 yılda gazetelerin tirajı yüzde 60’lara düştü
Vatandaş, televizyon okuyor, gazeteleri ise, uzaktan seyrediyor.
En önemli gelişmelerden birisi ise ulusal gazetelerin günlük ortalama toplam tirajının 2 milyonun altına inmesi oldu. 145 ulusal gazetenin günlük ortalama tiraj toplamı 1 milyon 990 bin oldu. Bu sayı 2015 yılında 4 milyon idi. Tabii ulusal gazetelerde olduğu gibi yerel gazetelerde de satışlar oldukça azaldı.
Sonuç olarak, Diyarbakır, Türk Basın tarihi açısından önemli bir konumda bulunmaktadır. Bunda Diyarbakır gazetesi gibi Türkiye’nin ilk gazetelerinden birinin yayınlanmış olmasının, Osmanlıca, Türkçe, Arapça, Kürtçe, Ermenice ve Süryanice gibi farklı dillerde gazete ve dergilerin bulunmasının payı büyüktür.
Diyarbakır’daki matbaalarda Diyarbakır gazetelerinin yanı sıra civar illerdeki gazete ve dergilerin hazırlanması ve basımı da gerçekleşmiştir.
Bu gelişmeler ışığında 1963 yılına kadar toplamda 24 gazete ve 22 derginin yayınlandığı Diyarbakır’da Demokrat Parti döneminde basın hayatının çok canlı olduğunu söylemek mümkündür. Ayrıca Türkiye’de basın hayatı hemen her dönemde olduğu gibi politik dalgalanmalardan fazlasıyla etkilendiği için, bu dönemde Diyarbakır basını da buna bir örnek oluşturmuştur.”
‘Diyarbakır’da Basın Müzesinin olmayışı büyük bir eksiklik’
Yazılı medyanın kentlerin, ülkelerin kısacası dünyanın tarihi olduğunu ve geleceğe bırakılan en önemli eser olduğunu belirten Evirgen, “Diyarbakır; yazılı medyanın en önemli merkezlerinden biridir. Bir asır önce de böyleydi, bugün de böyle. Böylesine önemli bir kentin basın tarihini, kentin hafızasını gelecek kuşaklara aktaracak, ne yazık ki, bir Basın Müzesi yok…
Eskiden “gazetecilik” derdik. Ya da kısaca “Basın”…Son yıllarda adı Medya’ya dönüştü.
Basın müzesinin olmayışı gerçekten, kadim kentimiz için büyük bir eksiklik. Böylesine önemli bir metropol kentte mutlaka bir Basın Müzesi’nin olması lazım. Aslında geç bile kalındı. Kentin hafızasının gelecek kuşaklara aktarılması açısından da önemli olan Basın Müzesi’nin bir an önce hayata geçirilmesi gerekir diye düşünüyorum.
Kültür-sanat etkinliklerinin adresi olacaktır
Çünkü kadim kentimizde açılacak bir Basın Müzesi, müzecilik açısından taşıdığı önemli görevinin yanı sıra, kültür ve sanat etkinlikleri yönünden de bir takım işlevlerin adresi olacaktır. Konferans, panel, gibi toplantılarla, çeşitli sanat çalışmaları ve değişik seminerler düzenlenmesi Basın Müzesi`nin faaliyetleri arasındadır.
Basın Müzesi`nin salonlarında basın teknolojisinin başlangıçtan bu yana geçirdiği evrim izlenebilir. Taş baskı örnekleri, düz baskı makinesi, rotatif, tipo entertip, prova tezgahları, giyotin, pedallar, eski daktilolar, teleksler, telefotolar arasında nostaljik bir gezi yapılabilir.
Dolayısıyla kadim kentimize kazandırılacak bir Basın Müzesi’nin geçmişten günümüze geçirdiği evreler, görsel ve işitsel aktivitelerle anlatılarak, nostaljik bir seyahat yapılabilir” dedi.
“Gençlerimize bırakacağımız bir kültür mirası olacak”
Ayrıca, müzede, basın ve yayın tarihinin gelişiminin değişik maketlerle de anlatılabileceğini belirten Evirgen, son olarak şunları söyledi:
“1729’da İbrahim Müteferrika tarafından kurulan matbaanın birebir modeli, bu matbaada basılan bazı örnek eserlerle birlikte Basın Müzesinde sergilenebilir. Türk basın hayatında iz bırakan önemli gazetecilerin yağlıboya portreleri de müzede sergilenen eserler arasında yer alabilir. Bu ve buna benzer birçok aktiviteler, açılacak müzede gerçekleştirilebilir.
Sonuç olarak birçok işlevi yerine getireceğine inandığımız böylesine önemli bir müzenin kadim kentimizde hizmet vermesi ve bir an önce açılması gereklidir diye düşünüyorum. Çünkü açılacak bu müze yarınımızın teminatı olan gençlerimize bırakacağımız bir kültür mirası olacaktır.”