Yûsif Bedirxan

Yûsif Bedirxan

Yûsif Bedirxan Yazdı: Virüs tahribatları I

Virüs tahribatları I

Yûsif BEDİRXAN

[email protected]

Koronavirüs salgınında Sağlık Bakanlığı tarafından açıklanan rakamların hem gerçekliği hem de tam olarak neyi ifade ettiği sürekli tartışılıyor.

Verilerin açıklandığı tabloda 29 Temmuz’da yapılan değişiklik ile evde takibe alınan pozitif hastaların kamuoyuna açıklanmasından vazgeçildiği iddia edilmişti.

Sağlık Bakanlığı, günlük hastaneye yatırılan hasta sayısını paylaşmayı sürdürürken söz konusu iddiaya net bir yanıt veremedi maalesef.

Tablo değişikliğini ilk gündeme getiren Yeni Şafak yazarı Mehmet Acet 23 Eylül’de yayımlanan son yazısında günlük hasta sayısı’ ifadesinin ne anlama geldiğine dair sorulara daha detaylı yanıt verdi. Acet, bu ifadenin “günlük olarak hastanede tedavi altına alınanların sayısını yansıttığını, 29 Temmuz’dan beri testi pozitif çıkıp da tedavisi evde yapılanların sayısı ise açıklanmıyor, o veriler günlük korona verilerine yansıtılmıyor” dedi.

Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı ve Enfeksiyon Hastalıkları Derneği Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan da benzer bir açıklama yaptı: “Açıklanan vaka sayısının gerçek vaka sayısı olmadığını biliyoruz hepimiz. Ben bunu Sağlık Bakanlığı’na da sordum. Bakanlık “Hocam, bu tam pozitif vaka sayısı değil. Ancak sadece hastaneye yatan sayısı da değil” dediler. Dolayısıyla bu günlük bize açıklanan rakamların ne olduğunu bilmiyoruz”

Prof. Dr. Ceyhan, “Hep söylüyorduk abarttığımızı düşünüyorlardı. 'Tespit ettiğimiz vaka sayısı gerçek rakamın 10’da 1’i' diyorduk. En iyi testleri en iyi planlamayı da yapsanız bu işin özelliği budur. Şikayet göstermeyen insanı bulup onu izole etmeniz için bütün toplumu taramanız lazım. Bunu da sadece Çin Wuhan bölgesinde yapabildi” dedi.

Peki, hep dile getirilen ancak tam olarak bir türlü açıklanmayan rakamsal öngörü ne peki?

BBC Türkçe, 11 ildeki e-devlet ve Türkiye İstatistik Kurumu verileri üzerinden “ek ölümlere” dayandırdığı haberinde şöyle bir öngörüde bulunmuş.

Haber, aralarında Diyarbakır’ın da bulunduğu 11 ilde, 2020'nin ilk 8 ayında, son 5 yılın ortalamasına kıyasla ölüm sayısının yüzde 12 arttığını, toplam 10 bin 950 ek ölüm olduğunu ortaya koyuyor.

Ayrıca nüfus faktörü göz önüne alınarak yapılan hesaplamada da, yine bu 11 ilde, ölüm sayısının 2019'un ilk sekiz ayına kıyasla yüzde 8,4 arttığı görülüyor. Türkiye geneli için bu yıl beklenen ölüm artış oranı ise yüzde 2,2.

Uzmanlar bu tarz yüksek artışların pandemiyle ilişkilendirilmesinin normal olduğunu, ek ölümlerin sadece Türkiye'de değil tüm dünyada görüldüğünü söylüyor.

Bu öngörüye nasıl varılmış, bir de ona bakalım.

Bunun için ilk önce “ek ölümün” ne olduğunu, nasıl hesaplandığını anlamamız gerekiyor.

Epidemiyolojide (salgın hastalıkları konu alan tıp dalı), ek ölüm kavramı, normal veya kriz dışı koşullar altında beklenenden daha fazla gerçekleşen ölümleri tanımlıyor.

Bunun hesaplaması da geçmiş yılların ölüm ortalamalarına ve yıllık beklenen artışlara bakılarak yapılıyor. En yaygın kullanılan basit yöntemlerden birisi de belli bir tarih aralığında mevcut yılın ölüm sayısı ile son beş yıllık ortalama arasındaki farka bakmak. Devam Edecek.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yûsif Bedirxan Arşivi