Diyarbakır’da kayıp yakınları, 1992 yılında Kulp’ta öldürülen Narin Otel’in sahibi Vahid Narin’in akıbetini sordu.
Kayıp yakınları ve İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi, “Kayıplar bulunsun, failler yargılansın” eyleminin 712’nci haftasında, Diyarbakır’ın Bağlar ilçesinde bulunan Koşuyolu Parkı'ndaki Yaşam Hakkı Anıtı önünde bir araya geldi. Kayıp yakınlarının eylemine, Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu’na (KESK) bağlı sendikaların Diyarbakır şube yöneticileri de katıldı.
İHD Diyarbakır Şube Sekreteri Yakup Güven, Kürtlerin politik talepleri nedeniyle katledildiklerini, faillerin bulunması için etkin bir soruşturmanın yürütülmediğini, kayıp yakınlarının bunun için yüzlerce haftadır eylemde olduğunu belirterek, geçen yıllara rağmen özür dileyen bir devletin olmadığını dile getirdi.
Geçen hafta Lice’de karakoldan atılan havan mermisiyle katledilen Ceylan Önkol’ün ölüm yıldönümü olduğunu hatırlatan Güven, dosya hakkında daimi arama kararı verildiğini ve faillerin cezalandırılmadığını hatırlattı. Güven, failler bulununcaya kadar eylemlerini sürdüreceklerini söyledi.
‘HER YIL FELAKETİ YAŞIYORUZ’
Diyarbakır Kulp ilçesinde bulunan bir otelde 2 Ekim 1992’de askerler tarafından katledilen Vahid Narin’in hikayesi okundu. Narin’in kızı İkram Narin, “30 yıl oldu, Kulp’ta büyük bir felaket oldu. Bu felaket içinde babam katledildi. Babam bir esnaftı. Barışçıl ve yurtsever bir insandı. Halkına bağlı bir insandı. Bu felaketi her yıl yaşıyoruz. 30 yıl oldu, acısı hala geçmedi. Hiçbir şekilde davamızdan vazgeçmedik. Somut deliler olmasına rağmen bir sonuç alamadık. Hiçbir şekilde katiller bulunamadı, yargıya teslim edilmedi” ifadelerini kullandı.
Narin’in öldürülme hikayesini okuyan İHD Diyarbakır Şubesi Kayıp Komisyonu Üyesi Derya Yıldırım, olay tarihinde çıkan çatışmada 3 askerin öldüğünü ve ilçe merkezinin ablukaya alındığını belirterek, akşamın karanlığında evlerin, iş yerlerinin top ve roketlerle vurulduğunu söyledi. İş yerleri yakılıp yıkılırken ilçede sokağa çıkma yasağı ilan edildiğini kaydeden Yıldırım, ilçenin dünya ile bağlantısının kesildiğini, saldırının 4 gün boyunca sürdüğünü vurguladı.
OTELİNİN ARKASINDA GÖTÜRÜLEREK VURULDU
Narin Otel’de genellikle öğretmen, memur ve asker ailelerinin kaldığını söyleyen Yıldırım, o gün yaşananları şöyle anlattı: “O gün otelde kalanlar korku dolu gözlerle otelin camlarından çatışmayı izler, kurşunların camlara isabet etmesiyle oteldeki herkes bodrum katına sığınır. Otel sahibi olan Vahit Narin sık sık otel müşterilerini sakinleştirmeye çalışır. Çatışma günü saat 14.00 civarında Narin Otel’in bodrum katına üç uzman çavuş tekmeyle kapıyı kırarak girer. Askerler bodrumda bulunan otel müşterilerini lobiye çıkartıp ardından sırtlarına dipçikler vurarak herkesi yüzüstü yere yatırır. Yüzüstü yatanlardan biri uzman çavuşa ‘Ben de asker çocuğuyum neden böyle yapıyorsunuz?’ diye sorunca, uzman çavuş, ‘PKK’liler buradan ateş etti bize’ der, yerde yüzüstü yatan asker çocuğu ‘Hepimiz buraya sığındık, kimse buradan ateş etmedi’ cevabını verir. Otelde Vahit Narin ve müşterilerle beraber Narin’in oğlu ve akrabaları da bulunmaktaydı. Daha sonra askerlerden biri ‘Narin hanginiz?’ deyince, yüz üstü yatırılanlar arasında ‘Benim’ diyen Vahit Narin askerler tarafından lobinin arka tarafına götürülür ve o an iki el silah sesi duyulur. Vahit Narin iki uzman çavuş tarafından katledilir. Otelde bulunulanlar karakola götürülür. Otelin deposunda bulunan ipekböceği kozaları askerler tarafından bütün odalara dağıtılır ve kozalar ateşe verilir. Vahit Narin’in cansız bedeninin içinde bulunduğu otel yakılır.”
ZAMAN AŞIMINA BİR GÜN KALA TUTUKLAMA
Ailenin şikayetine rağmen bir gelişmenin olmadığını belirten Yıldırım, davanın taşındığı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) Türkiye’yi mahkum ettiğini söyledi. Yıldırım, Narin dosyasında zaman aşımına bir gün kala beklenmedik bir gelişmenin yaşandığını ifade ederek, bir kolluk görevlisi hakkında işlem başlatıldığını ve tutuklandığını kaydetti.
Hikayenin okunmasının ardından oturma eylemi gerçekleştirildi. (Haber Merkezi)