Diyarbakır'da yıkılan okullar yapılmayınca ders saatlerinin süresi düşürüldü

Eğitim-Sen Diyarbakır Şubeleri, kentte özellikle yıkılan okulların yeniden yapılmamasından kaynaklı artan sınıf mevcutlarına ve tedbirsiz olarak açılan...
Eğitim-Sen Diyarbakır Şubeleri, kentte özellikle yıkılan okulların yeniden yapılmamasından kaynaklı artan sınıf mevcutlarına ve tedbirsiz olarak açılan okullara vurgu yaparak ders saatlerinin 30 dakikaya düşürülmesini talep etti. Açıklamadan saatler sonra İl Milli Eğitim Müdürlüğü ders saatlerinin 30 dakikaya düşürüldüğünü açıkladı.

YENİGÜN HABER – Pandemi nedeniyle 1.5 yıllık aranın ardından 6 Eylül’de başlayan 2021-22 eğitim-öğretim yılı Diyarbakır’da tartışmaları da beraberinde getirdi.

Diyarbakır Milli Eğitim Müdürlüğü verilerine göre, kentte 456 bin 847 öğrenci, 16 bin 251 derslik bulunuyor. Geçtiğimiz yıl yaşanan Elazığ depreminin ardından kullanılamaz raporu verilen 14 okul için yıkım kararı verilirken; bunlardan 9’u yıkıldı.

Eğitim-Sen Diyarbakır 1 ve 2 Nolu Şubeleri tarafından bugün eğitimde yaşanan sorunlarla ilgili basın açıklaması yapıldı.  Açıklamada kentte onarımı tamamlanmadığı için Ziya Gökalp lisesine taşınan Selahaddin Eyyubi Anadolu lisesinin dışında 10 okulun öğrencilerinin başka okullara nakledildiği belirtildi. Eğitim-Sen, bunun sınıf mevcutlarında artışa neden olduğu, ders saatlerinin 30 dakikaya düşürülmesi için İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile görüştüklerini açıkladı.

Yıkılan okullar yapılmayınca ders saat süresi düşürüldü

Dün akşam saatlerinde ise eğitimle ilgili sivil toplum örgütleri ile İl Milli Eğitim Müdürlüğü arasında yapılan görüşmeler sonucu 8 Eylül’den itibaren yık-yap ve güçlendirme kapsamında ikili eğitim yapılan okulların tamamında ders saati süresinin 40’dan 30’a düşürüldüğü, teneffüslerin 10, öğle arası dinlenme süresinin de 40 dakika olarak belirlendiği; 30 dakika ders uygulamasının ikili eğitim yapılan tüm ilk, orta ve liseleri kapsaması beklendiği ifade edildi.

Eğitim-Sen tarafından  akşam saatlerinde Diyarbakır Ziya Gökalp Anadolu Lisesi önünde yapılan basın açıklamasında, pandemi sürecinde uzaktan eğitimde yaşanan aksaklıklardan dolayı okul terklerinin arttığı, bu durumun erken yaşta evlilik ve çocuk işçiliğini tetiklediğine vurgu yapıldı.

Eğitim-Sen tarafından yapılan basın açıklamasında, 2021/22 yılı yeni eğitim öğretim yılının pandemi süreci ile ilgili kaygılar, aşı ve test tartışmaları, LGS, YKS sınav sonuçlarında istedikleri okullara yerleşemeyen öğrenciler kalabalık sınıflar, öğretmen açıkları, anadilinde eğitim sorunları ve daha bir çok sorunun gölgesinde 6 Eylül itibariyle  tam zamanlı yüz yüze olarak başladığı belirtildi.

Pandeminin başladığı günden bugüne dünyanın birçok ülkesinde sağlık ile birlikte eğitim sorunları öncelikli olarak ele alınmış, eğitimin salgından en az etkilenmesi için tedbirler alındığı ve çok sayıda ülke okulları açık tutabilmek için büyük çaba sarf edildiği belirtilerek, şu ifadeler kullanıldı:

Öğrenciler ve veliler kendi kaderlerine terk edilmiştir

“Dünya da eğitim ile ilgili genel durum böyle iken ülkemizde pandeminin başlamasıyla birlikte yaşanan ölümler ve vaka sayıları gerekçe gösterilerek okullar süresiz kapatılmış, eğitimciler, öğrenciler ve veliler kendi kaderlerine terk edilmiştir.

