YENİGÜN HABER – CHP Diyarbakır merkez Yenişehir İlçe Başkanı Şeyhmus Dağhan, Kayapınar İlçe Başkanı Hamza Dengiz ve Sur İlçe Başkanı Erdem Ünal, son günlerde tartışma yaratan "Kürt halkı yoktur" minvalindeki söylemlere karşı sert bir protesto metni yayımladı. İlçe başkanları, bu tür ifadelerin demokratik bir Türkiye vizyonuyla bağdaşmadığını belirtti.
"Milyonlarca yurttaşın onuru hedef alınıyor"
Ortak açıklamada, Dikbayır’ın sözlerinin sadece siyasi bir hata değil, aynı zamanda toplumsal bir yarılma sebebi olduğu ifade edildi. Kürt halkının varlığını inkar etmenin milyonlarca insanın kimliğini ve onurunu yok saymak olduğu belirtilen metinde, "Kürtler; dili, kültürü ve bin yıllık tarihiyle bu ülkenin eşit ve kurucu parçasıdır. Bu gerçeği inkar etmek, toplumsal barışın temeline dinamit koymaktır" denildi.
İnkâr siyasetinin acı reçetesi hatırlatıldı
Haberde, Türkiye’nin geçmişte benzer inkar politikaları nedeniyle büyük acılar çektiğine ve derin yaralar aldığına dikkat çekildi. İlçe başkanları, ayrımcı ve dışlayıcı dilin "tehlikeli" sonuçlar doğurabileceği uyarısında bulunarak şu ifadeleri kullandı:
“Bugün hâlâ 1990’ların inkar dilini sürdürmek, Türkiye’nin demokratik geleceğine ihanet etmektir. Hiç kimsenin milyonlarca insanın kimliğini tartışmaya açma haddi de hakkı da yoktur.”
CHP Genel Merkezi’ne "Sessiz kalmayın" çağrısı
Açıklamanın en dikkat çekici bölümlerinden biri ise CHP üst yönetimine yapılan doğrudan çağrı oldu. CHP’nin çoğulcu demokrasi ve eşit yurttaşlık iddiasını hatırlatan başkanlar, partinin bu söylemler karşısında net bir duruş sergilemesi gerektiğini savundu. Açıklamada, "Bu tür söylemler karşısında sessiz kalmak, sorunun bir parçası haline gelmektir. Partimiz, kuruluş ilkeleri gereği bu dışlayıcı dile karşı en sert ve gecikmeksizin tavrı almalıdır" vurgusu yapıldı.
"Mücadelemiz eşitlik ve adalet için"
Diyarbakır’ın üç merkez ilçe başkanı, her türlü inkar ve asimilasyon söylemine karşı durmaya devam edeceklerini belirterek açıklamalarını şu sözlerle noktaladı: "Bizler; inkarın değil yüzleşmenin, adaletin ve eşitliğin yanındayız. Kürt halkının onurunu ve tarihsel varlığını savunmak, sadece bir siyasi görev değil, demokratik bir zorunluluktur."