Bilge BAĞCİ/YENİGÜN HABER – Diyarbakır Kültür Varlıklarını Koruma Derneği (DKVD), Diyarbakır’ın meşhur yemeklerinden meftunenin hikayesini paylaştı.
İşte İçinde zengin ve yoksulun aşkının da ön planda olduğu DKVD’nin paylaşımıyla meftunenin hikayesi:
‘Meftune' Arapça (*) bir kelimedir ve sebzelerle yapılan sulu yemek anlamına gelmektedir. Yörenin düğün ve ağır konuk yemeği, aynı zamanda güveçle nöbetleşe olarak Kurban Bayramı yemeğidir. Pek çok sebzeden hazırlanmakta, buna karşılık patlıcan ve kabak meftuneleri en sevilenleridir.
Bir gün bir beyzade gönlünü yoksul ama güzel bir kıza kaptırır. Delikanlı derdini annesine açar, ama annesi kızın yoksulluğunu öne sürerek, onu bu sevdadan vazgeçirmeye çalışır. Ancak durum delikanlının annesinin bildiği gibi değildir, kızı görmeye razı olur.
Saray geleneğine bağlı olan anne, kızı küçük düşürüp oğlunu vazgeçirmek niyetiyle kadın akrabalarını toplar, baskın yapar gibi kızın ailesinin evine gider. Kadın kendisini tanıttıktan sonra kız onları içeri alır. Kadın kızın babasının evini gözden geçirir, aşırı bir yokluk sezer.
Bunu fırsat bilerek sözü yeme içmeye getirir, oğlunun boğazına düşkün, yemek konusunda titiz birisi olduğunu söyleyerek, kızın hünerini görmek için kıza, kendilerine ne yemek ikram edeceğini sorar. Kızın babası da annesi de evde yoktur.
Ev tam takır ama kızın basının evinin önünde küçük bir bostanı vardır. Güzel olduğu kadar zeki de olan kız, bostana giderek topladığı sebzeleri bir güzel pişirerek, misafirlerin önüne koyar.
Vakit öğlene gelmektedir zaten acıkmış olan misafirlerin yemeğin lezzeti karşısında ağızları açık kalır. Delikanlının annesi yediği bu nefis yemeğin adını sorar, ama yemek o güne kadar bilinip yapılan geleneksel bir yemek değil, kızın kendi zekası ve hüneriyle o an için bahçeden topladıklarıyla uydurduğu bir şeydir. Bu yüzden zeki kız düşünmeden kendi adını söyler: Meftune. İşte o günden sonra Diyarbakır mutfağındaki bu lezzetli yemeğin adı meftune olarak anılır.
(*) Gönül vermiş, tutulmuş, hayran olmuş anlamlarına gelmektedir.