Diyarbakır’ın Hantepe Köyünde eşi Süreyya B’yi pompalı tüfekle öldüren, baldızı ile yeğenini yaraladığı için indirimsiz ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılan Mehmet B, eşinin kendisini aldattığı iddiasıyla haksız tahrik indiriminden yararlanabilmek için İstinaf Mahkemesine başvurdu.
Sanığın psikolojik rahatsızlığı olduğunu belirtmesine karşı sevk edildiği ATK’dan alınan raporda, akıl ve ruh sağlığının yerinde olduğuna dikkat çeken Mahkeme, eşinin kendisini aldattığı iddiasını destekleyecek hiçbir delil bunmadığını vurguladı.
EVE 7/24 KAYIT ALAN KAMERA TAKTIRDI
Dinlenen tanık ifadelerine göre, Süreyya B’nin, boşanmak istediği, ancak eşinin ölüm tehditleri nedeniyle buna cesaret edemediği, gördüğü şiddet nedeniyle yaşı küçük 2 çocuğuyla Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı bünyesindeki Şiddet Önleme ve izleme Merkezine sığındığı, ancak eşinin kendisini buradan ikna edip çıkardığını belirtti.
Mahkeme, kadının gördüğü şiddet nedeniyle eve ancak 7/24 kayıt alma özelliğine sahip kamera yerleştirilmesi halinde eve gelme şartıyla döndüğü, sanığın da bunu kabul ederek eşini eve dönmeye ikna ettiğine dikkat çekti.
EVDEKİLERE POMPALI TÜFEKLE ATEŞ AÇTI
Olay günü evde eşi ve baldızının temizlik yaptığı sırada sanık MehmetB’nin, önce kayıt alan kameranın fişini çektiği, ardından eşi ve çocuklarına küfür ve hakaretlerde bulunduktan sonra pompalı tüfekle eşinin kafasına doğru ateş ettiği, ardından baldızını, kendi çocukları Ömer, Azat, Enes, Mehmet Bozan B. ile yeğenleri Ebubekir ile Nesihat B’yi yaraladığı ifade edildi.
ALDATMA İDDİASI SUÇTAN KURTULMAYA YÖNELİK
Sözcü Gazetesi'nde yer alan habere göre, Mahkeme sanığın aldatma iddialarının soyut olduğunu, bunu destekleyecek bir delil dosyaya sunamadığı için bu savunmasının haksız tahrik indiriminden yararlanmaya yönelik olduğundan itibar edilemeyeceğini kaydetti.
Mahkeme, Süreyya B’nin öldürülmeden 24 gün önce eşi tarafından yaralandığı için kadın sığınma evine yerleştiği, can güvenliği olmadığına dair koruma istediği, buna rağmen 24 gün sonra öldürülmüş olması ve teslim olmayıp kaçması da dikkate alındığında, hakkında haksız tahrik indirimini düzenleyen 29. Madde ile iyi hal indirimini içeren 62. Maddenin uygulanamayacağını, yerel mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, delillerin hukuka uygun elde edildiğini, vicdanî kanının dosyadaki delillerle uyumlu olarak kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığını ve hukuka aykırılık bulunmadığını ifade etti.
Kararda bir isabetsizlik görülmediğinden sanığın başvurusunun esastan reddiyle birlikte dosyanın kesin ve nihai karar verilmek üzere Yargıtay 1. Ceza Dairesi'ne gönderilmesine karar verdi.