Diyarbakır’da 77 kişinin öldüğü apartmanla ilgili yeni gelişme

Diyarbakır’da 6 Şubat depreminde 77 kişinin öldüğü Serin-2 apartmanıyla ilgili kolon kestikleri, dükkan ve asma katlarda kirişlere ve zemine müdahale ettikleri iddiasıyla haklarında soruşturma yürütülen 10 şüpheliye delil yetersizliğinden takipsizlik verildi.

Diyarbakır’da 6 Şubat depreminde 77 kişinin öldüğü Serin-2 apartmanıyla ilgili kolon kestikleri, dükkan ve asma katlarda kirişlere ve zemine müdahale ettikleri iddiasıyla haklarında soruşturma yürütülen biri özel banka şubesi olmak üzere esnaflık yapan 10 kişi hakkında bilirkişi raporuna dayanarak delil yetersizliğinden takipsizlik kararı verildi. Takipsizlik kararı verilenler arasında binanın geçmiş yıllarda hayatını kaybeden müteahhidi de bulunuyor. Aynı binanın fenni sorumluları Ekrem B., Hüseyin B.; statik proje sorumlusu Cihan U., inşaat mühendisi Nasır Ç., hakkında ise taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olmaktan dava açıldı.

Sözcü Gazetesi’nden Özgür Cebe’nin haberine göre, Diyarbakır’ın Bağlar İlçesi Tesisler Kavşağı'ndaki Serin-2 apartmanının yıkılarak 77 kişinin hayatını kaybetmesiyle ilgili Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı Deprem Suçları Soruşturma Bürosu'nca yürütülen soruşturma tamamlandı. Aralarında geçmiş yıllarda hayatını kaybettiği belirlenen binanın müteahhidi Halit Serin ile özel bir banka şubesi ile güzellik merkezi, kuaför ve gelinlikçi dükkanı olarak faaliyet yürütülen toplam 10 kişi hakkında delil yetersizliğinden takipsizlik kararı verildi.

BİLİRKİŞİ KUSUR ATFETMEDİ
Takipsizlik kararında, 77 kişinin hayatını kaybetmesi üzerine mağdurların ve yakınlarını kaybedenlerin kolon kesildiği ve binanın iskelet statik yapısına müdahale edildiği, alan genişletmek için zemin ve kirişlerin tıraşlandığı iddiaları üzerine soruşturmaya başlandığı belirtildi. Bahse konu işyerleri sahipleri hakkında gözaltı ve adli kontrol kararı verildiği ve soruşturma kapsamında alınan ifadelerinde kesinlikle kolon kesmediklerini, kiriş tıraşlaması yapmadıkları ve binanın taşıyıcı sistemine hiçbir şekilde zarar vermediklerini belirtmeleri üzerine bilirkişi raporu aldırıldığı ifade edildi.

İzmir 9 Eylül Üniversitesi'nden aldırılan bilirkişi raporunda da şüphelilere bir kusur atfedilmediği, soyut iddialar dışında bir delil elde edilemediği ve somut bir iddianın da bulunmadığına dikkat çekildi. Yine şüpheliler arasında yer alan ve binanın müteahhidi olduğu tespit edilen Halit Serin’in de 2006 yılında hayatını kaybetmiş olması nedeniyle hakkında takipsizlik kararı verildiği vurgulandı.

DÖRT KİŞİYE DAVA AÇILDI
Aynı binanın fenni sorumluları Ekrem B., Hüseyin B.; statik proje sorumlusu Cihan U., inşaat mühendisi Nasır Ç., hakkında ise taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olmaktan dava açıldı. İddianamede, 4 sanığın her ne kadar ortaya çıkan sonucun gerçekleşmemiş olmasını istememiş olsalar da, sonucu öngörmüş olmalarına rağmen standartların dışında bina inşa edilmesine kolaylık sağladıkları için 77 kişinin ölümünden, 29 kişinin de yaralanmasından sorumlu oldukları ifade edildi.

İddianamede binanın ana caddeden daha düşük bir kod farkı olması nedeniyle ön cephesinin dükkan+7 kat, arka cephesinin ise düşük kod farkından dolayı 2+1+7 ve dükkan içindeki asma kat ile birlikte 10 kat olarak inşa edildiği, bodrumların depo olarak kullanıldığı ifade edildi. İzmir 9 Eylül Üniversitesi'nden alınan bilirkişi raporunda, binaya ait yapı kullanım izin belgesi olmadığı, kayıtlara göre A-B-C olmak üzere üç blok göründüğü, ancak C blok’un olmadığı, C blok görünen alanın A ve B arasındaki iki bloğa bitişik olarak inşa edilmiş bodrum dahil 4 katlı dükkan olduğu vurgulandı. İşyeri metrekare fiyatı konut fiyatlarına göre daha yüksek olduğu için dükkan olan alanın projede C blok olarak gösterildiği belirlendi.

BETON UYGUN DEĞİL
Karot örneklerinin incelenmesiyle betonun deprem sarsıntılarına karşı basınç dayanım mukavemetinin BS-16 standartlarında zayıf olduğu bildirilirken, binanın toptan olarak göçmesindeki başlıca nedenin zemin özellikleriyle ilgili olmadığına işaret edildi. Beton numunelerinde olması gerekenden çok daha iri ve büyük taşlar, çakıl parçaları tespit edildiği vurgulanan iddianamede, kullanılan betonun 10 katlı bir bina için gerekli standartlarda olmadığı ifade edildi.

Yüksek oranda karışım suyu kullanılan çakıl ve çimento hamuru arasında yetersiz bir aderans sağlandığı, bu durumunda betonun mukavemetini zayıflattığı, deprem anında betonun donatı ile birlikte çalışmasını engellediği kaydedildi. Enkazdaki beton yuvalarının kolaylıkla el ve bilek gücüyle sökülebildiği, beton parçalarının düz donatılardan kolayca sıyrıldığı, betonun yüksek su içeriğinden kaynaklı boşluklar tespit edildiği vurgulandı. Karot örneklerinde ayrıca kil topraklarına rastlanıldığı, TS706 standartlarına göre kil topağının yüksek olmamasına dikkat çekildi. Kil gibi maddelerin deprem anında dayanım gücünü zayıflattığı belirtildi.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Diyarbakır Haberleri