Hasta ve infazı yakılan tutuklular için Adalet Nöbeti tutmayı sürdüren aileler, hükümete “Yeter artık ciğerimiz yanıyor, sesimizi duyun” diye seslendi.
Tutuklu yakınlarının, hasta ve infaz süreleri dolmasına rağmen tahliye edilmeyen tutukluların serbest bırakılmaları için sürdürdüğü Adalet Nöbeti, 89'uncu gününe girdi. Diyarbakır Barosu Hizmet Binası’nda devam eden eylemdeki ailelere, Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Amed Şubeler Platformu üyeleri destek ziyaretinde bulundu.
Ziyaret esnasında konuşan Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) Diyarbakır 1 Nolu Şube Eşbaşkanı Emine Akşahin, Türkiye’nin birçok kentinde “adalet” talebiyle süren eylemlere her dair destek içerisinde olduklarını söyleyerek,“Bu bizim de mücadelemiz” dedi.
‘ANNELERİN GÜCÜNE İNANIYORUZ’
Akşahin, “Annelerin gücüyle, ülkenin her tarafında iktidarın kendi eliyle öldürdüğü adaleti yeniden tesis edileceğine ve barışın sağlanacağına inanıyoruz. Umarım yakın zamanda herkesin ortak istediği arzuladığı barışı görebiliriz. Bunu ortak mücadeleyle gerçekleştirebileceğimize inanıyoruz, yanınızdayız” diye konuştu.
KESK olarak her Cumartesi günü anneleri ziyaret etme kararı aldıklarını söyleyen Amed Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Siraç Çelik de şunları ifade etti:“Sadece burada değil, her yerde bugün kirli bir savaş söz konusu. Bu savaş bitmediği sürece refah da huzur da sağlanamayacak. Her yerde adalet talebini dile getiren annelerimiz var. Annelerimiz yalnız olmadıklarını bilsinler. Kalbimiz her zaman annelerimizle atıyor.”
'CİĞERİMİZ YANIYOR'
Tutuklu yakınlarından Reşahat Ada ise yapılan bu ziyaretten son derece memnun olduklarını dile getirdi. Adalet için başlattıkları nöbette 3 ayı geride bırakmak üzere olduklarını belirten Ada, 10 yıl dahi sürse sonuç alıncaya kadar eylemlerini sürdüreceklerini vurguladı. Disiplin cezası verilmesi nedeniyle bir aydır tutuklu olan kardeşinin görüşüne gidememelerinden yakınan Ada, “Artık tahammülümüz kalmadı. Adalet Bakanı’na, Cumhurbaşkanı’na sesleniyorum; çocuklarımız için adaleti sağlasınlar. Annelerimizden Hasina, sürekli ağladığı için gözlerinden ameliyat edildi. Teyzem Fevziye’nin de üzüntüden kalp pili bitti. O da şuan ameliyatlı bir şekilde evde oturuyor. Yeter artık ciğerimiz yanıyor. Gelsinler (hükümete) onlara anlatalım. Bizi duysunlar” dedi.
‘DOĞRU DÜZGÜN YEMEK DAHİ VERİLMİYOR’
Tutuklu yakınlarından İnci Güler, cezaevlerindeki yakınlarını her görmeye gittiklerinde üzerindeki baskının daha da arttırıldığına tanık olduklarını anlattı. “Hastalıklarını bir tarafa atalım, bugün çocuklarımızı aç bırakıyorlar. Bugün onlara doğru düzgün yemek vermiyorlar. Burada oturmamamızdan bu yana baskıları arttırdılar” diyen Güler, dünyanın hiç bir yerinde böylesi uygulamaların görülmediğini kaydetti.
‘BİZE UMUT VERENLER HİÇBİR ŞEY YAPMADI’
Güler, devamında “Bugün cezaevinde 30 yılı biten çocuklarımızın arkasında anneleri kalmadı, babaları kalmadı, yaşı büyük olan ablalarımızın ömrü yetmedi. Onların hepsi onları görme umuduyla yaşama gözlerini kapattı. Kendi aileme bir ben bir de kız kardeşim kaldı. Bizim de gözümüz tutuklu kardeşimizin serbest bırakılmasındaydı. Kardeşim de hasta her onu görmeye gittiğimde içim daha da yanıyor. Keyifli gidiyorum ama haftalar geçtikçe içim eriyor. Ankara'ya kadar gittik. Bize öyle bir umut verdiler ki… Bize; ‘Talebiniz talebimizdir, söylemleriniz söylemlerimizdir’ dediler. Ama hiçbir şey yapmadılar. Kendi kanunlarını bile uygulamadılar. Çocuklarımıza resmen ‘sizi öldüreceğiz’ deniyor. Bizi de çocuklarımızla öldürüyorlar" sözleriyle seslendi. (MA)