Diyarbakır’da hamallık yaparak geçimini sağlayan 56 yaşındaki Ahmet Önder 28 yıldır kimliksiz yaşıyor. Resmiyette o herhangi bir ülkenin vatandaşı değil. Başka bir tabirle o “vatansız” biri. Mağduriyetimden dolayı eşinin kendisini terk ettiğini belirten Önder, “Hiç bir şey yapamıyorum, hiçbir yere gidemiyorum. Bir yere gitmeye utanıyorum. Eğer kimliğimi alamazsam son çare intihar edeceğim. Ne yapayım başka da çarem yok. Devlet sesimi duymuyor” dedi
Ahmet Önder 1986 yılında 20 yaşındayken askere gidiyor. Henüz 6 günlük askerken hamile eşine bakacak kimse olmadığı için birliğinden firar edip asker kaçağı oluyor. Ardından İçişleri Bakanlığına bağlı Göç İdaresi tarafından kimliği alınıyor. Vatandaşlıktan çıkarılarak vatansız belgesi veriliyor.
“Varla yok arasındayım”
Önder şöyle anlatıyor: “Firar ettikten 8 yıl sonra akrabalarımın karıştığı bir kavgaya dahil oldum. Mahkemeye çıktığımda vatandaşlıktan çıkarıldığımı öğrendim. Öncesinde bilmiyordum. O an başımdan kaynar sular döküldü sandım. Varla yok arasındayım. Beni ölü biri yaptılar. Her şeyden mahrumum. Hangi devlet işine başvurduysam kapılar yüzüme kapandı. Kızım Adana’da hastaydı, doğum yapacaktı beni otobüse almadılar. Bir uçağa bile binemiyorum. Bir oğlum 4 yıldır cevaevinde 4 ay daha yatacak. Burnumun dibinde fakat bu belgelerle oğlumu göremiyorum.” Vatandaşlıktan çıkarıldıktan sonra Ahmet Önder’in hayatı alt üst olmuş. Eşi de onu terketmiş. Çocukları ve akrabaları ondan uzaklaşmış. Böylece vatansızlık hikâyesine yalnızlık ve kimsesizlikten oluşan yeni, ağır hikâyeler eklemlenmiş.
“Devlet sesimi duymuyor”
15 yıl cezaevinde kaldığını belirten Önder şöyle devam ediyor: “Eşim mağduriyetimden dolayı beni terk etti. Yoksa aramızda bir problem yoktu. İşim gücüm olmadığı için yanlış işlere girdim. Bu yüzden 15 yıl da hapis yattım. Allah peygamber aşkına başıma gelenlere bakın. Hiç bir şey yapamıyorum, hiçbir yere gidemiyorum. Bir yere gitmeye utanıyorum. Eğer kimliğimi alamazsam son çare intihar edeceğim. Ne yapayım başka da çarem yok. Devlet sesimi duymuyor. Aslında duyuyor fakat ilgilenmiyorlar. 28 yıl oldu ben bu haldeyim. Ne kadar müracaat ettiysem reddedildi. Bu kağıtla cenazeme bile gidemedim. Bu kağıt bir işe yaramıyor. Hastaneler beni kabul etmiyor. Nereye gidersem kimlik istiyorlar. Ben hem varım hem de yokum. Bir cahillik edip askerlikten kaçtım fakat eşime bakacak kimse yoktu. Kaçmaya mecburdum.” Ahmet Önder Türkiye’de askerlikten firar ettiği için vatandaşlıktan çıkarılar tek örnek. Hukukçular İçişleri Bakanlığı’nın Ahmet Önder kararını ilginç ve insan hakkı ihlali olduğu görüşünde.
“Keyfiliğe işaret ediyor”
Avukat Cihan Aydin, Önder’in durumuna ilişkin şunları söylüyor: “Kanunlara bakıp didik didik ettiğimde, daha önceki mahkeme içtihatlarına baktığımda Ahmet Önder’in vatandaşlıktan çıkarılması için bir suç yok ortada. Neden vatandaşlıktan çıkarıldı? Bunun bir cevabı yok. Bu, da keyfiliğe işaret ediyor.” Vatansız Ahmet’in hikayesi sinemacıların da ilgisini çekmiş. Yapımcı Şerife Deniz Bulut, Ahmet Önder’in yaşam hikayesini “HİÇ” ismiyle filme çekmiş. Belgesel film şimdilerde 19 ülkede 19 ayrı festivalde yarışıyor.
“Olmayan kimliği için kimlik mücadelesi veriyor”
HİÇ filmi yapımcısı Şerife Deniz Bulut da, hikayenin filme dönüşmesini şu sözlerle dile getiriyor:
“Ahmet burada yaşayan bir Kürt. O, olmayan kimliği için kimlik mücadelesi veriyor. Biz var olan kimliğimizin mücadelesini veriyoruz, kendimizi kabul ettirme çabasındayız. Ahmet’le ortak bir yan da bulduk. Bizim bu filmi çekmemizdeki en büyük amaç, Ahmet’in 28 yıldır verdiği kimlik mücadelesine ortak olmak ve onun çıkaramadığı ses olmak.” Ahmet’in hikayesinin duyulmasının ardından Diyarbakır’daki sivil toplum kuruluşları kendisine destek olacaklarını açıkladı. Onlar şimdi Ahmet’in sorunlarının bitmesi ve yasal yollarla tekrar vatandaşlığa alınması için çaba sarfediyor.” Kaynak: Rudaw