Dicle Üniversitesi yerleşkesinden bulunan, Dicle Nehri'nden çekilen su ile hayat bulan ve avcı baskısının az olduğu Kabaklı Göleti', leylek, balıkçıl, düdükçün, toygar, güvercin, saka, tahtalı, kızılbacak ve uzunbacak gibi kuş türlerine ev sahipliği yapıyor. Güvenlik nedeniyle avcıların giremediği 425 bin metreküp yüzey alanına sahip ve yer yer 6 metre derinliğe ulaşan gölet, yıl içerisinde 150 farklı kuş türünü içinde barındırıyor. Bu özelliğiyle kuş cennetini de andıran gölet, aynı zamanda kuş gözlemcilerinin de uğrak mekanı oldu. Dicle Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölüm Başkanı ve kuş bilimci Prof. Dr. Ahmet Kılıç, göletin biyolojik çeşitlilik açısından çok büyük bir öneme sahip olduğunu vurgulayarak, gölete yakın yerlerdeki yapılaşmaya dikkati çekti.
'YÜZLERCE TÜRÜ GÖRME ŞANSIMIZ VAR'
Prof. Dr. Kılıç, üniversite yerleşkesi içerisinde olduğu için göletin canlılar için korunma alanı olarak da adlandırılabileceğini belirterek, "Üniversitemiz, korunma çalışmalarını hep sürdürmüştür. Burası, üniversitemize kuş cenneti özelliği kazandırmıştır. 150'den fazla kuş türünü yıl içinde görme şansımız var. Burası aynı zamanda Hevsel Bahçeleri'ne de çok yakın. Diyarbakır'ın kenar semti olarak görülür. Burada yıl içinde yüzlerce türü görme şansımız var. Balıktan, memeli hayvanlardan yana zengin.
Yalnız son dönemlerde maalesef iskan izinlerinin alınmasından dolayı Kabaklı Göleti'ne yakın yerlerde yerleşim alanları oluşturulmaya başlandı. Tabii bu yaban hayatı özelliği gösteren Kabaklı Göleti için bir tehdit oluşturuyor. Eğer bu yapılaşma, göletin kenarlarına kadar gelecek olursa pek çok türü artık göremeyeceğiz. Bu kuş cennetini kaybetmiş olacağız. Yerleşim yerlerinin buralardan uzak olması, çok büyük bir öneme sahiptir. O yüzden doğaseverlerden, valiliğimizden, belediye başkanlığımızdan ve diğer sivil toplum kuruluşlarından destek bekliyoruz" dedi.
'KORUMAK İÇİN EL BİRLİĞİNE İHTİYACIMIZ VAR'
Tedbir alınması gerektiğine dikkati çeken Prof. Dr. Kılıç, "Yerleşim yerlerinin Kabaklı Göleti'ne fazla yaklaşmaması lazım. Aksi takdirde bu kuş cennetini kaybederiz. Bunlar, bize emanet. Kuğuları, kazları, çok farklı ördekleri, kıyı kuşlarını burada görebiliyoruz. Bunların torunlarımız tarafından da görülmesi, gösterilecek hassasiyete bağlıdır. Korumak için de el birliğine ihtiyacımız var. Diğer yerlerde avcı baskısı dolayısıyla yaşayamayan türlerimiz buraya sığınıyor. Bu yüzden bu gölet, çok büyük bir öneme sahiptir. 150'ye yakın türü, yıl içinde rahatlıkla görebiliyoruz. Çok nadide türleri ve rastlantısal türleri de katacak olursak, sayı 200'e kadar ulaşabiliyor. Çünkü diğer yerlerde avcı ve insan baskısı var. Kabaklı Göleti'nde bu durum, biraz daha iyi. Fakat yapılaşma önümüzdeki en büyük sorun olarak görüyor. Önümüzdeki yıllarda bu tehdit daha da büyüyecek olursa, maalesef bu kuş cennetini kaybetmeyle yüz yüze kalacağız" diye konuştu.