Kapatılan okullarla birlikte, uzaktan eğitime erişemeyen, internet tablet bilgisayar vesair olanaklarından yoksun 6 milyon öğrenci eğitim öğretim kaybı yaşamıştır.

Okul terki, erken yaşta evlilik ve çocuk işçiliği arttı

Bu süre içinde okul terki oranları ciddi anlamda artmış, çocuk işçiliği ve çocuk yaşta evlenme oranlarınında  yükseldiği görülmüştür. Anadilinde eğitim göremeyen çocuklarda eğitim dilinden uzaklaşmaya bağlı olarak öğrenme kaybı oluşmuş, çocukların genelinde zihinsel sağlık ve sosyal açıdan stres ve kaygı halinin artmasına neden olmuştur.

Kovit-19 salgını etkisini sürdürürken yeni eğitim yılının tam zamanlı yüz yüze eğitime açılması kararının öğrencilerin ve eğitim emekçilerinin sağlık ve güvenliğini riske atmadan uygulanabilmesi için ciddi ve kapsayıcı tedbirlerin alınması gerektiğini her fırsatta ifade etmemize ve uyarmamıza rağmen maalesef var olan durum bunun tam aksi bir tabloyu göstermektedir.”

Açıklamanın devamında başta bölge olmak üzere okulların açılma süresince gerekli hazırlıkların yapılmadığı belirtilerek, “Okullarda sınıf mevcutlarının seyreltilmesi, ek dersliklerin yapılması, ihtiyaca yönelik kadrolu öğretmen atamasının yapılması, taşımalı sisteme son verilip bir an önce tüm köy okullarının eğitime açılması, okulların hijyen koşullarını sağlayacak ek yardımcı personelin güvenceli olarak işe alınması, tüm merkezî okullarda sağlık odalarının kurulması ve sağlık personelinin atanması, pansiyonlu okullarda ne gibi tedbirlerin alındığının kamuoyuyla paylaşılması ve daha bir çok somut tedbirin alınarak eğitime başlanması gerektiği taleplerimiz göz ardı edilmiştir” denildi.

“Yıkılan okulların eğitim öğretime açılacağı belirsizdir”

Diyarbakır’da tedbirler alınmadığı gibi gelinen noktada kentte okullarda yıkım, tadilat fiziki alt yapı onarımı vesair gerekçelerle taşınmalardan kaynaklı  yaşanan kaos ortamında öğrenci, öğretmen ve velilerin eğitime başladığı belirtilen açıklamada şöyle denildi:

“Mevcut öğrenci sayıları binleri, öğretmen sayıları yüzleri bulan okulların nakilleri büyük panik, kaygı ve belirsizliği de beraberinde getirmiştir.

Bugün temsili olarak önünde basın açıklaması yaptığımız Ziya Gökalp lisesine taşınan Selahaddin Eyyubi Anadolu lisesinin dışında

Hüseyin Uluğ Celal Güzel ses e

Seyran tepe ilkokulu Yolaltı ilk okuluna

Seyran tepe orta okulu Güner Ekinciye

Nuriye Çelebi Hürriyet ilkokuluna

Mehmet Akif Ersoy 15 Temmuz Anadolu lisesine

Vali Ünal Erkan ilkokulu Yahya Kemal Beyatlı ilkokulna

Koşuyolu Meslek Teknik Lisesi Fatih lisesine

Halide Edip Adıvar Namık Kemal Lisesine

Kız Meslek Lisesi Bağlar Anadolu lisesine

Kız imam hatip lisesi Yeniköy Anadolu llisesine taşınmıştır.

Bunların dışında geçen yıldan bu yana yıkım kararı alınarak yıkılmış ve ikinci döneme kadar yıkılacak 14 okuldan 5’inin yapılmamak üzere yıkıldığı geri kalan 9 okulunda hangi tarihlerde bitirilip eğitim öğretime açılacağı belirsizdir.

