Dr. Ecer, güneşin zararlı etkilerinin büyük ölçüde ultraviyole (UV) ışınlarından kaynaklandığını belirterek, “UV ışınları dalga boylarına göre üçe ayrılır. UVC, ozon tabakası tarafından emildiğinden yeryüzüne ulaşamazken, UVB ve UVA yeryüzüne ulaşan ışınlardır. UVB camdan geçemezken, UVA camdan geçebilir ve her ikisi de deri kanseri ve yaşlanmada önemli roller oynar,” dedi.
Uzman, UV ışınlarının cildimizde neden olabileceği başlıca sorunları şu şekilde sıraladı:
Güneş Yanığı: Uzun süreli ve aşırı güneş maruziyeti sonucu oluşan bu durum, ciltte kızarıklık, yanma hissi ve su toplaması ile kendini gösterir.
Deri Kanseri: Son yıllarda artış gösteren deri kanserleri, güneşe kontrolsüz maruz kalma nedeniyle risk altında. Özellikle çocukluk döneminde çok fazla güneşe maruz kalmak, deri kanseri gelişiminde önemli bir faktör.
Cilt Yaşlanması: Güneşin neden olduğu fotoyaşlanma, deride kırışıklıklar, lekeler ve damar genişlemesi gibi sorunlara yol açabilir.
Cilt Lekeleri: Güneşe maruziyet, pigmentasyon değişikliklerine ve kahverengi lekelere neden olabilir.
Güneşten Korunma Yöntemleri
Bölgemizde güneşin yoğun olarak hissedildiğini ve bu nedenle cilt sağlığına dikkat edilmesi gerektiğini vurgulayan Dr. Ecer, güneşten korunma önlemlerini şöyle sıraladı:
Gölge Alanları Tercih Edin: UVB ışınlarının en yoğun olduğu 10:00-16:00 saatleri arasında dışarıda bulunmaktan kaçının. Gölge alanlar tercih edilmeli, ancak gölgenin tek başına yeterli koruma sağlamadığı unutulmamalıdır.
Kıyafet Seçimi: Sıkı dokunmuş pamuklu giysiler tercih edilmeli, şapka ve güneş gözlüğü kullanılmalıdır. Şapkanın baş, kulaklar ve enseyi tamamen kapatmasına dikkat edilmelidir.
Güneş Kremi Kullanımı: Dışarı çıkmadan en az 30 dakika önce koruyucu güneş kremleri uygulanmalı ve her 3-4 saatte bir yenilenmelidir. Güneş kreminin hem UVB hem de UVA’ya karşı koruyucu olmasına özen gösterilmelidir.
Son olarak, Dr. Ecer, güneş kremlerinin tek başına tam koruma sağlamadığını vurgulayarak, fiziksel koruma önlemlerinin mutlaka alınması ve güneşte geçirilen sürenin mümkün olduğunca kısaltılması gerektiğini belirtti.