Diyarbakır'da konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Diyarbakır ekonomisiyle, kültür ve sanatıyla, altyapısıyla yoluna kararlı bir şekilde devam ettiğini belirterek, “Artık Diyarbakır huzurun şehridir” dedi. HDP’yi eleştiren Erdoğan, Selahattin Demirtaş için, "Kürtlükle alakası var mı? Yok. Bu adam Kürt değil" ifadelerini kullanarak, “Diyarbakır’a göz dikenin iflah olmayacağı açıktır” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Diyarbakır’da yapımı tamamlanan diğer projelerin toplu açılış törenine katılmak üzere Diyarbakır'a geldi.
Toplu açılış töreni olarak düzenlenecek miting öncesi polislerin kapattığı caddede başka illerden gelen çok sayıda kişi de katıldı.
İstasyon Meydanı'nda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bartın'ın Amasra ilçesindeki maden faciasıyla ilgili, "Şehitlerimizin aileleri bize emanettir, emanete sahip çıkacağız. Kusuru olanlar tespit edilirse her türlü işlemi yapacağız" dedi.
"Bugüne kadar Diyarbakır'ı ben böyle görmemiştim" diyen Erdoğan, "Diyarbakır bugün bir başka. Güzel de bir pankart açmışlar: 'Reis paradan altı sıfırı sen attın. 2023’te altı sıfırı da biz atacağız.' Kürtleri masanıza meze etmeyeceğiz.' Biz Türküyle, Kürdüyle, Lazıyla, Çerkesiyle ne diyoruz? Yaradılanı yaradandan ötürü severiz. Ayrım yok. Öyleyse hep beraber... Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız. Bizi bölenlere de fırsat vermeyeceğiz. Bir dönem kucaklaşmamızı engellemek için her yolu denediler. Bilmiyorlar ki kalpten kalbe giden görünmeyen yollar vardır" ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasında öne çıkanlar şöyle,
Avrupa'dan ABD'den beslenen zehirli köklerini coğrafyamızın kalbine bir bıçak gibi saplamaya çalışanlara eyvallah etmedik. Kardeşlerim Diyarbakır Anneleri'ni Batı'nın şempanzelerine bırakmadık. Nerede bu Batı'nın insan hakları savunucuları? Nerede bunlar? Bir kere gelip de Diyarbakır Anneleri'ni gelip ziyaret ettiler mi? Gördüler mi? Onlar sadece sahne artisti. Diyarbakır'daki kardeşlerim bunlara yüz vermediler. Peyderpey evlatları da dönüp geldi. Milletimizle aramızda nifak sokmak için her yolu deneyenlerin kirli yüzlerini tek tek ortaya çıkardık.
Diyarbakır'ın rengi baskı, zulüm, acı değildir. İstihdam eden fabrikalardır. Her bir insanıyla Diyarbakır'ı gönülden seviyoruz. Kardeşlerim, Hz. Ömer'in fethinden beri, 1383 yıldır her şeyiyle bizim olan, bizim medeniyetimizin şehri olan Diyarbakır'a göz dikenin iflah olmayacağı açıktır. Ah, şu Diyarbakır surlarının dili olsa da konuşsa. Şu Dicle Nehri'nin dili olsa da konuşsa, ah şu ecdat yadigarı mezar taşlarının dili olsa da konuşsa... Konuşsa da bir yandan mirasçısı olduğumuz medeniyetin ihtişamını anlatsa, diğer yandan daha düne kadar bu coğrafyanın tarihiyle, kültürüyle, sanayisiyle, ticaretiyle, en önemlisi insanıyla en seçkin şehri olan Diyarbakır'ın kolunu, kanadını kıranların ihanetini anlatsa. Ağızlarından demokratik siyaset lafını eksik etmeyenlerin, emperyalistlerin nasıl kucağından inmediklerini anlatsa. Sürekli Kürt lafı ederek Kürtleri sömürenlerin, sizlerin evlatlarının canı üzerinden kendilerine ultra lüks hayat kuranların riyakarlıklarını anlatsa. Bunların adı Kürt, kendilerinin Kürtlükle alakası yok. Kürt kardeşlerime en büyük zulmü yapanlar bunlar. Kandil'e benim Kürt kardeşlerimi kaçıran, onlara zulmeden, her türlü tacizi yapan bunlar değil mi? Yedi ay sonra yapılacak seçimde bunlara hesap sormaya var mıyız? Yasin Börü evladımızı Diyarbakır caddesinde şehit eden alçaklar bunlar değil mi? Ah ah... İşte bunun hesabını Diyarbakırlı kardeşlerim Allah'ın izniyle soracaklar.