‘Tek sorumlu Milli Eğitim Bakanlığı ve İl Milli Eğitim Müdürlüğüdür’

Öğrenci öğretmen ve velilerimizin fiziki, sağlık ve psikolojik olarak yaşadığı mağduriyetin  tek sorumlusu Milli Eğitim Bakanlığı ve İl Milli Eğitim Müdürlüğüdür Toplum sağlını tehdit  eden konularda eğitim  bileşenlerinin sağlık hakkını yaşam hakkını ve eğitim hakkını savunması gereken devlet ve Milli  Eğitim Bakanlığı,   maalesef eğitim politika ve uygulamaları ile sorumluluğunu  yerine  getirememekte eğitim sürecini yürütememektedir.

Amed Eğitimsen olarak, bu koşullar altında başka okullarda eğitime devam etmek zorunda kalan öğrenci öğretmen ve verilerimizin kaygılarının bir an önce giderilmesi için İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün gerekli açıklamaları yapması, okul tadilatlarının neden bu tarihte yapıldığını, ne zaman biteceği ile ilgili net tarihler vererek, pandeminin etkileri bu kadar yoğun yaşanırken kentte yaşanan akıl dışı uygulamalara cevap olması konusunda çağrıda bulunuyoruz. Ve sorumluluğunu yerine getirmesi gerektiğini hatırlatıyoruz

Ders saati 30 dakikaya düşürülsün

Durum içinden çıkılmaz bir halde iken kalabalık sınıflar, okullar bulaş riskini artıran alanlara dönüşmüşken bir diğer sorun ise öğrenci öğretmen ve velilerimizin fikri alınmadan ders sürelerinin 40 dakikaya uzatılması meselesidir. Talebimiz en yakın zamanda millî eğitimin hem anasınıfı hem de diğer sınıfların ders sürelerini pandemi koşullarını gözeterek tekrar 30 dakika olarak düzenlemesidir. Bugün İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile yaptığımız görüşmede ders saatlerinin birleştirilen okullarda 30 dakikaya düşürüleceği ifade edilmiştir. Ancak bu durum pandemi koşullarında mevcudu 5 bini aşan okullarda sınıf mevcutlarının 50-60 öğrenciyi geçtiği gerçekliğini değiştirmemektedir.

“TTB ve SES’in raporları referans alınsın”

Pandemi sürecinde yaşamını yitiren tüm eğitim emekçilerini saygıyla anarak, bugün gelinen aşamada bizler yaşam hakkını savunan yerden, Tabipler Birliği ve SES sendikasının çalışmalarını raporlarını değerlendirmelerini referans alarak tüm eğitim emekçilerinin toplumsal sorumluluk gereği aşılanmasından yana olduğumuzun altını çizerek ,  bu yönlü çalışmalar ve politikalar yürütmekteyiz. Ancak aşı olmak istemeyen  pcr  testi yaptırmak istemeyen eğitim emekçilerinin zorunlu olarak hafta da iki gün pcr  testi yaptırmak üzere bulaş riskinin en yoğun olduğu alanlara, hastanelere göndermelerini, kişi hak ve özgürlüğüne müdahale olarak görüyor ve bu tür dayatmalara karsı olduğumuzu da  belirtmek istiyoruz. Konunun özneleriyle birlikte hareket edilmesini, toplumsal kabul ve ikna yöntemlerinin denenerek aşılanmanın tüm   eğitim emekçi ve öğrencilerine  uygulanması içinde üzerimize düşen tüm sorumluluğu yerine getirmeye hazır olduğumuzu buradan tüm halkımıza duyuruyoruz.

Bizler  Amed Eğitim-Sen şubeleri olarak pandemi süresince yaşanan tüm gelişmeleri kamuoyuyla paylaşacağımızı, eğitimin devlet eliyle kamusal, parasız, herkesin eşit bir şekilde ulaşabileceği, nitelikli ve anadilinde eğitimin hakkının mücadelesini vereceğimizi sizlere tekrardan duyuruyoruz.” (Haber Merkezi)

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Diyarbakır Haberleri