Ahmet BARAN/YENİGÜN HABER - Diyarbakır ve bölgenin çeşitli kentlerinde 28-31 Mart 2006 tarihlerinde yaşanan protestolar ve sonrasında gerçekleşen toplumsal olaylarda 6'sı çocuk 14 kişi öldü. 161'i sivil, 199'u polis olmak üzere toplam 360 kişi yaralandı. 200'ü çocuk 563 kişi gözaltına alındı, bunlardan 91'i çocuk 291'i tutuklandı. 28 Mart olaylarının yıldönümü nedeniyle yazılı açıklama yapan İnsan Hakları Derneği Diyarbakır Şubesi, sanık kolluk görevlileri hakkında açılan kamu davasındaki sürece değinildi.
AİHM tarafından kolluk görevlileri hakkında ihlal kararının verildiği ifadelerini yer aldığı açıklamada, “28 Mart 2006’da Diyarbakır’da başlayıp bölge kentlerine yayılan ve yaklaşık bir hafta süren toplumsal olaylarda kolluk görevlilerinin orantısız müdahalesi sonucunda 7’si çocuk 14 yurttaş yaşamını yitirirken, 300’den fazla yurttaş ise çeşitli şekillerde yaralanmış, yüzlerce yurttaş işkence ve kötü muamele uygulamaları ile gözaltına alınarak tutuklanmıştır. Söz konusu tarihlerde kolluk görevlileri tarafından açılan ateş ile yaşamını yitiren çocuklardan 8 yaşındaki Enes Ata ve 14 yaşındaki Mahsun Mızrak’ın faili kolluk görevlileri hakkında uzun yıllar devam eden hukuk mücadelesi sonucunda kamu davası açılmıştır. Sanık kolluk görevlileri hakkında açılan kamu davası, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM), hak ihlali kararına rağmen beraat kararı ile sonuçlandırılmış bu karara karşı hukuk komisyonumuz tarafından Anayasa Mahkemesine yapılan başvuru henüz derdest durumdadır” denildi.
Kolluk görevlilerinin toplumsal olaylara müdahalesi sırasında orantısız güç ve silah kullanımı nedeniyle yaşanan can kayıpları ve yaralanmalara ilişkin aradan geçen 18 yıla rağmen yargı makamları tarafından adalet sağlanmadığına yer verildiği açıklamada, şöyle denildi:
“Yargıda bir kültür haline gelen cezasızlık sistemine rağmen 28 Mart Olayları ile ilgili açılan davalarda hakikatin ortaya çıkması ve gerçek adaletin sağlanması için kararlılıkla mücadele etmeye devam edeceğiz.Bir kez daha yetkililere; devlet gücü ile işlenmiş tüm suçlara yönelik etkin ve adil yargılamalar için gerekli adımların atılmasının yasal zorunluluk olduğunu hatırlatıyoruz.”