Tarık Othan yazdı: Bin nasihate evla musibetler

Türkiye, kendine yeten bir tarım ülkesi. Ancak yaşadığımız bazı olaylar ne durumda olduğumuzla ilgili bize bilgiler sunuyor.

Örneğin yemeklik sıvı yağda yaşananlar bunun bir göstergesi.

Rusya’nın Ukrayna işgali bize en azından bu alandaki sıkıntıları hatırlattı ya da aklımızı başımıza getirdi.

Bir musibet bin nasihatten iyidir derler ya bu savaşın bize kazanımı bu oldu sanırım.

Zaman geçirilmeden çok önemli bir adım atıldı.

Bakın ta 2014 yılında yani bundan 8 yıl önce  şöyle bir kanun varmış: Tarım arazilerinin etkin ve verimli kullanımının sağlanmasına yönelik 15 Mayıs 2014 tarih ve 29001 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe giren "Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında 6537 sayılı Kanun" kapsamında hazırlanan "Tarımsal Arazi Edindirme İş ve İşlemleri Hakkında Yönetmenlik" 13 Nisan 2018 tarih ve 30390 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiş.

Bu karar, “tarım arazisi olup kullanılmayan ve atıl durumda olan arazilerin Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından tarıma kazandırılması”na hükmediyor.

Ancak Rus işgali ile oluşan “yağ krizi”  ve fiyat artışı ile arz sorunu yaşayan tarımsal ürünlerde önemli olan bu karar Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın imzasıyla Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe giren yeni bir kararla pekiştirildi.

Ne diyor bu karar: Tarım arazisi olup kullanılmayan ve atıl durumda olan arazilerde hububat ve baklagil ile ayçiçeği, kanola, soya ve aspir gibi yağlı tohumlu bitki üretimi yapanlara hibe desteği verilecek. 2022 yılı için uygulanacak hibe programı kapsamında, proje toplam bedelinin yüzde 75'ine kadar hibe desteği sağlanacak.

Devletin resmi verilerine bakıldığında büyümeden, istihdama, üretimden dış ticarete ekonomide tarımın payının azaldığını söyleyen veriler fayda etmemişken; bin nasihate bedel bir musibetten kısa zamanda ders çıkarılması iyi.

Veriler Türkiye’nin tarımda gerileyen durumunu göz önüne seriyor.

Tarımsal hasıla bakımında Avrupa’da birinci, dünyada yedinci ülke olmakla övünürken dolar bazında değerlendirildiğinde hasılada düşüş var. Türkiye’nin 2010 yılında tarım hasılası 52 milyar 592 milyon dolar iken, 2018’e gelindiğinde 42 milyar 517 milyon dolara gerilediği görülüyor.

Yoğun nüfus artışı dikkate alındığında tarımsal üretimin 2010’dan 2018’e kadar 10 milyar dolarlık düşüş kaydetmesi ciddiye alınması gereken bir sorundur.

Bu aynı zamanda tarım sektöründen kaynaklı istihdam oranını düşürüyor. Şöyleki; 2010 yılında yüzde 23.3 olan istihdamdaki payı 2016’da yüzde 20’nin altına düşerek yüzde 19.5 oldu. 2018’de ise bu oran yüzde 17.3’e gerilemiş.

Bizde bir laf vardır; Giyayê hewşê tale. Yani kendi avlundaki ot sana acı gelir.

Elimizdekinin kıymetini nasihatlerle anlamamız dileğiyle.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Tarık Othan Arşivi