Diyarbakır'ın yaşadığı karanlık günler de geride kalmıştır. Şu anda Edirne Cezaevi'nde olan zatın Kürtlükle alakası var mı? Yok. Bu adam Kürt değil. Ama Kürt kardeşlerimi sömürüyor. Bunun hesabını benim Kürt kardeşlerim sormayacak mı? Soracak. Yine bir eş başkanları var. Kürt mü? Değil. Ama benim Kürt kardeşlerimi sömürüyor. Diyarbakır ekonomisiyle, kültür ve sanatıyla, altyapısıyla yoluna kararlı bir şekilde devam etmektedir. Artık Diyarbakır huzurun şehridir.
Türkiye'yi büyütüyoruz derken; işiyle aşıyla küresel krizler karşısındaki duruşuyla her şeyi ile büyütüyoruz. Kardeşlerim biz bugüne kadar Diyarbakır'ı 57 milyar TL'lik kamu yatırımıyla her alanda geliştirmenin gayreti içinde olduk. Diyarbakır'ı kenarda bırakmadık. Batı'ya neyse Güneydoğu'ya da onu yaptık. Bu şehrin her karış toprağına alın terimizle, bu şehrin insanlarının her birinin hayatına gönül bağı ile dokunduk. Eski stadın yerine millet bahçesi yapıyoruz. Kayapınar Şehir Hastanemizi de hızla yenileyerek sizlerin hizmetine sunacağız.
Son ziyaretimde Diyarbakır Cezaevi'ni boşaltma ve kültür merkezi yapma sözünü vermiştim. Sözümüzü tuttuk. Bugün itibariyle Diyarbakır Cezaevi, Adalet Bakanlığımızdan Kültür ve Turizm Bakanlığı'na devredilmiştir. Geçmişte nice acılara, zulümlere konu olan Diyarbakır Cezaevi binası artık hem hafıza, hem de farklı alanlarda faaliyet yürütme imkanı sağlayan bir eser olarak hizmet verecektir. Şimdiden Diyarbakırımıza hayırlı olmasını diliyorum. Diyarbakır Cezaevi müze oluyor. Kütüphanesiyle, sanat, gösteri alanlarıyla artık bu cezaevi ortadan kalkıyor. Elbette ki Diyarbakır'ın bu güzel tablosundan rahatsız olanlar da var. Adeta kahroluyorlar. Rahatsızlıklarının bir sebebi de bunların gerçek yüzlerini sizlerle paylaşıyor olmam.
İşte şimdi son tartışmaları görüyorsunuz. Kürt kardeşlerimi bir avuç sapkının oyuncağı haline getirmek isteyenlerin, sizin iradenizi nasıl istismar ettiğini görüyorsunuz. HDP denen parti görünümlü emperyalist operasyon aygıtı, sadece 50 bin vatandaşımızın canına mal olan terör örgütünün payandası değildir. Bu fitne yuvası, tüm sapkınların aktörü durumundadır. Biliyorsunuz CHP, kurduğu altılı masaya çantada keklik olarak gördüğü bunları almaya tenezzül dahi etmemiş, masanın altında onları tutma yoluna gitmiştir. Bunlar da masa altında kalmış olmanın mahcubiyetiyle gidip, İstanbul'da adı sanı duyulmayan bir grup marjinal partiyle güya ittifak kurmuşlar. İttifak kurdukları parti tabelalı örgütlerin söylemlerinin ne sizlerle ne de bu ülkenin vatanına, milletine, değerlerine bağlı herhangi bir vatandaşıyla en ufak bir ilgisi yoktur.